06.05.2022, 17:06

unutmadık Üç Fidan ve Mahur'u Unutmadık...

Tarih 6 Mayıs 1972.

Attila İlhan gazetem Demokrat İzmir’in Genel Yayın Müdürü.

O, başında beresi, elinde deri çantası ve yaz-kış taşıdığı şemsiyesiyle Karşıyaka İskelesi’ne geldiğinde herkes saatini ayarlardı.

İnanılmaz dakikti çünkü.

9.15 kalkışlı Karşıyaka-Pasaport vapuru yolcusuydu hep.

Çoğu zaman olduğu gibi o günde 09.15 vapuruyla Karşıyaka’dan İzmir’e yol alıyorduk.

Sabaha karşı asılanların hüznünü yaşadığım için ölüm sessizliğine bürünmüştük.

Onlar;

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’dı!

Ve onlar, Attila İlhan’a göre;

“Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı.”

Denizleri çok sevmesine rağmen THKO’nun savaşımının Türkiye koşullarında geçerliliğinin olamayacağına inanan Attilâ İlhan’ı işte ilk kez o gün ağlarken görüyordum…

***

Daha sonraları 22 yıl önce bugün aramızdan ayrılan Ahmet Kaya’nın bestesiyle dillerden düşmeyen “Mahur Beste”

6 Mayıs’ta yazılmıştı (Şair, ''Tutuklunun Günlüğü'' kitabında, "İncesaz" isimli bölümde başlığını çeşitli makamlardan alan şiirlere yer vermiştir. Ferâhfezâ, Nihâvent, Muhayyer, Sabâ ve Sultan-ı Yegâh’ın yanı sıra Mahur adlı şiiri de bu bölümdedir.)ve 68 Kuşağı'nın önderlerinden Deniz için yazılan ilk şiirdi.

Attila İlhan kitaptaki bölüm "Meraklısı İçin Notlar"da şu ifadeleri kullanmıştı;

“…12 Mart sonrasının bunalımlı günleriydi, onun için de şiirlerin bütününe hem o bunalımın karamsarlığı, hem de o ara günlük bir gerçek halinde duyulan ölüm düşüncesi egemen oldu. Türk müsikisi makamlarından en çok sevdiklerimin, biraz da ritimlerinden esinlenerek yazılmış şiirlerdir. içerikleri bir yandan kişisel diyalektiğin getirdiği çelişkileri, bir yandan geleneksel şarkı düzeninin rindliğini, bir yandan da çağdaş - o günler için belki de hatta güncel- sorunların heyecan ve üzüntülerini kapsar.”

***

Attila İlhan gözündeki yaşı ile "Mahur''u okurken kaldı aklımda;

Denizler’in asıldığını radyodan nasıl dinlediği…

Sesinin sık sık titremesi…

Bulanık dalgalı denize uzun uzun bakması…

Sonunda da gözlüklerini düzeltip;

"Okan! Bu şiiri ilk sen dinliyorsun.

Adını; Mahur koydum" cümlesi …

Üstünden yıllar geçse de "Mahur Beste" ne zaman çalınsa kulağıma ben hep 6 Mayıs 1972'de 09.15 vapurunda Attila İlhan'la hüzünler içinde kaldığımız o günü yaşıyorum.

“Mahur”, faşizmin kıydığı Denizler’in ardından bir ağıttı!

***

Unutmadık Denizler'i...

Unutmadık Üç Fidanı. Unutmadık Deniz’i, Yusuf’u, İnan’ı.

Unutmadık “Güzel Türkçenin Kaptan Şairi” Attila İlhan'ı...

Unutmadık gözüm, unutmadık “an gelmeden ölen adam” Ahmet Kaya...

Seni de, şarkılarını da unutmadık.

Sizler yüreğimizin sıcaklığındasınız...

Unutmadık ruhlarımıza dokunan "Mahur"u;

"Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız  

O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız  

Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız  

Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız  

O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız  

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı  

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı  

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı  

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı 

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra 

Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara 

Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara" 

***

AHMET KAYA MAHUR’U NASIL BESTELEDİ?

