30.04.2023, 19:44

Neden Kamuculuk?

Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı veya kısaca KİGEM…

Eski bakan, sosyal demokrat siyasetçi Mümtaz Soysal ve Marksist duayen iktisatçı Korkut Boratav'ın fikri önderliğinde, Türk Harb-İş ve Petrol-İş sendikalarının desteğiyle 1994’te yola çıktı. Üyelerinden Oğuz Oyan (eski CHP milletvekili ve bir başka duayen iktisatçı), amacını “kamu işletmeciliğinin sorunlarını tarafsızca inceleyip bunlara bilimsel çözüm önerileri geliştirmek ve bu amaç doğrultusunda bilim adamlarının, sendikaların ve meslek odalarının işbirliğini sağlamak.” diyerek tarif ediyor ve “Bir direniş merkezi” olarak tanımlıyor. Zira KİGEM, sadece tepeden gelen ve tüm Dünya’yı etkisi altına alan özelleştirme politikalarına karşı sosyal devleti ve kamuculuğu teorik olarak savunan usta iktisatçılar ve sosyal bilimcilerden ibaret değildi; içindeki hukukçularla özelleştirme kararlarına davalar açıyor, ve pek çok özelleştirme kararının AYM’den dönmesini sağlıyordu.

İşbu KİGEM, 1998 Kasım’ında Ankara’da bir sempozyum düzenledi. Birinci oturumda konuşma sırası İşaya Üşür ve Tevfik Çavdar’dan sonra Bilsay Kuruç’a geldi. Kuruç, hakimleşmiş serbest piyasa ezberlerine cevap olarak, KİT’lerin çalışmalarının üretkenliğine ve verimliliğine dair standart bir örneği verdi; Konya Krom Manyezit Fabrikası!

Sümerbank’a ait bu KİT ortaya çıkana kadar çok önemli bir maden olan manyezitin işlenmesinde Türkiye dışa bağımlıydı. Eskişehir’deki zengin yataklardan çıkan manyezitler Avusturya’da işlenip bize geri dönüyordu. Bunun zararından kurtulmak için bir işleme tesisi şarttı. İhaleyi en ucuz teklifi veren Japonlar aldı; o zamanlar malları epey kalitesizdi. Yılda 13.000 tonluk bir kapasitesi vardı başta tesisin; fakat Japonların o yılki şartlarda kalitesiz malzemelerini kullanmak, bu kamu kuruluşunun üretimini ve verimliliğini hızla arttırmasına engel olmadı. 1974’te kapasite 33.000 tona çıktı.

1989-90’da tesise yeni teknolojiler eklendi. Tesisten çıkan malların kalitesi kuruluşundakine kıyasla çok artmış, Avrupa standartlarının üzerine çıkmıştı. 1991’de tesis kar patlaması yaptı. Artık yılda 4,5 milyon dolar ihracat yapmaktaydı.

93,94’te kapasitesi 48.000 tona çıktı. 5 Nisan Kararları’yla tesise ayrılan ödenek kesildi. Tesis bu sefer tek başına masraf ve ücret giderlerini çıkardı. 1996’da özelleştiğinde ise kapasite yeniden 35.000 tona indi.

Dikkat ediniz, Bilsay Kuruç bu başarıyı önemli bir örnek olarak, fakat neticede eldeki pek çok örnekten biri olarak sunmaktadır. İşte bu başarı bir özel şirkete değil, bir KİT’e aitti. Zaten tesisteki işçilerin refahı göz önünde bulundurulduğu takdirde aksi olamazdı. Tesiste çalışan 600 kişi için Kuruç ‘’Tek yürek gibi atıyordu’’ der. Bu neden böyledir? Çünkü karşılığı alınmış emek üretkendir. Serbest piyasada ve özel işletmelerde genelde durumun bunun tam tersi olduğunu ve bunun nedenini en iyi açıklayanlardan biri, serbest piyasanın Truva atlarından Dünya Bankası’nın Nobel’li eski baş ekonomisti Joseph Stiglitz’dir. Ona göre üreticilerin motivasyon kaynağı, harcadığı emeğin hakkını almış olma hissidir ve eşitsizlik ne kadar yüksekse, bu his o kadar az hissedilir.

