07.11.2020, 09:48

Şadan Hanım

Karşı komşumun çocukları ne zaman geldilerse beni bir hüzün basıyor.

Ne hüznü? Hüzün ötesi…

Dalıp gidiyorum eski günlere… Gözlerim yaşarıyor, hatta ağladığım oluyor.

Aylarca sürdü bu.

Şimdi daha başkayım.  Artık başka bir Erkut oldum.

Sağ olsun karşı komşum…

***

Girişin hemen üstündeyiz ya… Yoldan gelen geçen herkesin sesi evimin içinde.

Konuşmalar, kedi miyavlamaları, kopek havlamaları, "Karpuzcu geldi!", "Hanımlara beylere, piko yapılır!", "Domatesçi geldi, Çanakkale’nin domatesi bunlar!", "Eskici!"…

Artık kimin ne zaman geçeceğini ezbere biliyorum. Eskici, pazartesi ve cuma günleri geçiyor. Pikocu ayda bir, domatesçi Çarşamba ve cumartesi…

Ne zaman ki su motoru gibi çalışan eski Murat 124 evin önünde duruyor ve içinden beş kişi iniyor; işte diyorum benim serotonin saatlerim…

"Anne biz geldik!"i "Anneanne biz geldik!" çığlıkları izliyor.

"Babaanne, babaanne!" sanki daha canlı, daha gür…

Eşyalar arkadan indirilirken telaş içinde birbirine çarpıyorlar. Hatta düşen oluyor. ‘’ Senin yüzünden ! ‘’ diye birbirlerine bağırışlar ve eşkiyalar apartmanı basmış gibi merdivenleri birer ikişer çıkarken çıkan sesler…

Coşkularını bir göreceksiniz. Herbirinin sedece bir eksiği var gibi. Kanatları…

Apartman girişine adım attıkları an ben de hemen kapıyı açıyorum. Terliğimi alacak gibi ya da dışarıya ayakkabımı koyacak gibi oluyorum.

Şadan Hanım, kapıyı açmış beklemekte… Göz göze geliyoruz aşağıdaki girişin demir kapısı dan diye çarptığında. "Gözün aydın komşum, torunlar geliyor."

Yanıt bile veremiyor. Işıl nasıl boynuna sarılıyor komşumun göreceksiniz…

"Tamam, tamam artık, bırak babaannemi!" diye Güneş omzundan çekiyor Işıl’ı.

Ve ilk kavgalar kapıda başlıyor.

Hoş geldiniz çocuklar desem de beni duydukları yok. Ben de anne ve babaya diyorum.

Annenin kucağındaki de anneanneyi yeni hecelemeye başlamış, nerdeyse fırlayıp atlayacak komşumun kucağına.

Onlar girince benim de terlik ve ayakkabı düzenleme(!) işim son buluyor.

Hemen salona geçiyorum. Onların salonuyla bizimkisi arasında çok ince bir duvar olmalı ki bütün sesler bizde. İyi ki böyle bir arızası var apartmanın. İzolasyon sıfır!

Yukarıdakilerin hangi kanalları izlediğini artık ezberledim, alt kattakilerin tartışmaları ve muhabbetleri de olduğu gibi salonda.

Şadan Hanım, kapı ağzında "Bu bir şey mi, içeride gör sen bizi." Derken ne kadar da haklı.

Gelen sesler doğruluyor onu. Kuş cıvıltısı gibi, teneffüse çıkmış öğrenciler gibi…

Ve gün boyu sürüyor bu.

Ne kitap okuyorum ne de bir başka işle ilgileniyorum o saatlerde. Kulağımı dayadığım oluyor bazen. Fısıltıları da duymam gerek!

İlk dakikalar ortalık yıkılıyor gibi. Sonra sonra ağırlaşıyorlar. Bazen küt diye bir ses geliyor. Fırlayıp kapılarına dayanasım geliyor: "Bir şey olduysa yardım edeyim." demek için… Olur ya, kafa üstü düşer biri, Allah göstermesin, hiç olmazsa yardım edeyim.

Küt sesi bazen sert olunca artık biliyorum sesin kimden geldiğini. Komşumun düştüğü dakika o.

Çığlık atılırsa bil ki Güneş, Işıl’ın kolundan ısırıyor.

"Bizi ne kadar özledin bakalım?" diyen Işıl’ın sesini Güneş bastırıyor: "O en çok beni özledi ama yaa!"

Anne ve baba ise sık sık "Kudurmayın, bir daha getirmeyiz bakın!" demekle meşguller.

Dedenin sesi hepsinden az çıkıyor. "Kuzucuklarım mı gelmiş benim…"

"Siz yokken mezarlığa dönüyor bizim ev." deyince Şadan Hanım, Muazzez ile Mustafa "Anneeeee!" diye seslerini yükseltiyorlar. "Böyle şeyler konuşma demiyor muyuz biz sana!"

Ortalık biraz sakinleşince Güneş "Bizim için ne yaptın bakalım?" diyor.

"Dondurma da aldın değil mi?"

***

Haftada bir yaşıyorum bunu. Çarşıda pazarda işim varsa bile o gün dışarı adım atmıyorum. Bir gün önceden, onların hayalini bile kurduğum oluyor.

Her Çarşamba yeni yeni masallar öğrenmekteyim. Şadan Hanım, çok iyi bir masal anlatıcısı zira… Enstitüden terk ama bilmediği masal yok.

***

38 yıl önce annemin evi de böyleydi.

Çocuklar, "Baba, sakın kalabalık yerlere girip çıkma!" diye uyarıyorlar her telefonda.

Eşimi pandemide kaybettiğim günden bu yana kahveye adım atmıyorum zaten.

Çocukların gelip gittiği yok.

Yalnızlıktan da şikâyetim yok. Çarşambaları yetiyor bana. Yetiyor ne demek, artıyor bile!

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@