Şaşkınlık, Üzüntü, Kızgınlık..

Şaşkınım...

Gazetelerde yan yana haberler:
Korana Yeni Vaka Sayısında Kritik Artış...
Son 24 saatte 7949 yeni vaka...
Toplam vaka sayısı 2 milyon 594 bin 128...

Hemen yanındaki haber de şu:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aldığı karar gereğince bugünden(15 Şubat)
itibaren, hafızlık eğitimi verilen kuran kurslarında yüzyüze eğitime geçilecek,
kursa katılanlar sokağa çıkma ve şehir içi toplu taşıma araçları kullanma kısıtlamasından muaf tutulacaklar...

Onun yanındaki haberde de,
Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan'ın, partisi AKP'nin Rize kongresinde, kürsüde konuşurken çekilmiş gülen bir fotoğrafı ve konuşmasından bir alıntı var:

"Salgının olduğu dönemde kongre yapıyoruz ve salon LEBALEB dolu..."
(Biliyorsunuz, 'lebaleb' ağzına kadar dolu demek...)

Kısa süre önce de,
partisinin kongreleri için şu açıklamayı yapmıştı:
"Şu anda şu kapalı salonlarda Adana'da,
Antalya'da,
Bursa'da, Muğla'da bu salgına rağmen TIKLIM TIKLIM bu salonları, haftanın başında oralarda bulunmayı sağladığınız için çok teşekkür ediyorum..."

(Geçen hafta, AKP'nin Çorum Kadın Kolları kongresinde tekrar başkan seçilen Meryem Demir'in, 4 gün sonra koronaya yakalandığı haberi vardı!...)

Kısa süre önce, Yeni Zelanda'nın Auckland kentinde, üç kişilik bir ailede korana virüs testleri pozitif çıkınca,
tüm şehir 3 günlük tecrite alındı...
Yalnızca 3 vaka görüldüğü için...
Yeni Zelanda Başbakanı Ardern,
yaptığı açıklamada:
"Daha kötüsüyle karşılaşmamak için bu tedbiri almak zorundayız.Evde kalın..." dedi...

Avustralya'nın Melbourne kentinde,
bir otelde görülen vaka üzerine, tüm kentte geçen Cuma gününden beri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. 5 günlük tecrit, eğer tekrar uzatılmaz ise, yarın akşam sona erecek...
Victoria Eyaletli Başbakanı Daniel Andrews şu açıklamayı yaptı:
"Bugün pek çok insanın canının yanacağını biliyorum.
Ama bu, hiç birimizin içinde olmak istediği bir durum değil. Çok fazla acı olduğunu da biliyorum. Bu kesinlikle HALK SAĞLIĞI KARARLARINA UYMAMIZ ile ilgili bir durumdur..."

Üzgünüm...
Kızım Evrim ve iki torunum Melbourne'de yaşıyorlar. Salgın nedeniyle eyaletler arası sınırlar neredeyse bir yıldır kapalı olduğu için ne biz gidebiliyorduk,
ne de onlar gelebiliyorlardı. Ama kısa süre önce sınırlar açılınca, hemen gitmeye karar verdik ve tam bu sırada son vaka ortaya çıktı ve sınırlar yeniden kapandı.
Artık yarın akşamki açıklamayı bekliyoruz...
Üzüntümüz bu...

Tamam, hasret çekiyoruz ama alınan bu önlemler sayesinde Avustralya ve Yeni Zelanda bu salgını en az kayıpla atlatan ülkelerin başında geliyorlar...

Bakın, duyarlılığın boyutunu gösteren bir haber:
Bu yılın başında,bir güvercin ABD'den uçup, tüm Pasifik'i aşıp Melbourne'ye geldi...
Tarım Su ve Çevre Bakanlığı, kaynağı ne olursa olsun, sağlık durumu ve test gereklerini yerine getirmeyen her türlü kuşun Avustralya'da kalmasına izin verilemeyeceği gerekçesi ile,
"Joe"isimli güvercinin, ülkedeki kuş türleri ve kümes hayvanları sektörü açısından biyo güvenlik riski teşkil ettiğini belirterek,
güvercinin yakalanıp ötenizi yapılacağını açıkladı...

Şaşkınlık ve üzüntümü yazdım.
Peki, ya kızgınlık?
O da kendime!..

Türkiye'de olan olaylara şaştığım için,
"niye şaşırıyorsun ki?."
deyip kendime kızdım...