Büyük Dikili Depremi... o gece neler yaşandı?

Türkiye deprem tarihinin en büyük depremleri arasında gösterilen Dikili Depreminde, o gece neler yaşandı?

TARİH 22.09.2021, 19:49 24.09.2021, 12:27
Büyük Dikili Depremi... o gece neler yaşandı?

22 Eylül 1939 günü saat 02.35’te Dikili'de 7,1 şiddetinde deprem oldu. Yaklaşık 65 kişi öldü, 100 kişi yaralandı.

Binalar yıkıldı, yaşamlar sona erdi…

Depremden sonra yerin altından sıcak sular fışkırdı ve Dikili Bergama arasında yarıklar oluştu.

Türkiye deprem tarihinin en büyük depremleri arasında gösterilen Dikili Depreminde, o gece neler yaşandı?

82 yıl önce meydana gelen facia akşamını araştırdık.

Hayatlarını kaybedenlere saygıyla...

Haber araştırma: Oben Ulu - Murat Solmaz

Foto: Deprem sonrası Dikili Sokakları

Dikili Kaymakamı Abdurrahman Yüksel ve Hükümet Tabibi Süreyya Kurtaran göçük altından yaralı kurtarıldı.

Dikili Merkezde Hükümet Konağı, polis, gümrük muhafaza, sağlık ocağı, belediye elektrik santrali, inhisarlar dairesi, posta-telgraf, CHP ve Halkevi binaları, tütün, buğday ve palamut depoları, yağ fabrikası, 4 otel, 1 han, 1 cami, 7 lokanta, 6 gazino ve kahvehane, 45 dükkan ve 259 ev kullanılamayacak derecede hasar gördü.

Foto: Deprem'de hayatını kaybeden Komiser Avni Subaşı

Felakette yaşamını yitiren ve haberlerde yer alan bazı vatandaşların isimleri ise şunlardı:

Dikili Polis Karakolunda görevli komiser Avni Subaşı, Gümrük Başçavuşu Ahmet Bilgin, Ahçı Talip, Kahveci Kemal Eroldoğan ve eşi Bahriye Eroldoğan, Kemaloğlu Nur Cihan, Demirtaş Köyü öğretmeni Ali Rıza, Ayvalıklı Deveci Mustafa oğlu Abdurrahman, Sakitzade Hüseyin Efendi’nin validesi Ayşe, Arnavut Yusuf, Hayrullah kızı Zelgüzel, Hidayet oğlu Fethi, Hasan oğlu Rüstem, Rüstem oğlu Nuri, İzzet oğlu Şahin, Ödemişli Hasan, Haşim Balaban’ın eşi Havva, Saatçi İstanbullu Ahmet Hamdi, Reşadiyeli Abidin, Yusuf oğlu Mustafa, yusuf’un eşi Havva, Papuçcu Hasan’ın eşi Adile ve çocukları Necdet ve Nedret, Necati Beyin oğlu Sümer, Bademli Köyü’nden Hüseyin Özer’in eşi Fatma Özer, Kabakum’dan Ahmet oğlu Mehmet Çağlayan, Ahmet oğlu İbrahim, eşi Muhsine ve çocukları Gülsüm ve Hüseyin, Hasan kızı Hatice, Hatice oğlu Mehmet Ali, Ahmet oğlu İbrahim, Necati kızı Münteha ile çocukları Nümer ve Hüsnü…

Foto: Dikili sokaklarında yaşamlarını kaybedenler...

Bu arada durumu ağır olan yaralılar da kamyonlarla İzmir Memleket Hastanesi’ne nakledildi.

Salih oğlu Celaleddin, Hüseyin oğlu Nafiz, Hasan oğlu Tahir, Hüseyin oğlu Mustafa, Halil oğlu Veysi, Mülayim oğlu Nazif, Selim oğlu Rahim, Nazif kızı Hediye, Müfit Haki oğlu Rıfkı, Ahmet kızı Rukiye, Hüseyin kızı Dikili Belediye Ebesi Makbule Ayşe, Mehmet oğlu Muzaffer, Serezli Halil ve eşi, Dikili Oteli sahibi Fahri’nin eşi ve oğlu, Dikili tapu memuru Niyazi, Kemalpaşalı Abdürrahim oğlu Halil, Üsküplü Abdürrahim Yanardağ, Antalyalı Muzaffer Altay, eşi ve kızı Ayşe yaralılar arasındaydı.

Foto: Yaralılar

Yaralılardan Dikili Belediye Ebesi Makbule Hanım deprem anında yaşadıklarını Anadolu Gazetesi muhabirine şöyle aktarıyordu:

“Uykuda bulunuyorduk. Oğlum Ferid ve kızım Ferdane ile bir odadaydık. Birden bire yer sarsıldı, karyolalarımızdan fırladık. İşitmediğimiz bir gümbürtü yer altından aksediyor, binaların yıkılmalarından mütevellid müthiş gürültü aksediyor, çığlıklar; anacığım, babacığım sesleri yükseliyordu. Neye uğradığımızı bilemedik. O sırada duvarın bir kısmı yıkıldı, ayağımda müthiş bir ağrı hissettim. Zelzele devam ediyor, evin duvarları zemin iki tarafa gidip geliyordu.