Attila İlhan’ın şiiri Ahmet Kaya’ya veriş sürecini Can Dündar, 15 Kasım 2005 tarihli köşe yazısında şöyle aktarmıştı: “O anlattıkça ıslanmış kirpikleri Gülten’le Ahmet’in…

Bir kadın ismi sandıkları Müjgan’ın eski dilde ‘kirpik’ anlamına geldiğini orada öğrenmişler. Şair’in “'müjganla ağlaşmak'tan kastını da orada çözmüşler.” 

“Ahmet Kaya Nota Kitabı-3” (Gam Yayınları, 2005, İstanbul, Sf: 75-76) adlı kitapta da, şarkının ve şiirin öyküsü şöyle aktarılmaktadır:

“Attila İlhan’ın deyimiyle ‘deli kara çocuk’, yani Ahmet Kaya, en koyu hüzünlerden birini bu şarkıyı yaparken yaşamıştır…

Hep olduğu gibi, bu şarkıyı da önce yapmış, sonra dinletmiştir Attila İlhan’a.

Şairin mekanı, yine Taksim’de Cafe Pandrossa’dır.

Ahmet Kaya son derece çekingendir. Attilâ Bey seni benden daha çok seviyor Gültencim, valla dolayısıyla, şarkının haberini Usta’ya vermek yine sana düşüyor’ der eşi Gülten’e …

Telefon görüşmesinden sonra, bir sabah kalkıp şaire giderler.

Bu defa şair anlatır kendi yaratı öyküsünü:

12 Mart sonrası kahır günlerini, bir sabah radyodan ağır ve kıyıcı bir haberi duymasını. Deniz’lere kıyılmıştır! 

(…) O anlattıkça, Gülten ve Ahmet’in gözlerindeki ıslaklık büyür. 

Ahme Kaya, “müjgan” merak etmiştir, “kim” diye.

Attila İlhan gülümser, Müjgan’ın, bir kadın ismi değil, Farsça ‘kirpik’ anlamına geldiğini anlatır..

Attila Bey anlattıkça ‘deli kara çocuk’ an’dan uzaklaşır ve ilk gençliğine yürür… 12 Mart’tan anımsadığı karanlık günlere… Çevresindeki herkes; ‘bu çocuklar karıncayı bile inciltmediler ki’ demekte, o sıralar ergenlik günlerini sürmekte olan Ahmet olanı-biteni, dev gibi gençlerin bulunduğu yerden anlamaya çalışmakta, içi acımakta, içinde hırs büyütmektedir bu haksızlığa karşı…

Attila Bey’le yaşadıkları doyumsuz sohbetin sonuna geldiklerinde, bu şarkıyı yaparak, sembolikte olsa bir vefa borcu ödemiş olmanın huzuru ile ayrılırlar oradan.

Bu şarkıya çekilen video klibin senaryosunu, Attila İlhan’nın önerisi ile, ortak dostları sevgili Ülkü Karaosmanoğlu yazmıştır.”

Ahmet Kaya 1999 yılında bir mahkemede yaptığı savunmasında “Mahur” adlı parçasında geçen “müjgân” sözcüğünün “kirpik” anlamında kullanıldığını şöyle belirtmişti:

“Bir başka şarkımda; “O mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız” (ki müjgan burada kirpik anlamında kullanılmıştır) biçimindeki sözleri ‘Ayten’le ben ağlaşırız’” biçiminde değiştirerek söyleyebiliyorken, bundan böyle söyleyemeyeceğim anlaşılıyor. Peki, size göre kendimi böyle daha mı özgür hissedeceğim?”

“Mahur”,  edebiyat eleştirmenlerine göre, “sert bir hüznün, neşeli bir ıstırabın, lirik bir yalnızlığın klasik musiki şablonları ile notalarda hayat bulmasıdır.

Güftedeki makama fonetik olarak çok yakışan ‘müjgan’ ise etimolojik  olarak incelenecek olursa ‘kirpik’ anlamında  olan bu ismin izlerine divan şiirlerinde rastlamak mümkün,  özellikle sevgilinin kirpikleri oka benzetilir ve sineye saplanmasının nişanesi olarak tasvir edilirdi.”

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@