23.02.2023, 16:54

Müdahale İçin İzin Beklemek

Hasta kalp krizi geçiriyor. Bir biçimde ulaştırdılar hastaneye kendisini ama doktorlar hiçbir şey yapmıyorlar, hastanın başında bekleşiyorlar. Ne bekliyorlar? Başhekimlerin başhekiminden izin…

Üç gün beklendikten sonra, dördüncü gün, sabah geliyor izin. Doktorlar, hemşireler hastaya müdahale edebilirler artık ama hasta öleli çok oldu. Çürümeye bile başladı. Ayrıca o üç günde başka gelenler de olmuş, hasta sayısı da çoğalmıştı. Onlara da müdahale edilmedi elbette. Onlar da ölüp gittiler.

Kime kızalım burada? Emri vermeyenlere mi? Evet, kesinlikle. Ya peki hastanın, kendilerine ihtiyacı olduğunu göre göre izin-emir bekleyenlere ne demeli? Bekleşmekte haklılar diyebilir miyiz? İzinsiz olmaz, hastane kuralları böyle, devlet işi bu, izinsiz olmaz, izin şart diyebilir miyiz?

Bizi ilgilendiren, insan kurtarmaktan önce kendi kıçımızı korumaksa EVET. Bizi tek ilgilendiren insan kurtarmaksa HAYIR.

Ay biz kurallara uyan insanlarız. Ay biz devletlilerim ne derlerse onu yaparız. Ay biz kendi başımıza hiçbir halt yapamayız. Ay bize terörist derler yoksa. Ay resmi evrak gelmeden olmaz. Olmaz, olmaz, olmaz… Evet olmaz. Ama böyle de olmaz, olmuyor. Farkındasınız sizler de ki olmuyor. Ne yani, emir beklemeden insan kurtarsaydınız, devlet sizi insan kurtarmak için izin beklemediniz diye cezalandıracak mıydı? Bu ceza, halk vicdanında kabul görecek miydi? Zaten sallantıda olan hukuk, depremde göçen evler gibi göçüp kendi enkazının altında kalmayacak mıydı? Bu haliyle de zaten kalmadı mı?

Burada, yakınını kaybeden birisi çıkıp da hay senin devlet izninin… diye saydırmaya başlasa… Yapma, sen haksızsın, kutsal devletimize öyle şeyler söylenmez mi diyeceğiz? İzin-emir beklemeden hastaya müdahale etse bir doktor, onun hayatını kurtarsa, ona, sen teröristsin mi diyeceğiz? Onun arkasında durmayacak mıyız? Onu koruyacak bir kanun yok mu? Hukuk ne der bu işe? Hukuk bir şey demez de bunları sorana mı kızıp köpürür?

Peki neden?

“Pazartesi akşam 18.30 civarında, iki yeğenimle birlikte İstanbul’dan yola çıktık. Yoldayken Hatay ile telefonla görüştük. Yeğenimin, eşi ve iki çocuğuyla birlikte enkaz altında olduğunu öğrendik. Ertesi gün, Salı günü, saat iki gibi Hatay’a vardık. Arabayı bir yere çekip iki buçuk kilometre yürüdük ve enkaza ulaştık. Beş katlı ev yere yapışmıştı. Enkazdan üç kişinin sesi geliyordu. Kurtarın bizi diye bağırıyorlardı. Hiçbir şey yapamadık. Elimizde vinç yok, hiçbir şey yok. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden otuz kırk civarı kamyon gelmiş. Vinçler ve gerekli araçlarla dolu hepsi ama öyle bekleşiyorlar. Ne izni bekliyorlarsa izin bekliyorlarmış. Yurt dışından yurt içinden gönüllüler gelmiş. Onlar da bekleşiyorlar. Kimse enkaz kaldırma çalışması yapmıyordu. Birkaç saat durup İstanbul’a geri döndük. Oradan bütün malzememizi aldık. Jeneratördür, kazmadır, balyozdur, hiltidir, kürektir, yiyecek malzemesidir, doldurduk arabaya tekrar Hatay’a gittik. Çarşamba gece saat iki gibi oraya indik. Getirdiğimiz kazma, balyoz işe yaramadı. Yine vinç şarttı. Hiçbir şey yapamadık. Bir seraya girdik, yorgunluktan mı üzüntüden mi bilmem, uyuyakalmışız.