Ferdane ile Ferid ne yapacaklarını şaşırmış vaziyette bana bakıyorlar –ne yapacağız anneciğim- diyorlardı. –bana giyecek bir şey verin- dedim. Acele şu üzerimdeki tayyörümü verdiler, giydim ve onlarla beraber kapıdan dışarı fırladım. Halk zelzele şaşkın halde öteye beriye koşuyor, birbirini arıyor, bağırıyordu. Karanlıkta gözü görmediği için paniğin ne kadar müthiş olduğunu tasavvur edebilirsiniz. Halk civar tepelere çıktı, orada akrabasını, ailesini, efradını arayanlar, bağıranların sedaları uzaklarda akisler yaratıyordu”

Büyük Dikili depremini ve yaşanan felaketi Bergama Kaymakamı B.Şevket Kancan ise gazeteci Tuğrul Deliorman'a şu sözlerle anlattı;

“22 Eylül gecesi, saat 02.30 civarında şiddetli bir sarsıntı ile uyandım. Sarsıntı bende bir şaşkınlık doğurmuş, bulunduğum yerde donakalmıştım. Sarsıntı kesilince dışarı fırladım. Çocuklar ile beraber elbiselerimizi koltukladığımız gibi soluğu Halkevi bahçesinde aldık. Ancak orada giyinebildik. Bu esnada beş, on dakika arayla zelzele devam ediyor, yeraltından uğultular geliyordu. Halkta şaşkınlık içerisinde dışarı fırlamıştı. Ne oluyorduk? Dünya mı yıkılıyordu? Saat 03.30'a doğru Halkevi önünde bir araba durdu. Birkaç telaşlı adam yanıma geldi. ‘Dikili yıkıldı, Dikili mahvoldu...’

Artık içimde ki korku ve heyecanın yerini 'Dikili'ye yardım' isteği kaplamıştı. Derhal Jandarma efradını, imdadı sıhhi heyetini, garnizondan istediğim 100 askeri alıp, 15 kadar otobüsle, halktan da elime geçenleri alarak Dikili yolunu tuttum. Bergama'yı sarsıntılar devam ederken bıraktım. Belki burası da yıkılacaktı. Fakat evvela komşu kazaya, mahvolan beldeye koşmak lazımdı. Bu düşünceyle yola çıktık. Kasabanın kenarında otobüsleri durdurdum. Çünkü denize muvazi olan ana caddeyi enkaz kapatmıştı. Elimde fener kasabaya girmek için yol arıyordum. Enkaz altlarından insan sesleri geliyordu. Bağıranlar, inleyenler, dövüne dövüne sağa sola kaçanlar, ölen yavrusuna sarılarak saçını başını yolanlar, sırtladığı anasını kendisinin de bilmediği bir tarafa götürenler vardı.

Foto: Askerler enkazda kurtarma sırasında

Bir kaçıyla konuşmaya çalıştım, fakat hiçbiri beni duymuyordu. Herkes şaşırmış, herkes söyleneni duymayacak vaziyette idi. Kasaba içine girerken sarsıntı, sık sık tekerrür ediyordu. Yeraltından, Bergama'da duyduğumuzdan daha dehşet verici bir uğultu geliyordu. Bu uğultuyu hiç unutmayacağım. Sanki kıyamet kopuyordu.

Foto: Yaralılar

İlk işim getirdiğim jandarmayla 'mahalli inzibatı' temin etmek oldu. Zelzele, uğultu ile karışık devam ederken ben, yıkılmış duvarlar arasında dolaşarak enkaz altında kalmış insanları çıkarmakla meşgul oluyordum. Bazen sarsıntı şiddetli olunca yanı başımdaki duvar devriliyor ve ben ani bir hamle ile kendimi başka bir tarafa atıyordum.

Yarı ayakta kalmış duvarlardan taşlar yuvarlanmaya devam ediyordu. Dar sokaklar arsında dolaşırken karşılaştığım bu vaziyetler, ölüm halindeki insanların cayırtı koparan bağırışları, dini kitaplarda okurken bile tüylerimizi ürperten kıyamet hayalinin karşımda hortlayışı gibi geliyordu. 20 senelik memuriyet hayatımda karşılaştığım korkunç hadiselerden hiçbirisi (mesela eşkıya takiplerinde, Çanakkale'de kurşun yağmuru altında, İstanbul işgalinde) bende bu kadar korku ve heyecan yaratmamıştı.

