06.08.2021, 15:29

Pandeminin Düşürdüğü Maskeler-2

Pandeminin Düşürdüğü Maskeler kitabında, tüm Dünya’da da sermaye sınıfının insanın değerini ikinci plana atan kâr odaklı düşüncesinin, pandemi vasıtasıyla nasıl her zamankinden daha açık ortaya çıktığını gösteren pek çok örnek var. Yazarlardan Cavit Işık Yavuz, daha önce DSÖ’nün raporlarında koronavirüs tehdidine karşı dikkat çektiğinden, fakat sermaye sınıfının nasıl oralı olmadığından bahsediyor; "Şirketlerin kârlı görmediği için eğilmediği bu virüs grubuna yönelik bir aşı geliştirilmiş olsaydı, COVID-19’da en az %30, 40 işe yarayacaktı.’’ Ardından virüsün insan seçmediği yalanına karşı sağlam bir kanıt oluşturan bir bilgi veriyor; ‘’Dünya Bankası, pandemi olmasaydı 2020 yılında dünya nüfusunun %7,9’una düşeceğini öngördüğü aşırı yoksulluğun (günde 1,9 dolardan daha az bir parayla yaşama) 2020 yılı için %9,1-9,4 arası olduğunu tahmin ediyor." 1,4 milyon kişilik bir yeni yoksullar katmanı oluşmuş, bunların %23,4’üne herhangi bir sosyal yardım ulaşmamıştır.

Diğer bir yazar Ümit Kartoğlu, aşı meselesine değiniyor ve büyük aşı üreticilerinin, insanlığa faydalı olmak adına birazcık vicdanlı davranıp DSÖ onayı almak varken, nasıl kazancın daha yüksek olduğu ülkelerde acil kullanım onayı peşinde koşmuş olduklarını anlatıyor. Ayrıca BioNTech/Pfizer, AB ve ABD’den aldığı acil kullanım izninde değişiklik yaptırmayı başararak aşının flakon değerini düşürerek dozlarını arttırmıştı. Yani bir nevi belli bir miktarda etken maddeyle daha fazla doz üretmek için aşıyı ‘sulandırmıştı’.

Önceki yazımda, Türkiye’de sağlık sektörünün nasıl özel şirketlere ve para hırsına devredildiğini , ve bunun canice sonuçlarını anlattığı makalesinden veriler derlediğim Kayıhan Pala da, farklı ülkelerden benzer sonuçlara dair örnekler gösteriyor. Liberallerimizin rüyasında yaşadığı özgürlükler ülkesi Amerika, korona sürecini doğru yönetmekte başarısızlığıyla ilk günden beri dikkat çeken, bir tür ‘karikatür’ konumunda. Hal böyle olunca en çok işaret edilen ülke olan ABD’yi bir ‘esas noktası’ gibi ele alıyor Pala; "Pandemi sırasında pandemiye hazırlık planın yapılmış olması büyük önem taşır. Ancak sağlık hizmeti sunumunun ağırlıklı olarak özel sektör tarafından sağlandığı, örneğin ABD gibi ülkelerde, sağlık hizmeti sunuculara ödeme yapma şekli bu hedeflere engel olabilir. Nitekim ABD’nin COVID-19 pandemisine yanıt vermede en başarısız ülkelerden biri olmasının temel nedenlerinden birisi, hem finansman, hem de hizmet sunumu açısından özel sektöre terk edilmiş sağlık sistemidir."

