18.10.2022, 14:11

Sansür ve Amasra

Polonya’da bir gazeteyi ziyaretimizde, gazeteciler gündemin sadeliğinden ve iş yoğunluğu yaşamadıklarından / sıkıldıklarından söz etmişler ve sormuşlardı: "Sizde nasıl?"

Bir günde manşetin beş altı kez değişebildiğini söyleyince şaşırmışlar/ inanamamışlardı bana.

Akaryakıta ikide bir gelen zamlar, liyakatsiz kadrolar, rektörün ya da herhangi bir bürokratın kardeşini/ yakınını işe aldığı haberleri, hırsızlıklar, din bezirgânlarının safsataları, akıl almaz fetvalar, trafik kazalarında ölenler,  Saray’ın günlük harcaması, yüzlerce araçla birinin bir yerden bir başka yere yolculuğu, yolsuzluk haberleri, birinin Türkiye’den ABD’deki kardeşine gönderdiği milyarlarca para…

Gazeteciler manşet değiştirmekten bıkıyor olmalı.

Sansür yasası, Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyareti. Türken’in gökdelene benzer yeni binası…

Son olarak Amasra’daki maden kazası (cinayeti) ve Cumhurbaşkanının sözleri…

***

Oysa bugün değerli bir gazetecimizden söz etmek istiyordum ben.

Urfalı Bekir Coşkun’dan ve Ayvalık’taki Bekir Coşkun Kütüphanesi’nden söz etmek istiyordum.

18 Ekim 2020’de yitirdiğimiz Bekir Coşkun ve Cunda’daki 5 bin kitaplı kütüphanesiyle ilgili bir şeyler yazılmaz mı hiç?

Sadece Emin Çölaşan mı yazacak yani?

Bergama’nın Hacıhamzalar köyünde 19 Ekim 2002’de 3600 kitapla açtığımız ilk kütüphanemizden söz etmek, kütüphanecilikte 20. Yılı geride bıraktığımızı anlatmak istiyordum bugün.

Şaka bir yana, 19 Ekim, bizim için unutulmaz bir tarih…

Kütüphanecilik yaşamımızda bir milat!

Kitaplarla köylere/ köylümüze merhaba dediğimiz bir tarih…

Kemal Nehrozoğlu ile birlikte sanırım kasım ayı başında Şanlıurfa’da Mehtap Rastgeldi Başkanla yeni bir kütüphaneye merhaba diyeceğiz. Açılışta Bekir Coşkun’u da unutmayacağız elbet. Selamlarımızı göndereceğiz ona.

Öncesinde ise Özgür Özel ile Manisa’nın Demirci’sinde Yekta Güngör Özden- Rasime Şeyhoğlu Kütüphanesi’ni açacağız.

Özetle… Bekir Coşkun, Cunda, Urfa ve kitaplardan söz etmek varken gündemin sıcak maddelerinin tutsağı olmaktan alıkoyamıyoruz kendimizi.

Sadede gelecek olursak…                                                                                  

***

15 Ekim 2022 tarihli Sözcü’ye bittim!

Birinci sayfa şöyle düzenlenmişti: Ekonomimiz şaha kalktı, Dünyada en düşük enflasyon Türkiye’de, Emekliler aldığı yüksek maaşla gemi turuna çıktı, Öğrenci yurtları 5 yıldızlı otel gibi, Türkiye’de kiracı kalmadı herkes ev sahibi oldu, Akaryakıt sudan bile daha ucuz, Fazla et yiyen millet obez oldu, Türk lirası en değerli para oldu. Amerikan Doları TL’nin altında kaldı.

Bir gün önce Amasra’daki maden ocağında yaşamını yitiren 41 yurttaşımız için içimiz kan ağlıyorken Sözcü’nün 15 Ekim tarihli ilk sayfası ise düşündürmeye/güldürmeye yönelik bir sayfa gibiydi.

Sanki Muzaffer İzgü elinden çıkmış gibiydi birinci sayfa.

Yıllar önce "Uçun kuşlar uçun İzmir’e doğru" türküsünü yasaklayan Tümgeneral Musa Öğün’ün yaşadığı topraklarda sansürcü kafalarla dalga geçen başlıkları alkışa değer bulmayan var mıdır acaba?

