14.07.2024, 10:13

Mavi Sürgün; Halikarnas Balıkçısı

Tatil için gittiğim Bodrumda Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in izini sürdüğümü ve Bodrum için yaptıklarını, Bodrum merkezi idare, yerel idare ve halk olarak ona bakış açılarını paylaşmıştım bundan önceki yazımda “BODRUM VE HALİKARNAS BALIKÇISI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇ” başlığı ile.

Sırada Halikarnas Balıkçısının “Mavi Sürgün” adlı anı kitabı var. Balıkçının edebi yönünü de onu yakından tanıyan gazeteci, yazar, şair, ressam dostlarının Bodrum Belediyesinin bir kültür hizmeti olarak yayınladığı “Cevat Şakir ‘…Bodrum’un Mavi Merhabası…”(1) kitabında yayınlanan görüşlerinden alıntılarla başlamadan önce O’nun ünlü “Merhaba” sının açıklaması yine kendisinden dinleyelim.

“Çoook eski zamanlarda, uzun yolda karşılaşan iki seyyah, diğerine zarar vermeyi düşünmediğini, düşmanca bir niyeti olmadığını anlatmak için, yaylarını gerip, oklarını uzaklara atar ve ‘Mir heba’ yani ‘Okum boşa gitsin’ derlermiş. Zaman içinde bu söz, ‘Merhaba’ olarak girmiş konuşma dilimize…

Üstelik anlamı da güzel. ‘Rahat edin. Benden size kötülük gelmez’ demektir. Sonra, aklımızı işimizden ayırmamalıyız. ‘Sabah şerifleri’ mi diyeceğiz, ‘Akşam şerifleri’ mi diyeceğiz, Allahaısmarladık ‘mı diyeceğiz? Düşünmeye, aklımızı meşgul etmeye gerek yoktur. Bunların yerine basarım merhabayı, olur biter… Bir şey daha var. Merhaba sözcüğü, eski harflerle yazıldığı zaman yelkene benzer. Belki bunun da etkisi vardır merhabayı sevmemde…”

Hikmet Çetinkaya (Gazeteci- Yazar); Cevat Şakir adını Bodrum’un antik adı Halikarnas olarak değiştiren ve sonuna Balıkçı’yı ekleyen yüce yazar bir tek yönüyle tanınmaz. Usta elleri resim çizer, öyküler yazar, çeviriler yapar ve şimdiye değin sanırız hiç duymadığınız “Tezhip” sanatının en motiflerini koyar ortaya.

Cemal Erksan (Gazeteci – yazar); Tahsilini Oxford’da yapan, İngilizceyi, Fransızcayı, İtalyancayı, Rumcayı gayet iyi bilen ve konuşan Cevat Şakir, yarattığı emsalsiz tezhipler ve tablolarıyla büyük çapta bir çok sanat eserleri meydana getirmiştir. “Halikarnas Balıkçısı” imzalı yazılarıyla da bu tabloları, renkleri, kokuları, ahenk ve sesleriyle cümlelerde canlandıran kıymetli bir muharrirdir.

Kemal Sülker (Gazeteci- yazar); Balıkçı ara sıra yazacağı öyküyü, önce anlatarak hazırlar, sonra anlata anlata ona son biçimini verir ve kâğıda geçirirdi. Tem gecelerinde en az beş yeni öyküsünü anlata anlata dinleyenleri mutlulandırdı. Denizle senli benli oluşu, deniz adamlarının çileli yaşamını öğrenmesi Türk yazınına yeni konular, yeni anlatım özellikleri kazandırmıştı

Süleyman Arısoy (Gazeteci); Hümanist bir düş ve düşüncen, yaşantın vardı. Balıkçısı, süngercisi, denizcisi, çiftçisi ve şu anda sokaktan geçen her insanın can kardeşi ve yolcusu idin ve sen gerçekten onlara bağlı idin. Ailen, geçmişin onlardı senin…

İlhan Berk (Şair); Bugün onun yapıtlarına baktığımız zaman bütün büyük yazarların tersine, Halikarnas Balıkçısı bu dünyaya yazmak için değil de, yaşamak için gelmiş gibidir. Yapıtını değil, yaşamasını bir yapıta çevirmek istemiş gibidir. Yazmak, bu dünyada bir ad bırakmak, sanki onun aklından geçmemiştir. Yaşama, bir ona bakmak, bir onunla yetinmek ereğidir sanki. Yazmak, bu yüzden ona ikinci bir iş gibi gelmiştir. Yazdıklarına bu gözle bakıldığı zaman, onların daha da bir anlam kazanacağını sanıyorum. Yapıtlarından çok, yaşamıyla bir ozandır o! Yaşamın bir deniz kurdu, bir doğa kurdudur. Sanki Bodruma sürülmese, sürgünlüğü böylesine onu büyütmese, elinden tutmasa, yazmayacaktır. Yaşamın kendisini bu denli yücelttiği için olacak, yapıtları yaşamın kendisi gibi salt bir türküdür sanki. Yazdıklarının konuşma diline yakınlığı, yazmayı ayrı bir dil olarak almayışı, dile yaslanma ayışı, anlatıyı önemsememesi hep yaşama ters düşmek istemeyişinden gelir sanki.