İstatistikler iddialarınızı kanıtlamanızda kilit rol üstlenir, fakat sıkıcıdır. Böyle düşünenler için Feride Aksu Tanık, yazısına kısa ve öz bir özetle başlıyor. Kısaca şunları söylüyor Tanık; Pandemi, doğal yaşamın ve ekosistemin tahribatı ile kapitalizmin yapısal krizinin derinleştiği bir zamanda hayatımıza girdi. Şirketleşmiş devletlerin ve piyasalaşmış sağlık hizmetlerinin hak olarak tanımlamadıkları sağlığımızı korumaları beklenemezdi. Korumadılar! Pandemi, zaten kapitalizmin sakatladığı sosyal ve ekonomik koşullarımızı daha da olumsuz hale getirdi, var olan sınıfsal eşitsizliklerin derinleşmesine neden oldu. Sosyal ve ekonomik politikalar, hayatları eve sığmayan toplumun dezavantajlı kesimlerini, emekçileri değil, sermayeyi gözeten bir rota izledi.

Tanık’ın, ilaç şirketleriyle ilgili de söyleyecekleri var. Küresel bir sağlık krizinde bir ilacın etkili olmasının iki anlamından birinin sağlık, diğerinin de kâr olduğundan bahsediyor. İlaçların etkili olup olmadığını ortaya koyan klinik araştırmaların en büyük ve belki de tek finansörü ise ilaç şirketleridir ve ilaç pazarının en temel dinamiği kârdır. İlaç araştırmalarının temel finansörlerinin ilaç şirketleri olması, klinik araştırmaların bağımsızlığına gölge düşürebilir. Bu durum, ‘yayınlanan sonuçların gerçek nesnel kanıtlara dayanıp dayanmadığı konusunda ciddi kuşkulara neden olmaktadır.’

Bir örnek; tıp alanında saygın ve hakemli iki dergi, The Lancet ve The New England Journal Of Medicine, Mayıs 2020’de, hidroksiklorokin isimli ilacın kullanımını teşvik eden bir yazıyı yayınlamışlardı. ‘Yüzlerce hastaneden binlerce vakanın verilerinden faydalanarak yazılan’ yazıda kullanılan verilerin ciddiyetinden ve doğruluğundan şüphe eden doktorların tepkileri sonucu dergi editörleri verilerin kaynağını araştırdıklarında, verilerin bir web sitesinden ibaret olan ‘Surgispher’ isimli bir şirketten alındığı, şirketin sahibinin makalenin yazarlarından biri olduğu ve şirketin ‘verileri şeffaf bir şekilde paylaşma ve hesap verebilirlik ilkesini’ kabul etmediği ortaya çıktı.

Tanık, ‘Sonuç’ kısmında da yine istatistiklerden uzak, kısa ve öz bir değerlendirme yapıyor; ‘Dünya’da ve Türkiye’de sergilenen sermayeyi gözeten davranışlar bir politik tercihtir ve bilmemekten, yapamamaktan değil, idari olarak böyle yapmayı seçmekten kaynaklanmıştır. Bir olağan dışı durumla mücadelenin başarılı olabilmesi için insanları, canlıları ve doğal yaşamı, sermaye karşısında korunmalarını sağlayacak önlemleri alacak bir politika seçmeye gereksinim vardır. Oysa içinde yaşadığımız pandemi için tercih edilen politikaların kapitalizmin yeniden canlandırılmasına yönelik olduğunu görüyoruz.’

Bir başka yazar Yücel Demirer, işin ekolojik kısmına değiniyor; ‘Tüketimin en üst düzeye çıkarılması ve kârın bu yöntemle maksimize edilmesine dayanan sömürü mekanizması, diğer kaynaklar gibi yenilenmesi mümkün olmayan kaynakları da sorumsuzca yıkıma uğratmıştır. Önceliği insanın mutluluğu ve refahı olmak yerine merkezine artı değer sömürüsünü yerleştiren bu sistem, ekolojik kaynakları hızla tüketmiş, bu bağlamda neredeyse geri dönülemez bir noktaya gelinmiştir. Günümüzde emperyalist talanın odak noktasını oluşturan doğal kaynakların kendini yenileme olanağı neredeyse ortadan kalkmıştır. Dünyanın biricik kaynakları, servetlerindeki sıfır sayısını saymakta zorlandığımız bir zümrenin çıkarı adına talan edilmiştir ve edilmektedir. … Gelir eksenli ayrımların olduğu kadar yaş, eğitim düzeyi, teknoloji ile tanışık olma, evden çalışabilme imkanı gibi pek çok faktörün artırdığı eşitsizlikler, dünya düzleminde kendisini göstermiştir. … Pandemi sürecinde, hem bulaşın önlenmesinde hem aşı araştırmalarında, kapitalist hegemonyanın etkisi yoğun olarak hissedilmiştir. Sağlık alanındaki özelleştirme politikalarının ortaya koyduğu eşitsizlik ve kaynak israfı gerçeği, sürekli olarak gündemde tutulmalıdır.’

