11.05.2020, 10:38

Sait Faik

Çağdaş

Öykücülüğün 

Efsanesi

İnsan Ustası

SAİT FAİK ...

*

Yazdıklarıyla arasında hemen hiç mesafe olmayan, onlara belki herkesten daha yakın olan adam. Sözcükleri çocukları gibi değil, Mahalle Kahvesi’nden arkadaşları gibi gören adam.(Haydar Ergülen)

*

O, Sait Faik...

Öykücülüğün Ustası... 

Bir Efsane...

Cumhuriyet dönemi hikayecisi... 

Dostluğun, insanı sevmenin de!

O, "Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyen biri.

"İnsanı insana ancak şiir sevdirir" demiş de!

"Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmedim. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalıdır." yazan da!..

"-Okumuş yazmış insan öğüt vermez, dedi.

-Ya ne yapar? dedim.

-İnsanı anlar, dedi"

"Alemdağ'da Var Bir Yılan"da...

Adım atmadık dolaşmadık yer bırakmadığı Şehr-i İstanbul'da gördüklerini yaşadıklarını şiir tadında yazandır...

****

Okumak istediği gibi yazan "kalem erbabı" o!

O; deniz, balık, balıkçılar, dalgalar, mavi, martılar, yakamoz.

O; yakaladığı balık pek küçük olunca onu öpen ve tekrar denize atan... Yanındaki balıkçı biraz şaşırarak, "Ne yaptın, hiç balık öpülür mü" diye sorunca da cevabı şu olan: 

"Olsun, bu denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor artık.'' Sait Faik o!...

****

O; kuşlar, yoksullar, sokak çocukları.

O, İstanbul, o Burgazada...

O, "Semaver", o "Şahmerdan, "Lüzumsuz Adam", Son Kuşlar", "Alemdağ'da Var Bir Yılan", "Medar-ı Maişet Motoru", "Bir Takım İnsanlar adıyla", "Kayıp Aranıyor"dur.

Sokaktaki insandan beslenendir o neticede!..

****

"1930’larda başladığı yazı hayatı boyunca sorumlu avare, gözlemci balıkçı, çakırkeyf sirozlu, küfürbaz şair, müflis tacir, züğürt yazar, hamdolsun diyemeyen rantiye, anadan doğma çevreci gibi sıfatlarla anılmıştır.

Emrah Ateş'e göre,

"Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aradı hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazdı."

Bir not; 

1953 yılında ABD'deki Mark Twain Derneği, ona “onur üyeliği” vermistir. Sait Faik’ten önce bu ödül yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’e verilmiştir!

****

Onun kadar yazmayı seven kişi az görülmüştür.

Abasıyanık, yazmayla arasındaki ilişkiyi "Haritada Bir Nokta" öyküsünde şu sözlerle aktarmıştır:

"Söz vermiştim kendi kendime.

Yazı bile yazmayacaktım.

Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım.

Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum.

Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım.

Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım..."

****

"Akşamüstleri Tünel'den Taksim'e doğru sol kaldırımdan yürürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama müthiş kederli-yüzündeki keder besbellidir, elle tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır-, pantolonu ütüsüz, ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar.

Bu adamın, bu Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki (daha doğrusu her hali) size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler.

Bu neden böyledir? Orasını kimse de bilmez.

Bazı adam vardır, insan yüzünde sırf hınç, kin okur.

Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık…

Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar.

Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız.

Bu adam hikayeci Sait Faik'tir!"

İşte Yaşar Kemâl, işte Sait Faik!..

****

"Sait Faik bugünkü hikayecilerimizin en özlüsü, en ustası,  en büyüğü. 

Onda var mı istedikleri gerçekçilik? 

Bir adam Burgaz adasında oturmuş, düşleri, anıları karışıyor birbirine.

Çocukluk, gençlik, yaşlılık yılları karışıyor birbirine, 'birtakım insanlar' var hikayelerinde, onlar da karışıyor birbirine, öyle yerler oluyor, anlatılan 

kişilerle anlatan kişiyi seçemiyorsunuz birbirinden. 

Sait Faik bütün kişileri, her şeyi içten, kendi içinden anlatıyor da onun için(...)

Az bulunur onun kadar öznelci yazar. 

Bir doğru var onda: kendi doğrusu, kendi içinin doğrusu."

Nurullah Ataç (Sait Faik'in Ardından)

****

"İnsandan beslenendir" dedik Sait Faik'e...

Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aramıştır hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazmıştır.

Hemen bir Oktay Akbal anısı alıntılayalım; 

“Sait Faik, 

‘Şu kahveyi anlatmak istersen söze nereden başlarsın?’ dedi, ‘İlk gözüne çarpanlar nedir?’ Sınav sorusu gibi bir şeydi. 