İsmet Eyüpoğlu (Ressam- Yazar); Balıkçı için geçerli olan insanı yorumlamak, açıklamak değil; anlamak, sevmek, onun bütünlüğünde kendini, kendi bütünlüğünde onu bulmaktır. Onun düşüncesinde insan sevgisi birlikte yaşamaya, iç içe, öz öze olmaya dayanır. Ancak seven anlar, anlayan sever ona göre. İnsan bir sevgi varlığıdır onca.

(1) https://www.bodrum.bel.tr/upload/basili_kaynaklar/Cevat_Sakir_-_Bodrum’un_Mavi_Merhabasi.pdf

MAVİ SÜRGÜN

Halikarnas Balıkçısı’nı tanımak mı istiyorsunuz ilk okuyacağınız kitabıdır ‘Mavi Sürgün’. Bodrum’a gelişimin nedenini ve orada yaşadıklarımı “Mavi Sürgün” de yazdım diyen yazar Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Halikarnas Balıkçısına dönüşünün hikayesidir bu anı kitap.

Mavi Sürgün kitabı için söylediği şu sözler benim bu düşüncemi doğrulayacaktır.

Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün için demişti ki: “Karakolda ona, İstiklal Mahkemesi’ne gideceksin denir. Niçin İstiklal Mahkemesi’ne gittiğini bilmez. İki jandarma ile, kelepçeli olarak İstiklal Mahkemesi’ne sürüklenir. Mahkemenin bulduğu bir suç vardır. Sonunda cezasının idam olacağı anlaşılır. Sabırlık ve tarlakuşu eller, göğüste kavuşturulmuş, idamı bekler. Sürgün edileceksin, denilir. Sürgün yeri Bodrum, bir muammadır, bir karanlıktır. Ama işte apansız karanlık kalmaz. Bu Mavi Sürgün yazısı, bu işin nasıl olduğunu anlatacaktır.”

Ve de kitaptan Bodrum Yollarından alıntı ile bir ipucu okura; “…Geçtiğim yerleri birer birer anlatıyorum. Ben koltukta oturmam zorlanmadıkça, koltuk üstüme otura koymuş gibime gelir. Ben dolaylarımla yaşar ve onlarla birlikte otururum; oturduğum yer ister kuştüyü yastık, ister taş, ister kayık olsun. Geçtiğim yerleri anlatıyorum, çünkü ben, onların bir parçasıyım. Onları anlamamak, Mavi Sürgün’ü senden esirgemektir…”

Geçtiğim yerler dediği 6 ay trenle, yaya, at sırtında, at arabasında, otobüste süren kalebentliğe giden İstanbul’dan Ankara’ya Ankara’dan İzmir’ e oradan Aydın, Milas ve Bodrum’a uzanan yolda muhafızı jandarmalar, yolcular, görevlilerle yaşadıklarıdır.

İstiklal Mahkemesinin verdiği cezayı; “İçimdeki bir duvar, yıkılıyor. Bu duvarın öte tarafında İstanbul’un rutin hayatı var, o paldır küldür yıkılan duvarın bu tarafında güneş ve hürriyet var.” Düşüncesinin gerçekleşmesinin hikâyesidir Mavi Sürgün

Kitabın önsözünde anlattığı Sabırlık bitkisi ve tarla kuşunun Balıkçının kimliğinde insan kılığına girmesiyle iyi insana dönüşmesinin aldığı kadarını, hatta aldığından çoğunu dünyaya vermesidir, karanlıktan, aydınlığa çıkmaktır.

Paluko Mustafa, Ethem Kaptan, Gavur Ali, Balıkçı Recep, Deli İbrahim Kaptan, Ali Cengiz, Zeytinci Musa ve diğer kişiler ile Kaplan Kalesi, Bardakçı Koyu ve Hermafrodit, Salmakis Çeşmesi, Azmak Başı, Bodrum Kalesi, Tepecik Camisi, Belediye Meydanı, Ulu Çınar’da yaşamaktır. Ve onlarla oralarda denizci olacaksınız, balıkçı olacaksınız, süngere dalacaksınız, mavi tura çıkacaksınız, çiftçi olacaksınız tohumları toprakla buluşturup onların filizlenmesini ve bir başka yerde ağaç olmalarını gözleyeceksiniz, filozof olacaksınız, tarihçi olacaksınız.