İktidar, 'dezenformasyon yasası' ile 1956’da Demokrat Parti’nin çıkardığı basın yasasını önümüze sürüyor. '2022 Türkiye’sini 1956 kafasıyla yönetmek isteyen zihniyet bu' diyenlere saygı duymamak mümkün mü?

Dezenformasyonla mücadele adı altında yazılı ve görsel iletişim araçlarında sesini çıkaranlara üç yıl hapis cezası getiren bir sansür yasasına evet diyen AKP ve MHP milletvekillerinin Meclis’te zafer kazanmış gibi gülerek, belki de kahkahalar atarak poz vermelerini bir görecektiniz…

Vekiller, torunlarını hiç düşünmüyorlar bence…

Onların, mahcubiyetten başlarını öne eğerek yaşayacaklarını hesap edemiyorlar olsa gerek.

Bilelim ki torunlarımız çok gülecek bu işe… Kimileri de öfkelenecek tabii ki.

Dedelerini, ninelerini kınayacaklar.

Barış Manço’nun 'Arkadaşım Eşek' şarkısının 'Arkadaşım kuzu' olarak değiştirilmesini isteyenlere bugün bizlerin güldüğü gibi, kahkahalar atacaklar büyük olasılıkla.

***

Türkiye’de acı - hüzün ve komiklik yaşanırken Belçika’da ise bizim Fransız kaldığımız bir gelişme yaşanıyordu.

Belçika’da Bakanlar, bütçe açığını azaltmak için kendi maaşlarında yüzde 8 indirim yapma kararı alıyordu. Hükümet böylece yılda 500 bin Euro tasarruf yapacakmış.

İslam ülkesi Türkiye’de de Bakanların böyle bir karar alması yakışmaz mı bizlere?

Elin gâvurunun insanlığına / vicdanına bak sen!

Almanlar ise daha başka…

Yeni başbakanlık binası çok masraflı bulunduğundan Almanlar büyük tepki gösteriyor buna.

Bilindiği gibi bazı bakanlar da işlerine bisikletle gelip gidiyor.

İsveç ve Yeni Zelanda’da ise daha başka… Japonlar ise alışık olmadığımız güzelliklerin sahipleri. Bizimle kıyaslanmayacak denli farklı insanlar…

Muhafazakâr iktidarların Türkiye’sinde ise… (Noktalı yerleri nasıl doldurmalıyım sizce?)

Müsriflikte bizimkiler Boeing 727’nin hızıyla yarışıyor.

'İtibardan tasarruf olmaz' denilerek…

Döneklik örnekleri de günün birinde bizi Guinness Rekorlar Kitabı’na taşıyacağa benziyor.

Son olarak daha önce CHP’de siyaset yapan bir teğmen eklendi bu listeye. Hazretleri, şimdi AKP’de.

Partilisi Demirel’e "Beyefendi, durmadan size ve hepimize söven adamları neden partimize alıyorsunuz?" deyince, Demirel’in verdiği yanıtı biliyorsunuz:

"Karşıdan hep bize bağırıp duruyorlardı. Bazen de küfrediyorlardı. Şimdi onları bizim kapıya bağladık, eski sahiplerine havlıyorlar."

O Demirel ki bildiğiniz gibi başımıza ikinci MC’leri musallat eden ve ülkemizi bu hallere getirenlerin en önde gelenlerinden…

Şimdi mumla arıyoruz rahmetli Morrison Süleyman’ı.

Kubiş, Ertuğrul Günay, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Mehmet Ali Çelebi örneklerini torunlarımız öğrenince eminim sözlüklere sarılıp dönme/ dönek/ değişim/ başkalaşım gibi sözcüklerin anlamlarıyla boğuşacaklar.

Sözü edilenler değişim mi yaşıyorlar, gelişiyorlar mı yoksa başkalaşıyorlar mı?

Birlikte düşünmemizde yarar var.

Bir gerçeklik var ki, torunlarımızı çok üzmüş olacağız.

Dönelim Amasra’daki patlamaya…

Patlamadan 24 gün önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, maden işletmesini ziyaret ediyor ve şöyle diyor: "Önce güvenlik! Sizin canınızın güvenliğini biz şu tesisin tamamına değişmeyiz!"

