Koronavirüsü salgını nedeniyle
zorunlu izolasyon günlerimde
"72.Hariciye Koğuşum"da arşivimi düzeltiyorum.
Bir dosya içinde Şemikler’deki Okan Yüksel Parkı’nın
fotoğrafları elime geçti.
O günlere gittim, üç yıl öncesine…
*****
Birinci kanser savaşını kazanmıştım ama keyfini
süremeden ikincisi çıkıp gelmişti.
Yine çetin bir mücadele beni bekliyordu.
Vakit kaybetmeden kanserle olan savaşımıza
yeniden giriştik, bir yandan mücadele ettik diğer
yandan hayata, topluma karşı olan sorumluluklarımızı,
yükümlülüklerimizi yerine getirmeyi sürdürdük.
Dokuzuncu kemoterapiye geldiğimizde
vücut fiziksel olarak çöktü.
Dr. Şebnem Aytuğ Yıldız,
Doç. Dr. Aşkın Yıldız, Doç. Dr. Cengiz Tavusbay,
Prof. Dr. Hasan Kaplan "Sen 68’lisin teslim olmayacaksın" dediler.
*****
"Teslim olmayacağım, ya kazanacağım,
ya da mağlup olmayacağım" diye söz verdim,
yeniden gücümü toplayıp ayağa kalktım.
On birinci raundtan sonra Onkoloji Profesörü
Mehmet Niyazi Alakavuklar,
"12.Raunda çıkmana gerek kalmadı. Kazandık" dedi.
*****
Bin türlü kahrımı çeken kızım Deniz Yüksel Açar,
eve dönerken telefonuna gelen bir mesajı okudu,
gözleri sevinçle parlayarak, "Gözün aydın baba,
artık bir Park’ın var" dedi.
Haberi henüz almıştım ki,
telefonum çaldı sevgili asistanım Yıldız Aktaş da
haberi almış beni kutlamak için arıyordu.
"Bu zamana kadar yüzlerce ödül aldınız
ama bence bu en anlamlısı oldu" dedi.
*****
Şaşkındım haberi alanlar günlerce
telefonla arayarak güzel temennilerini ve
duygularını bildirdiler.
Karşıyaka Belediyesi’nin aylık meclis
toplantısında "İzmir’de yetişip kente büyük
hizmetleri dokunmuş isimleri gelecek
kuşaklara aktarma" anlayışından
yola çıkarak, oybirliği ile alınan karar ile adımı,
Karşıyaka Şemikler Mahallesi 6287 sokakta
bulunan parka verme kararı alınmıştı.
*****
Sancar Maruflu’dan kararı ve detaylarını
öğrenince elbette mutluluğumuz büyüdü.
"İzmir Baba"ya;
"Kararla
bize yeni görevler verilmiş oldu.
Şemikler’deki parkta geleceğimizin
güvencesi olan çocuklarımız için kültürel,
sportif ve etkinliklerinin yapılması
için daha çok çalışacağız Başkan" dedim.
Bizi yetiştiren bu topraklara, bu ülkeye
biz aydınların ödenemez borcumuz var.
Ben 50 yıl boyunca bu borcu ödemek için
onurluca mücadele etmeye çalıştım.
Yaptıklarımda, yazdıklarımda her zaman
halkımın yararını önde tuttum, ödül için,
mal mülk için hiçbir iş yapmadım.
Demokrasi için, laiklik için, Cumhuriyet için,
bağımsızlık için, özgürlük için savaştım.
Türkiye aydınları olarak bize düşen
görevlerin başında yarınlarımız olan
çocuklarımız ve gençlerimize aydınlık bir ülke bırakmaktır.
Bu nedenle Park’ı arkadaşlarımızla birlikte
kültür, sanat, müzik, resim, spor alanında
çocuklarımıza, gençlerimize muhtarlık ve
belediye ile birlikte çalışarak, hizmet üreteceğiz.
Bir kanser savaşından daha zaferle çıkmış
olmanın kuvveti ve parka adımın verilmesi
kararından dolayı duyduğum mutluluk ile
kaleme ve kâğıda sarılıp; emeğe geçenlere,
biriktirdiğim bütün dostlarıma
"Bugün görüş günümüz/Dost kardeş birarada/
Telden tele/Mendil salla el salla/ Merhaba" dizelerini armağanla
teşekkür ettim.
*****
O parkı hep ziyaret ettim, Pazar günleri özellikle gittim,
Nâzım Baba’nın ‘’Bugün Pazar’’ını okudum.
Bir banka oturup
Ahmed Arif’i, Attilâ İlhân’ı, Sait Faik’i, Orhan Veli’yi anımsadım...
*****
Korona’yı da yeneceğiz; dayanışmayla, bilinçle, akla dayalı bilimle!
Bizimle başedemeyecek bu bela!
Yeter ki umudu, cesareti kaybetmeyelim.
O parkta buluşacağız çok yakında!
Tükenmez yaşama direncimizle şiirlerimizi, mavi türkülerimizi söyleyeceğiz.
İnanın!..