Perşembe sabahı sahaya çıktık. Yeğenim çekim yapmaya başladı. Bekleşen yardımseverler etrafımıza toplandılar. Önce, burada çekim yapamazsınız dediler. Biz de çekeriz dedik. Pazartesi gece geldik hiçbir çalışma yoktu. Bu kadar vinç burada kamyonlarda bekliyordu. Bugün yine geldik, yine hiçbir çalışma yok. Elbette çekeriz. Bize engel olamayacaklarını anlayınca yalvarmaya başladılar. Etrafımızı sarıp engellediler. O sıra izin geldi herhalde, hızlı bir hareketlenme yaşandı. Yeğenimin olduğu binaya da bir operatör geldi.

Depremin dördüncü günüydü, o gün kurtarma işlemine başlandı. Milim milim ilerliyor çalışma. Beş katlı binayı kaldıracaklar, alttaki insanları kurtaracaklar.

Binada oturan otuz, otuz beş kadar insan var, hepsi enkaz altında. Üç kişi hariç hepsi ölmüş. Üç kişiyi sağ çıkardılar. (Otuz kişiden üç kişi kurtarılmış oluyor.)

Bizim mevtalar cumartesi akşam saat onda çıkarıldı. Yeğenim, eşi ve iki çocuk… cenazelerimizi bize Pazar günü verdiler. Depremin yedinci günüydü. Aile mezarlıkları varmış yeğenimin. O mezarlığa götürdük, defnettik. İstanbul’a döndük.”

Emir Beklenmeseydi

O gelmeyen emir, o nokta nokta emir beklenmeseydi, herkes kendi organizesini yapıp işe girişseydi… sizlere şunu, şunu, şunu mu diyeceklerdi? Sizleri teröristlikle suçlayıp içeriye mi atacaklardı? Bu halk sizin ardınızda durmayacak mıydı?

Burada çok soru sorulabilir. Bu soruları herkes tek tek bulup kendine sorabilir. Uzatmaya gerek yok. Halk sorar. Halk halktır, bizim oralarda halka halk denir. Ve halk sorar, siz de sorun.

Diyeceğim o ki:

Ortalıkta gezindiklerine bakmayın, seçilmişi, atanmışı; derini, sığı, devlet edenlerin hepsi, 6 Şubat 2023 Maraş depreminde enkaz altında kaldılar. Günlerce imdat istediler ve gelmeyen yardımdan ve gelmeyen devlete kahrından ölen vatandaşlar gibi kendileri de öldüler. Ve ceset torbası bile bulamayarak battaniyelere, bezlere sarılı halde, her nasılsa bulunmuş sedyelerin üzerinde, diğer ölmüş vatandaşlar gibi kayıt kuyruklarına girdiler. Kaydedilince de yakınlarının bulup buluşturduğu bir taksinin bagajına veya bir motosikletin ardına konularak mezarlığa götürüldüler.

Belki çaresizlikten, belki üzüntüden, belki soğuktan, belki sese dökemediği isyanından bacakları, kolları ve bil cümle vücudu titreyen imamın okumaya çalıştığı dualarla uğurlandılar.  Ve ailelerinden arta kalan bir veya birkaç kişi tarafından gömüldüler. Devlet edenlerin ruhlarına Fatiha!

Öyle titriyordu ki imam, Mevtayı nasıl bilirdiniz diye bile soramadı her biri için. Sorsaydı devlet edenlerin tümü için, şöyle diyecektik:

İyi bilmezdik. Hiç iyi bilemedik.

Hakkınızı helal ediyor musunuz diye de soramadı bütün bedeni titreyen imam. Sorsaydı ‘Hayır!’ diyecektik. Etmiyoruz diyecektik.