Cezasını Bodrum da serbest olarak çekeceği açıklanınca kaymakamla birlikte deniz kıyısında bir ev kiralamaya gider. Evi çok beğenir kiralar. Ev sahibinin verdiği anahtarları Balıkçı hiçbir zaman kullanmaz: “Kapıları açık bırakıyordum, zaten Bodrum kilitsiz, anahtarsız bir yerdi. Ne hırsız, ne de hırsızlık vardı burada.”

“Heyy! Açılan kapı, birdenbire gözlerime ve gönlüme açık denizleri, kıyı ve adaları verdi. Batı göğünde, günün ufka veda edişi turuncu ve kıpkızıl çizgiler çekmişti. Onların üstünde Bodrum Kalesi kapkara bir silüet kesinliğinde yükseliyordu. Kıyıda beyaz evler, pembeleşmiş, deniz mavisi de koyu menekşe olmuştu. Dalgalar eve doğru gelirken, tepeleriyle güneşin son ışığını kapıyorlar, uçlarından kırmızı kırmızı kıvılcımlar savurarak, kapının iki adım ötesini pembe köpükleriyle yalıyorlardı. Köpükle kapı arasında kum ve gümüş teller gibi parıldayan kuru yosunlar vardı.” “Çocukluktan beri ilk defa çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlayarak kapıya dizüstü düştüm. Şiddetle hayret ettim. İçimde hayranlık! Gönül açıklığı! Şükran!…

Bugün bu ev nerede, kapısında, penceresinde var mı Balıkçıdan bir anı, o evin bugünkü sahipleri biliyor mu bu sözleri okudular mı Mavi Sürgünü?

Son söz Edebiyat tarihçisi ve eğitimci Cevdet Kudret’ten; “Mavi Sürgün’ yalnız bir anı kitabı değil, bir yurt ve insan sevgisi kitabıdır. Yurt sevgisi yalnızca kılıç ve kan hikâyeleriyle öğretilmez. Onun nasıl sevilmesi ve insanlarının nasıl yetiştirilmesi gerektiğini öğrenmek için, bu kitaptan milyonarca bastırılıp, okuryazar her gencin eline bir tane vermek iyi olur…”

Mavi Sürgün/Halikarnas Balıkçısı/Bilgi Yayınevi Yedinci Basım 1990

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Fenerbahçe 4 10
2. Galatasaray 3 9
3. Beşiktaş 3 9
4. Eyüpspor 4 8
5. Başakşehir 3 7
6. Göztepe 4 6
7. Samsunspor 3 6
8. Kasımpasa 4 5
9. Konyaspor 4 4
10. Sivasspor 4 4
11. Antalyaspor 4 4
12. Rizespor 4 4
13. Gaziantep FK 2 3
14. Bodrumspor 4 3
15. Trabzonspor 2 2
16. Alanyaspor 4 2
17. Kayserispor 2 1
18. Hatayspor 4 1
19. A.Demirspor 4 1
Takımlar O P
1. Igdir FK 4 10
2. İstanbulspor 4 9
3. Kocaelispor 4 9
4. Ümraniye 4 7
5. Bandırmaspor 4 7
6. Erzurumspor 4 6
7. Pendikspor 4 6
8. Ankaragücü 4 6
9. Şanlıurfaspor 4 6
10. Amed Sportif 4 5
11. Manisa FK 4 5
12. Boluspor 4 5
13. Gençlerbirliği 4 5
14. Keçiörengücü 4 5
15. Sakaryaspor 4 4
16. Adanaspor 4 4
17. Karagümrük 4 3
18. Ahlatçı Çorum FK 4 3
19. Esenler Erokspor 3 0
20. Yeni Malatyaspor 3 0
Takımlar O P
1. M.City 3 9
2. Liverpool 3 9
3. Brighton 3 7
4. Arsenal 3 7
5. Newcastle 3 7
6. Brentford 3 6
7. Aston Villa 3 6
8. Bournemouth 3 5
9. Nottingham Forest 3 5
10. Tottenham 3 4
11. Chelsea 3 4
12. Fulham 3 4
13. West Ham United 3 3
14. M. United 3 3
15. Leicester City 3 1
16. Crystal Palace 3 1
17. Ipswich Town 3 1
18. Wolves 3 1
19. Southampton 3 0
20. Everton 3 0
Takımlar O P
1. Barcelona 4 12
2. Real Madrid 4 8
3. Atletico Madrid 4 8
4. Villarreal 4 8
5. Girona 4 7
6. Deportivo Alaves 4 7
7. Osasuna 4 7
8. Celta Vigo 4 6
9. Leganes 4 5
10. Mallorca 4 5
11. Rayo Vallecano 4 4
12. Athletic Bilbao 4 4
13. Real Sociedad 4 4
14. Espanyol 4 4
15. Real Valladolid 4 4
16. Getafe 3 3
17. Real Betis 3 2
18. Las Palmas 4 2
19. Sevilla 4 2
20. Valencia 4 1

Gelişmelerden Haberdar Olun

@