Oyan, birkaç yıl önce 1998’deki bir rapordan bazı alıntıları kamuoyuyla paylaşarak, Bilsay Kuruç’un örneğinin o yıllardaki genel durumla uyumlu olduğunu açıklamıştı;

“(i) KİT'lerin konsolide bilançosunun önemli ölçüde kârlı olduğu ve bu nedenle kurumlar vergisinin en önemli ödeyicileri arasında yer aldığı, yani KİT'lerin Hazine'ye yük olmak yerine Hazine'nin kurtarıcısı olduğu (1995'te Hazine'den KİT'lere 61 trilyon TL transfer yapılırken, KİT'lerden Hazine'ye 390 trilyon TL kâr transferi yapıldığı; ayrıca KİT'lerin ödediği dolaylı/dolaysız vergilerin konsolide bütçe vergi hasılatı içindeki payının 1995'te yüzde 41 olduğu);

(ii) 500 büyük firmanın hala en önemlilerinin KİT'lerden oluştuğu, 500 büyük firmanın brüt katma değeri içinde KİT'lerin önemini 1996-97'de yüzde 44 gibi önemli bir payla koruduğu;

(iii) emek verimliliğinde özel sektörün gerisinde kalmadığı; ve nihayet,

(iv) geriye çok önemli bir özelleştirilmemiş KİT portföyü kaldığı yani özelleştirmeye karşı sendikal mücadelenin asla gecikmemiş olduğu vurgularını yaptım ve tüm bunları tablolar ve rakamlar eşliğinde gösterdim.”

KİT verimliliğinin özel sektörün gerisinde kalmadığına dair serbest piyasanın kendi itirafları vardır. “1989’da World Development dergisi özelleştirme temalı bir özel sayı yayımladı.  O tarihe kadar gerçekleşen araştırmaların dökümü yapıldı. Katkı yapanların büyük çoğunluğu (ki bunlara Dünya Bankası uzmanları da dahildir) özelleştirmenin esas olarak ideolojik-siyasi bir tercih olduğunu; ardında çok güçlü ekonomik nedenler olmadığı hususunda hemfikir olmaktaydı.” diyor Korkut Boratav.

Bugünkü KİT’lerimiz neden aynı işlemiyor? Bu sorunun cevabını en iyi tarım sektöründe varlık gösteren KİT’lerin başlarına gelenlerden sonra anlıyoruz. 1999-2001 yılları arasındaki IMF ve Dünya Bankası’yla yaptığımız mektuplaşmalardan sonra, tarımda bir miktar destek karşılığında Dünya Bankası’nın “Tarım Reformu Uygulama Projesi’ni” uygulamaya koyduk. Proje kapsamında destek karşılığında verdiğimiz sözlerden biri, tarımdaki KİT’lerimizi işlevsizleştirmekti. Yani KİT’ler, kamu teşebbüslerinin kendi doğaları gereği bir yerden sonra kendi kendilerine işlevsizleşip zarar eder konuma gelmediler. Nihai sonlarını yaşamadılar, devlet eliyle bu hale getirildiler.

Uzun lafın kısası; üreticinin, işçinin, emeğini bir kan emici için değil de, kendi yaşam standartları için harcamasının kolu kamuculuktan geçer.

------------------------------------

KAYNAKÇA

(1) https://haber.sol.org.tr/yazarlar/oguz-oyan/kigem-bir-direnis-merkezi-274583

(2) chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/http://dayanismameclisi.org/wp-content/uploads/2021/09/DF-sayi2.pdf

(3) KİGEM: Cumhuriyetin 75. Yılında Kamu Hizmeti Kamu Mülkiyeti

(4) Bağımsız Sosyal Bilimciler: AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu

(5) Joseph Stiglitz: Eşitsizliğin Bedeli

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@