16.02.2022, 18:33

Vurun Kahpeye Kişileri ve Günümüz

Vurun Kahpeye, Halide Edib Adıvar tarafından 1923 yılında yazılmış ve Akşam gazetesinde parçalar halinde yayınlanmış çok önemli bir roman. Kitap olarak basılması 1926 yılı. Bugünkü alfabeyle basılması 1943. Elimdeki kitap ise Özgür Yayınları tarafından 1997’de basılmış.

Beni bu yazıyı yazmaya iten bir sebep var. O da kitabı okurken, 1920’lerin karanlığıyla 2022 karanlığı arasında çok fazla benzerlik olduğunu görmüş olmam. 1980’lerde ve 90’lardaki iki ayrı okuyuşumda böyle bir benzerlik görmemiştim, çünkü küçük bir benzerlik olsa da bu denli göze batar bir benzerlik yoktu.

Halide Edib Adıvar, Vurun Kahpeye kişilerini o günün gerçek hayatından alıp harmanlamış, yazmış. Bugüne öyle benziyorlar ki. Örneğin, «Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi.» diyen Aliye öğretmenin karşısına çıkan “O irz (ırz) düşmanı, papaz zıfatlı (sıfatlı) müdür”ler… Bugün de varlar, hortladılar.

“Sen kim oluyon garı?” diye haykırarak okul basan Uzun Hüseyin Efendiler de var, onlar da hortladılar ve “Sen muallime değil misin? Sen bu kasabanın muallimesi değil misin? Ne haddine bir eşraf çocuğunu koğuyon, ne haddine benim suratıma haykırıyon? İstanbul'un hayasız garılarına, erkeklerin suratına haykıran, yol iz bilmeyen garılarına burada lüzum yok. Ne okutmanı, ne de seni isteyoz.” diye bağrışmaya, kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Bu insanlar yine, “İstanbul'dan yeni bir hoca geldi ama dün çarşıdan çocukları yüzü gözü açık geçirmiş, halkın taassubuna dokunmuş, galiba hücum etmişler, bugün hasta imiş, gelmedi.” diye, Aliye Hoca Hanımların yüzüyle gözüyle uğraşmayı sürdürüyorlar.

Çocuğuna ayrıcalıklı davranılmasını isteyen ve “Hoca parçası, kocamın hepiniz halayığısınız, istersek hemen azlederiz.” diye bar bar bağıran çiğ Maarif Müdürü eşleri bugün de var. Ancak bu tipler galiba zaten her dönemde vardı.

Halide Edib’in, “Hacı Fettah Efendi, din perdesine bürünmüş, dünya yüzünde şeytanın insanları tazip için gönderdiği bir mümessildi.” diye tasvir ettiği, Aliye’nin “Sen Kâbe’den gelen bir hacı değilsin, sen şeytanın yer yüzünde bir nevi elçisisin.” dediği Hacı Fettah Efendiler bugün de var.

Ve bu Fettah Efendiler, “daha derin bir gayz ve kendinden geçen bir şiddetle onun (Aliye’nin) arkasından, ‘Sen İblis'in halis kızısın. Yakında na-pak vücudunu şeriat ateşiyle temizleyeceğiz.’”  diye haykırmak için bugün de hazır bekliyorlar.

Gizlice gidip kasabayı işgal etmesi için Yunan komutanını çağıran Hacı Fettah Efendi ve Uzun Hüseyin Efendi benzeri vatan hainleri, hiç çekinmeden bugün, “Keşke Yunan galip gelseydi.” diyebiliyorlar. Bu kişilerin devlet katında itibar görmesi, cenazesine TBMM Başkanı ve bakanların katılması, tabutunun üstüne bayrak örtülmesi de cabası. 

