04.12.2020, 16:12

Yağışlar

Meteor yağmuru olsa seve seve izlerdik.

“Bak, bak! Aaaa, aman sen de! Göremedin işte! Bıraksana şu telefonu elinden. Güneye bak, güneye…” falan feşman diye diye.

Her kayan yıldızla (meteorla) birlikte hazırda bekletilen dilekleri tutardık içimizden. Kimseye söylemezdik dileğimizi. Tılsımı bozulmasın diye. Soran olursa gülüverirdik.

Yağmur olsa seve seve ıslanırdık. Şemsiyesiz çıkar yürürdük, o sokak senin, bu sokak benim. Hele de yanımızda bir sevgili can varsa değemezdi kimse keyfimize. Romantizmin dibine vururduk kendimizi. Şarkı söyleye söyleye yürürdük, usul usul: “Yağmurun sesine bak.” Sonra belki “Yağmur yağdı kaç, kaç kaç.” düşerdi aklımıza birdenbire. Söyler söyler dans ederdik sokak ortasında. “Şemsiyeni aç, aç aç.” diye zıplamaya kalkışınca içimize kaç Nurhan Damcıoğlu kaçmış olduğunu merak eder, kendimize gülerdik.

Kar yağsa pul pul, beyaz beyaz? Gökyüzü beyaz olsa, yeryüzü beyaz? Çocuklaşırdık. Kardan adam, kardan kadın yapmaya davranırdık hemen. Birileri gelip yıkana kadar (mutlaka yıkar birileri) kalabilecek kar kişileri yapmaya. İçimizdeki heykeltıraşı konuştururduk. Yetenekli bir heykeltıraş ise içimizdeki, kardan kişilerin en güzellerini dikerdik. Çocuklarla kartopu oynar, bin yıl öncesine gidiverip yokuşlarda kızak bile kayardık. Yanaklar, burunlar kırmızı, gözler neşeli, yürekler mutlu. Kahkahalar her yanda.

Dolu yağsa? Ceviz iriliğinde dolu? En yakın çatı altına girer, kendimizi dolu darbelerinden korumaya çalışırdık, ki aramızdan mutlaka, hemen kamera kaydına geçenler çıkardı. Kendim de kendimgiller dolu yağışı bitene kadar -kuşkusuz- öz çekim yapmakla meşgul olurlardı. Belki birisi de o sıra, sele kapılıp giden Fikret’in öyküsünü yazardı, her şiddetli doluda yazıp durduğu gibi.  Sarınıp uyuduğu kepenek, o müthiş uğultuyu duymasını engellediği için, bir iğde zamanı sele kapılan kuzu çobanı Fikret’in öyküsünü. Dolu hem hüzünlü hem üzüntülü hem… Kuzu çobanları hep çocuklardır.

Hile yağsa? Hile hurda? Yalan yağsa? Her yandan türlü türlü olaylar, haberler, yorumlar gelse. Her biri de kendini, biz sefil ölümlülere, “Gerçek benim.” diye dayatsa. Gerçeğin peşine düşeriz. Kendimizi oradan oraya vurup gerçeği ararız. Labirentlerde kayboluruz. Yorgun düşüp melemeye başlarız. “Gerçek nerede?”  Bu arayışı en son Hikmet Temel Akarsu’nun Nihilist - Reddedilenlerin Risalesi adlı kitabında okuyup yamulmuş, birkaç ay kendime gelememiştim. (Yamulacak olsanız da okunması gerekli, şart, şiddetle öneririm.) Bu seferki, kitaptaki gibi kurgu bir gerçek arayışı da değil, gerçek bir gerçek arayışı olacağından aptallaşmak, aptallaşıp savrulmak daha kolay. Korkarım ki herkes şu sıralar iptal. “Şu aşı şöyleymiş, bu aşı böyleymiş, dünya resetleniyormuş, dünya yeni dünya düzenine hazırlanıyormuş, çiplenecekmişiz, şu şunu demiş, bu bunu demiş, mış, miş, muş, müş… “Aradığınız aboneye şu anda ulaşılamıyor.” ya da “Tüm müşteri temsilcilerimiz başka müşterilerimize hizmet vermektedir.” halleri.     

Zorbalık yağsa? Fiziksel, psikolojik, ekonomik, siber, hukuksal, patriarkal, kabadayısal, mafyasal, sanal, sözel, kültürel, dinsel, ırksal, linçsel; yasaklı, susturmalı, yere çakmalı şiddet yağsa? Romantiksen küsersin. (Ben küstüm. Romantik miyim neyim?) Pragmatistsen sinersin. Geçene kadar bir kovuk, bir in bulup gizlenirsin. Geçerse meydan senin. Geçmezse, ki geçmez, belki, “Hık, mık, bir şey yapmalı.” dersin. “Bir şey yapmalı.” “Evet, evet bir şey yapmalı. Ama ne yapmalı?” O “bir şey”in ne olduğunu bir türlü bilemezsin, bulamazsın. Yani, aslen realistsen… Günlerin o şeyi aramak ve bulamamakla geçer. Gözü kara isen savaşmaya kalkışırsın fakat bakarsın ki karşındakiler yel değirmenleri. Yel değirmenlerinin ötesinde de…

Her neyse.

Keşke aylardan Haziran, Temmuz olsa. Korona bitmiş olsa. Meteor yağmuru olsa. Teleskopu kursak da konuşlansak terasa. Üç kişi, beş kişi, yüz kişi, milyon kişi olsak. Teras onca insanı incinmeden taşısa. Her kayan yıldızla birlikte hazırda bekletilen dilekleri tutsak. Dilekleri kimselere söylemesek. Sorulduğunda kikir kirir gülüversek.

Keşke yağmur yağsa.

Keşke dolu yağsa.

Keşke kar yağsa.

Keşke, sadece doğal yağışlar gündemde olsa.

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 32 54
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 33 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Keçiörengücü 33 48
8. Iğdır FK 33 48
9. Amed Sportif 33 48
10. Ahlatçı Çorum FK 32 47
11. Ümraniye 32 46
12. Esenler Erokspor 32 45
13. Boluspor 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Manisa FK 33 38
18. Şanlıurfaspor 33 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@