Foto: Göçük altında kalmış araba

Vücudu parçalanmış, bir bacağı kopmuş, kolunu kaybetmiş, bağıran veya baygın yatan yaralılar ve uğuldayarak sarsılan toprak beni son derece zayıf düşürmüştü. Manzara feciydi. Fakat her şeyden evvel yaralıları kurtarmak lazımdı. Bunun içinde telefon ve telgraf tertibatını tesis ederek, vilayeti vaziyetten haberdar etmek şarttı. Hâlbuki bunlarda enkaz altındaydılar.

Bergama ile konuşma imkânını bulduktan sonra vilayete, Dikili'de bulunduğumu, kasabanın tamamının harap olduğunu, yaralıları, ölüleri bildirdim. İzmir'den imdadı sıhhi heyetinin gönderilmesini istedim. Diğer taraftan beraberimde getirdiğim doktor ve sıhhat memurlarını vazifeye sevk ettim. Yaralılardan ağır olanları otobüslere yerleştirerek derhal İzmir'e gönderiyordum. (Otobüslerin döşemelerini kaldırarak, tarlalardan topladığımız otlarla destekleyerek yatak yapıyorduk)

Foto: Göçük altında kurtarma çalışmaları

Artık Dikili'nin facialı gece karanlığı, yerini günün ilk ışıklarına terk etmişti. Facianın acıklı tarafını bu ışıklar gözler önüne seriyordu. Asırlar zarfında yapıla gelmiş bir kasaba, bir gecede taş yığını oluvermişti.

İliklere işleyen sabah ayazı vardı. Fakat inanır mısınız, bu soğuğu kimse hissetmiyordu. Çünkü herkesin derdi kendisini meşgul ediyordu. Tabiat yapacağını yapmıştı. Koskoca bir zelzelenin altından yeni kurtulmuş bir insana soğuk tesir eder mi?

Foto: Deprem için kurulan yardım çadırları

Biz bu sırada halen ağır yaralıları İzmir'e sevk ediyor, enkaz altından ceset çıkarmaya devam ediyorduk. Mezar kazdırıyor, can vermiş olanları buldurttuğumuz bir hocayla yıkattıktan ve bir manifatura mağazasından çıkarttığımız Amerikan bezi ile kefenlettikten sonra merasimle gömüyorduk.

Hiç unutmuyorum, bir ev tamamen çökmüştü. Çatıyı askere biraz kaldırttım. Bir genç kadın baygın yatıyordu. Kasığından aşağısı tamamen ezilmişti. Nefes alışından yaşadığını anladık. İnliyordu. Onu derhal otomobile bindirdik. Sonra duydum ki yolda ölmüş zavallı. Sonra delilik alameti gösterenler, şaşkına dönenler… Bir bahçe kenarından geçiyordum. Bir adam elindeki abdesthane takunyalarına bakarak bir aşağı, bir yukarı dolaşıyor. Seslendim. Boş gözlerle bana baktı baktı ve tekrar geriye döndü.

Dikili Kaymakamı'nı hatırladım. Deniz kenarında eşi ve kızı ile birlikte burada upuzun yatıyorlardı. Eşi 'Belim belim' diye inliyordu…”

Haberi 23 Eylül 1939 tarihinde yayınlanan Akşam Gazetesi bu şekilde duyurdu.

YASAL UYARI

© Copyrigth ajansbakircay.com tüm hakları saklıdır. ajansbakircay.com sitesinde yer alan bütün tasarım ve düzenlemelerin telif hakları; 5846 numaralı telif hakları yasası ile korunmaktadır. Bunlar ajansbakircay.com'un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. Bu sitede yer alan tüm yazı ve resimler izin alınmak suretiyle kaynak belirtilerek kullanılabilir.  Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur.

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 32 75
3. Samsunspor 33 57
4. Beşiktaş 32 55
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 33 50
7. Göztepe 32 46
8. Trabzonspor 32 46
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 32 43
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 32 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 37 69
2. Gençlerbirliği 37 65
3. Karagümrük 37 63
4. İstanbulspor 37 61
5. Erzurumspor 37 61
6. Bandırmaspor 37 61
7. Iğdır FK 37 58
8. Boluspor 37 58
9. Amed Sportif 37 57
10. Ahlatçı Çorum FK 37 54
11. Ümraniye 37 53
12. Esenler Erokspor 37 52
13. Keçiörengücü 37 51
14. Pendikspor 37 48
15. Sakaryaspor 37 48
16. Ankaragücü 37 45
17. Manisa FK 37 45
18. Şanlıurfaspor 37 40
19. Adanaspor 37 30
20. Yeni Malatyaspor 37 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 35 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 35 63
5. Chelsea 35 63
6. N. Forest 35 61
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Brentford 35 52
10. Brighton 35 52
11. Fulham 35 51
12. C.Palace 35 46
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 35 39
16. Tottenham 35 38
17. West Ham United 35 37
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 34 75
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 34 61
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 34 57
7. Celta Vigo 34 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Osasuna 34 44
10. Mallorca 34 44
11. Real Sociedad 34 43
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 34 39
15. Girona 34 38
16. Sevilla 34 38
17. Alaves 34 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 34 31
20. Real Valladolid 34 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@