14 Ekim’deki patlama neyin nesi?

Oysa dünyada artık grizu patlaması diye bir şey yok.

25 Mayıs 2022’de CHP’li milletvekili Deniz Yavuzyılmaz "TTK’de toplam 10 bin 750 işçi olması lazım ama 7 bin 444 işçi var. Acilen işçi- mühendis ve teknik personel sayısının artması gerekiyor" demiş.

Sayın Yavuzyılmaz’a belli ki kulak veren olmamış.

Grizu patlaması, 41 vatandaşımızın canına mal oldu.

13 Mayıs 2014’te de Soma’da 301 işçimizi yitirmiştik.

Dünyada 40 yıl önce son bulan grizu patlamalarının ülkemizde yaşanıyor olması, büyük olasılıkla önlemlerin yetersizliğinden…

Önlem almayanların suçu yok mu bu işte?

Soma’daki için "…Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok!" demişti RTE.

2010 yılındaki Zonguldak / Karadon’daki 30 işçinin öldüğü grizu patlaması için de "Yöre insanı bu tür olaylara alışık, bu mesleğin kaderinde var, bu mesleğe girerken bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar" demişti anımsıyorsanız.

Amasra’da ise Bu kömür işletmemiz en ileri imkânlara sahip maden ocağıdır. Birileri bununla tabii dalgasını geçebilir ama biz kader planına inanmış insanlarız. Bunun dünü bugünü yarını olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır. Bunu bilmemiz lazım" dedi.

Fıtrat, kader, kader planı…

Hep böyle konuşuyor RTE.

Gereken önlemler alınsaydı bu 'kader' yaşanacak mıydı?

AKP’nin iktidarı döneminde can veren madenci sayısı 428. Bilmeyenler öğrenmiş olsun!

Kömür - linyit çıkarılmasında ölümcül kaza sıklık oranı 100 binde ABD’de 8, Almanya’da 4 iken Türkiye’de 60. (Soner Yalçın/ Sözcü- 18 Ekim 2022 )

RTE, bilmez mi bunu?

Önlemler alınsa sonuç böyle mi olurdu?

Cumhurbaşkanı,  Emre Kongar’ın şu sözlerini dikkate almalı.

"Hiçbir devlet, işyerlerindeki ihmallerin neden olduğu ölümlerden dolayı Allah’a, kadere, fıtrata 'kader planına' sığınamaz!"

RTE, Sosyolog Emre Kongar’a kulak vermeli…

***

Gazete sayfalarında komiklikle trajedi at başı gidiyor adeta.

16 Ekim tarihli  Korkusuz’daki  bir haber başlığı şöyle. "Ticaret Odası başkanını Suriyeliler belirleyecek."

Olayın yaşandığı yer, tahmin edebileceğiniz gibi Antakya…

Düşünebiliyor musunuz, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 852 Suriyeli şirket bulunuyor.

Yarın bir gün belediye başkanları da Suriyelilerden mi seçilmiş olacak yoksa?

Buna da mı fıtrat diyeceğiz?

Demografik yapımızın günden güne değişiyor olmasına alıştırılıyoruz adeta.

***

Yazının sonuna gelirken eczacıların elini sıkmak istiyorum. Ankara'da düzenlenecek olan 'Büyük Eczacılar Mitingi' Amasra’daki maden ocağındaki grizu patlaması nedeniyle ertelendi bilindiği gibi.

Ya ertelenmiş olmasaydı… Aman Tanrım, gerisini düşünmek bile istemiyorum.

Bu kez iktidarın en büyük düşmanı eczacılar olacaktı.

Eşlerini, babalarını, abilerini kaybeden Amasralılara başsağlığı diliyor, sansür yasasına karşın düşüncelerini özgürce/ yüreklice yazan gazetecileri de kucaklıyorum.

Yorumlar (3)
Ayhan 3 yıl önce
Yazılarınızı okuyorum, tebrik ediyorum.
Kader 3 yıl önce
İyi yazıydı, tebrikler
Bekir Argun 3 yıl önce
Güzel yazmışsınız, elinize sağlık...
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 34 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 34 49
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@