Şöyle bir yer var ki kitapta, bana doğrudan Sivas’ı, Kahramanmaraş’ı, Çorum’u, 6-7 Eylül’de İstanbul’u hatırlattı:  “Uzun zamanlardan beri müthiş bir ihtirasın şehvetle, gayzla ve cinnetle toplanan kudreti, birdenbire infilak etmiş ve Uzun Hüseyin Efendi de, Hacı Fettah Efendi'nin din ve ahlak namına idare ettiği cinayeti, milliyet namına idare eden genç zebani oluvermişti.”

Yani aslında bütün bunlar bizde hep vardı ve halen var.

1997 Baskısı Vurun Kahpeye’nin son sözünü yazan Selim İleri, son derece dini bütün bir kadın olan Halide Edib Adıvar ve onun bu kitaptaki yaklaşımıyla ilgili olarak şunları yazmış:  

“İlerici öğretmen-gerici din adamı şeması bir bakıma Vurun Kahpeye'yle kurulmuştur. Yalnız, Halide Edib, şemaya yüzde yüz bağlı kalmak istememiş; dinin özünde 'insanca olan'ı aramış, Tanrı inancının, inancı çarpıtmış ellerde nasıl yobazlığa dönüşebileceğini dile getirmiştir. Yobaz Hacı'nın "göz kamaştırıcı" gökyüzü altında ve "eski", "güzel" cami önündeki konuşması hiç de yabana atılacak bir sahne değildir. Kaldı ki Aliye, yetiştirmeyi gönül borcu bildiği çocuklara, insanı insan yapacak bütün sevgileri aşılamak için sonsuz çaba harcar. Trajik olan, vatan savunmasında, vatan hainiyle vatanseverin zorunlu ayrılığıdır. Halide Edib, bu ayrılığı deşerken, tanıklık ettiği, vatanseverler arasında yer aldığı acı günlerin derin heyecanı altındadır. Vurun Kahpeye'nin hemen bir oturuşta yazılmış, handiyse aralıksız, kesintisiz bir zaman diliminde kaleme getirilmiş 'coşku romanı' olduğunu neden söylemeyelim? …

Yetmişi aşkın yıl sonra, Vurun Kahpeye, toplumların yükselişinde ve sancısında 'eğitim'in önemini vurgulamasıyla yine gündemde. Eğitime kavuşamamış kişilerin git git vatan hainliğine, nihayet insanlık düşmanlığına yol alabileceklerini, bu büyük tehlikeyi söylüyor.”

Kurtuluş Savaşı günlerinde işgalcilere karşı savaşanlarla işgalcilerle iş birliği yapanları yan yana getirmiş ve yazmış Halide Edib. Okuruna, dindar ile yobazı, eğitimli ile eğitimsizi, vatanseverle vatan hainini karşılaştırma olanağı sunmuş.

Türk toplumunda Maarif Müdüründen köylüsüne, yaşlısından gencine birçok erkeğin, kadına hangi gözle baktığını, daha önce hiç olmadığı kadar açık açık yazmış.

Kendisine, “Yeni hanımlar hep dinsizlik, milliyetsizlik öğretiyorlar. Ben dokuz yaşında kızların bile yüzlerini siyah peçelerle kapadım. Halbuki İstanbul'dan yeni gelenler kendi yüzleri açık geziyorlar. Şimdi on üç yaşında baligaların saçlarını açıyorlar. Artık bunların terbiyesi sayenizde inşallah verilir de...” diyen Hatice Hoca Hanımlara, usturuplu bir cevap veren bir diğer erkeği, Tosun Bey’i de…

“Muallime Hanım, namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir. Din de peçe demek değildir. Öyle kapalı kadınlar vardır ki kapı arasından her türlü rezaleti yaparlar. Onun için yeni Hoca Hanım'a yüzü açık diye kasabanın hücuma hiç hakkı yoktur. Çocukları İstanbul usulü güzelce okutan herhangi hoca hanıma birisi yan bakarsa biz onun terbiyesini...” diyebilen; vatan savunması sırasında Yunan cephaneliğini havaya uçururken parçalanıp uzuvlarını kaybeden yiğit ve kahraman Tosun beyler bugün de var ve iyi ki var.