Bunları imamın sorulamayan sorusunun yokluğunda olsa da biz yine söyledik. Cenazesi kaldırılan, şimdilik kırk küsur bin vatandaşın arasına karışarak, onlar helallik alırken hileyle helallik almaya yeltenenler bile çıktı içlerinden de gözümüzden kaçamadılar. Ve bir teki bile helallik alamadı. Günahlarıyla gömüldüler. Günahkâr, belki cenabet ve belki bir de depremzede soykırım suçlusu…

Ortalıkta gördüklerimiz kim peki?

Devlet edenlerin hatırlarda kalan siluetleri ya da hayaletleri.

Onlara bakıp da onlar ölmedi ki diyenler yanılırlar. Onlar öldü ve kırk bin yurttaşımızla birlikte gömüldüler. 

Onlar, on kişiden dokuz buçuğunun nezdinde, artık bu ülkeye devletlik edemezler. Hem devlet de bu haliyle gitmez. Güçlerine güç katamadığı sivil toplum kuruluşlarına, gönüllülere; kendilerinden daha erken geldiler diye, kendileri gibi akşam olunca mesaiyi bitirip yatmadılar, çalışmaya devam ettiler diye, yetişebildikleri her yere yetiştiler diye, kendileri sınıfta kalırken onlar sınıfı geçtiler diye çemkirmekle devlet olunmaz.

Devleti yeniden kurmak gerek. Devlete yeni kanunlar gerek. Devlete yeni insanlar gerek. Defterlerinde insanlık suçu olmayan insanlar gerek. Defterlerinde insanlık suçu olmayan insanların yapacakları kanunlar gerek. Yardıma koşanları durdurmayacak, felaketlerden izin mevzusunu saf dışı edecek kanunlar, depremde, yangında, selde, kimseleri dört koca gün, pandemide aylarca bekletmeyecek kanunlar. İşinde uzman olan, bilimin öneminin, ah, en azından farkında olan, cehaletin içinden mum alevi gibi yükselmeyen insanlar. İyi ahlaklı, namuslu, dürüst, vicdanlı insanlar. Kem küm etmeyecek, topu kanunlara, suçu kendilerinden başkalarına atmayacak, vatandaşına samimiyetle sahip çıkacak, halkı bizim milletimizden, bizim milletimizden değil diye ayırmayacak insanlar ve kanunlar.

Ya da kanunun insandan önce gelemeyeceğine inanan, emir memir beklemeden kurtarmalara başlayacak cesarete sahip insanlar… ki çok varlar. Emin olun çok varlar. Pek, pek, pek çok… Gölge etmeseniz, enselerine çökmeseniz kim bilir kaç bin insan kurtarabilecek olan insanlar. Neyse ki varlar. İyi ki varlar! Siz devlet edenler, bu depremle birlikte artık birer hayalet olmuşken onlar hâlâ varlar.

Bir de kötü haber verelim: Seçimde sizleri gönderecek olanlar da onlar.

Depremin önüne, kentsel dönüşüm diye çürük çarık binalar yaparak, çürük çarıklıkları gizlemek için imar afları çıkararak geçemediğiniz gibi, bunun önüne de gazeteci döverek, sokak ortasında insan öldürerek, TV. Kanallarına yasaklar getirerek, interneti durdurarak, insanları vahşi sürülerine hedef gösterip korkutmaya çalışarak, üzerlerine çekiçli saldırganlar göndererek geçemeyeceksiniz. Toplanan yardımların üzerine çöküp yandaş gönendirerek bile geçemeyeceksiniz.

Çünkü, öldürseler kaç yazar noktasına varıp dayanan insanları korkutacak hiçbir şey yoktur.

Bilgilerinize sunulur.

Yorumlar (1)
Alev Subaşı 2 yıl önce
Çok yorgunum
Beni bekleme kaptan

Seyir defterini başkası yazsın

Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana
Çıkaramazsın..

50 yaşımı dolurduğum bu ülkede 150 yıl yaşamış kadar yorgunum. Ruhum bedenimin , aklım kafatasımın sınırlarını zorluyor. Güven duygum tuzla buz ! Kendimi.çoktan geçtim çocuklarım adına çok üzgünüm ..
Tarihe not düşen ( bu aralar moda not tutmak biliyorsunuz ) kaleminiz dert görmesin ..
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@