Türkiye kapitalizminin sorunu bir ahbap, çavuş kapitalizmi modeli olmasıysa, yukarıda örneklendirilen ve özetlenen, gelişmiş ülkeleri de kapsayan tüm Dünya kapitalizminin sorunu ne? DSÖ Genel Müdürü Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçtiğimiz günlerde Dünya’nın "felaketle sonuçlanacak bir ahlaki başarısızlığın" eşiğinde olduğunu söylemişti. Dünya, kapitalizmin ve ahlakın bir arada var olabileceği aşamayı geride bırakmıştır. Şu aşamada, seçimi yapılması gereken ikilem, ‘ya serbest piyasa, ya ahbap çavuş kapitalizmi’ değil, şudur; ya vicdan, ya kapitalizm!

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 17 47
2. Fenerbahçe 17 39
3. Samsunspor 17 33
4. Eyüpspor 18 30
5. Göztepe 17 28
6. Beşiktaş 17 27
7. Başakşehir 17 26
8. Gaziantep FK 17 22
9. Kasımpasa 17 21
10. Alanyaspor 17 21
11. Rizespor 17 21
12. Antalyaspor 17 21
13. Konyaspor 17 20
14. Trabzonspor 17 19
15. Sivasspor 17 19
16. Kayserispor 17 16
17. Bodrumspor 17 15
18. Hatayspor 17 9
19. A.Demirspor 17 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 18 38
2. Bandırmaspor 18 33
3. Karagümrük 18 31
4. Erzurumspor 18 30
5. İstanbulspor 18 27
6. Ankaragücü 18 27
7. Keçiörengücü 18 27
8. Pendikspor 18 26
9. Amed Sportif 18 26
10. Ahlatçı Çorum FK 18 26
11. Manisa FK 18 26
12. Boluspor 18 25
13. Igdir FK 18 25
14. Gençlerbirliği 18 24
15. Ümraniye 18 23
16. Esenler Erokspor 18 22
17. Şanlıurfaspor 18 22
18. Sakaryaspor 18 22
19. Adanaspor 18 15
20. Yeni Malatyaspor 18 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 19 46
2. Arsenal 20 40
3. Nottingham Forest 20 40
4. Chelsea 20 36
5. Newcastle 20 35
6. M.City 20 34
7. Bournemouth 20 33
8. Aston Villa 20 32
9. Fulham 20 30
10. Brighton 20 28
11. Brentford 20 27
12. Tottenham 20 24
13. M. United 20 23
14. West Ham United 20 23
15. Crystal Palace 20 21
16. Everton 19 17
17. Wolves 20 16
18. Ipswich Town 20 16
19. Leicester City 20 14
20. Southampton 20 6
Takımlar O P
1. Real Madrid 19 43
2. Atletico Madrid 18 41
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 18 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Real Betis 18 25
10. Osasuna 18 25
11. Celta Vigo 18 24
12. Rayo Vallecano 18 22
13. Las Palmas 18 22
14. Sevilla 18 22
15. Leganes 18 18
16. Deportivo Alaves 18 17
17. Getafe 18 16
18. Espanyol 18 15
19. Valencia 18 12
20. Real Valladolid 18 12

Gelişmelerden Haberdar Olun

@