Birden şaşırdım; kahvenin duvarına asılmış İran Şahı ile Atatürk’ü gösteren renkli resimlere gözüm takıldı. 

‘Bu resimlerle başlarım, sonra kahvenin içindekileri anlatırım,’ dedim. 

Sait kızdı, ‘Öykü duvarda değil, orada oturan ihtiyar adamda,’ dedi.”

O, "Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yol­lar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gök yüzünde, güz mevsiminde artık esmer le­keler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. 

Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. 

Biz kuş­ları ve yeşillikleri çok gördük. 

Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi!"

diyen "Burgazadalı Yazar"dır!

O, Reşat Nuri Güntekin için;

"Hangi tarafından bakarsanız bakın, bugünkü edebiyatımızın en değerli, en orijinal çehrelerinden biriydi. Bütün genç, orta yaşlı ve yaşlı nesillerin; ileri aydınlarla beraber orta halli okur yazarların, bizde pek az görülmüş bir ittifak ile sevip saydıkları bir insandı."

Yakın dostlarından Orhan Kemâl'in onu tanımlayan sözleri;

"Sait, gizli kapaklı tarafı kalmamış, herkesçe bilinen bir insandı. İnsandı da değil, insandır.

O ölmedi ki… İnanmazsanız, kitaplarından herhangi birini rastgele açın. Eminim onun çarpan kalbinin sesini duyacaksınız!"

"Büyük Şair" Nâzım Hikmet, 

Budapeşte Radyosu'nda görüşlerini, ona "övgüyle" aktarır;

"Ben Sait Faik’i çok severim. Bizim büyük hikayecilerimizden biridir. Büyük hikayeci, büyük şair. Bazen bedbin, bazen ümitsizliğe kapılır fakat çok namuslu insan ve memleketini çok seven insan. Ve belki de bedbinliği ve ümitsizliği bir çıkar yol görememesinden geliyor. Halbuki çıkar yol var tabii. Velhasıl büyük bir hikayeci büyük bir şair."

****

Özdemir Asaf'ın Sait Faik'in müthiş  alınganlığıyla ilgili anısına da yer verelim;

"Hürriyet gazetesine öyküler yazıyor, röportajlar yapıyordu.

(Daha önce 7 Gün’de yazmışlığı vardı. “Medâr-ı Maişet Motoru” ilkin Sedat Simavi’nin 7 Gün’ünde yayınlamıştı.)

Biriken birkaç yazının paralarını almaya gitmiş. Bakmış ki öykülerine beşer lira biçmişler, röportajlarına onar lira.

Hışımla Sedat Simavi Bey’e çıkmış, durumu anlatmış:

“Galiba muhasebede bir yanlışlık oldu efendim. Hikâyelerime on lira, röportajlarıma beş lira çıkartılacakken ters hesap yapılmış” demiş.

Sedat Bey’in cevabını hayretler içinde anlattı: 'Sait Bey', demiş Sedat Simavi. 'Yanlışlık değil. Hikâye yazmanız için bir külfete, bir masrafa gereksinmeniz yok. Bir kâğıt bir kalem kâfi. Ama röportaj yapmak için, bir yerlere gidiyorsunuz, ne bileyim, vapura, trene falan biniyorsunuz. Yol parası veriyorsunuz, icabında beklemek gerekiyor, bir kahveye falan oturup çay-kahve içiyor, masraf ediyorsunuz.'

Sait aklına o güne kadar hiç gelmemiş olan bu düşünce biçimine şaşırmış kalmıştı. Öykülerine bu karşılaştırma ağırına gitmişti. Sanıyorum bundan sonra o işe devam etmedi.”

****

Bugün Sait Faik'in 66.ölüm yıldönümü. 

Onu;

Fazıl Hüsnü Dağlarca 'nın ithafı "Ağıt" ile analım;

*

Ölmüş Sait

Deniz mavisinden erken

Bunca sevgiden sonra

annesini öperken.

*

Ölmüş, eli ayağı uzak

Camların üstü buğu.

Ölmüş, çocuklar izin vermeden

Yüzünde sarışın çocukluğu

​​​​​​​*

Yıldızlar gitmez, gün doğmaz,

Ölmüş, korkunç uykusu yerde,

Ölmüş hayal meyal

Üşür balıklar hikayelerde

​​​​​​​*

Ölmüş.

Ağaç bir, gölgesi iki.

Ama neden ölmüş,

Ölmek yaşamaktan iyi mi ki.

(Kaynakça: Sait Faik'in Yalnızlığı-Arka Kapak Dergisi, Sait Faik Müzesi, Fikir Cephesi)

Yorumlar (2)
Recai Şeyhoğlu 5 yıl önce
Harikulade!
Gülten Işık 3 yıl önce
Devamını oku
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 33 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@