Onca kötülüğün arasında filizlenen Aliye ile Tosun Bey aşkının az buçuk benzeri aşklar bugün de var ve iyi ki var.

Bütün yoksulluğuna rağmen okumaya çalışan vefakâr, cefakâr küçük Durmuşlar bugün de var, çok çok var ve iyi ki var. 

Aliye’yi evlerine alan, onda kendi kızlarını gören, ona kendi kızlarıymış gibi şefkatli yaklaşan Ömer Efendiler ve Gülsüm Halalar bugün de var ve iyi ki var.

Sonra Aliye ve Feride benzeri, eğitim aşkıyla yanan öğretmenler bugün de var ve iyi ki var.

İyilerle kötüler yine hep bir aradalar. İyiler çok, kötüler az ama kötüler sürü halinde dolaşıp yırtıcılık yaptıkları ve haliyle çok görünür oldukları; iyiler tek tek dolaştıkları ve kimseye zarar vermedikleri ve de haliyle pek göze çarpmadıkları için iyileri az, kötüleri çok sanıyoruz.

Vurun Kahpeye’de her ne kadar iyiler çok çok kaybetseler de sonuçta yine iyiler kazanıyor.

Dileğim bugün de iyilerin kazanması. Eğitimin, eğitimden anlayanların elinde şekillenmesi ve eğitimli bir toplum yaratmanın birinci amaç olarak ele alınması. Biz kadınların, Vurun Kahpeye günlerine döndürülmek istenmemize direnişimizin artarak sürmesi. Uzun Hüseyin Efendi ve Hacı Fettah Efendilerin cezalarını bulması.

Dünyanın ilk üniversitesinin kurulmuş olduğu bu topraklarda, «Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi.» diyen, dindarla din tüccarı arasındaki farkı bilen Aliye Öğretmenler var oldukça eğitimli bir topluma dair umut da hep var olacak.

Not 1: Tırnak içindeki koyu renkli ifadelerin tümü kitaptan aynen alıntıdır.

Not 2: Vurun Kahpeye seçimimde yönlendirici olan Dikili Kent Konseyi Kadın Meclisi okuma grubuna teşekkür ediyorum.

-------------------------------

Kaynak:

Adıvar, Halide Edib; Vurun Kahpeye, İstanbul, Özgür Yayınları, 1997.

Yorumlar (1)
Alev Subaşı 3 yıl önce
Devamını oku
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 32 75
3. Samsunspor 33 57
4. Beşiktaş 32 55
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 33 50
7. Göztepe 32 46
8. Trabzonspor 32 46
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 32 43
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 32 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 37 69
2. Gençlerbirliği 37 65
3. Karagümrük 37 63
4. İstanbulspor 37 61
5. Erzurumspor 37 61
6. Bandırmaspor 37 61
7. Iğdır FK 37 58
8. Boluspor 37 58
9. Amed Sportif 37 57
10. Ahlatçı Çorum FK 37 54
11. Ümraniye 37 53
12. Esenler Erokspor 37 52
13. Keçiörengücü 37 51
14. Pendikspor 37 48
15. Sakaryaspor 37 48
16. Ankaragücü 37 45
17. Manisa FK 37 45
18. Şanlıurfaspor 37 40
19. Adanaspor 37 30
20. Yeni Malatyaspor 37 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 35 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 35 63
5. Chelsea 35 63
6. N. Forest 35 61
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Brentford 35 52
10. Brighton 35 52
11. Fulham 35 51
12. C.Palace 35 46
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 35 39
16. Tottenham 35 38
17. West Ham United 35 37
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 34 75
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 34 61
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 34 57
7. Celta Vigo 34 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Osasuna 34 44
10. Mallorca 34 44
11. Real Sociedad 34 43
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 34 39
15. Sevilla 34 38
16. Girona 34 38
17. Alaves 34 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 34 31
20. Real Valladolid 34 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@