09.06.2023, 09:22

Yenilgi değil yalnızlık!..

Malum seçim sürecinden sonra söylenecek, yazılacak ve konuşulacak her şeyin konusu belliymiş gibi geliyor olabilir. Bir sürü farklı odağı etrafında birleştiren isim olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na yahut Millet İttifakı’na dair hayal kırıklıkları, memleketin her zaman ve hızla daha kötüye gideceğine dair karamsarlık, kimisi için de bir an evvel ülkeyi terk etme yolları arayışı ve tabii ki yine muhalefet kanadında; bir yanda kendini bir yanda iktidara oy veren halkı suçlama eğilimleri…

Fakat hatırlamak gerekiyor ki pek çok farklı gelenek ve siyasetten muhalif yurttaşlar olarak, seçim mağlubiyeti ilk defa başımıza gelmiyor. İktidardan çok bizim farkında olmamız gereken bir gerçek ise; Erdoğan/AKP iktidarı yirmi yıldır yaşadığı sözüm ona galibiyete rağmen istediği standartlarda toplumu oluşturamamıştır. İktidardaki zihniyete teslim olmayan milyonlar olarak bir yenilgi ile buhar olup uçmadık, istedikleri gibi insanlar olmadık, bundan sonra da olamayız. Değişime öncülük edecek, mücadele verecek ve en nihayetinde kendini ve ülkeyi tekrar özgürleştirecek olan -özellikle gençler olarak- yine bizleriz. Bu noktada, Kılıçdaroğlu’nun dediğinin aksine gençliğin kaygısızlık olduğunu düşünmüyorum. Aksine, tarihin kırılma noktalarında radikal değişiklikler gerçekleştiren hep gençlik olmuştur. Gençliği “kaygısızlık” ile bir tutmaya çalışan anlayış ise rengi ne olursa olsun değişimin karşısındadır.

Bugün de karşımıza, yirmi yıldır bu gerici iktidara teslim olmamış “toplam”ı bir “bütün” haline getirme görevi çıkıyor ki bunun yolu da bir etnik, milli, dini ya da sadece siyasi kimliğe değil doğrudan bu topraklara ve burada yaşayan halka duyulan aidiyettir. Bu bağlamda, “bu halk bunu hak ediyor” yaklaşımı da gaflet değilse şımarıklıktır.

Bu tür yaklaşımların yaygınlık kazanmasında en büyük etmenlerden biri 12 Eylül 1980 sürecinin şahidi -hatta ürünü- olan bugünün yetişkinlerinin, ebeveynlerinin çocuklarını politikadan “koruma” çabasıydı. Fakat çocuklar/gençler politikadan korundukça politika yaşlanıyor ve yaşlandıkça yozlaşıyor. Bunun duyduğumuz son örneği İzmir’de birçok ilk ve ortaöğretim kurumuna manevi danışman adı altında din görevlileri atanmasıydı. Yıllardır “Okul siyaset yapma yeri değildir.” denilerek siyasetin okullara en kirli yüzüyle nasıl girdiğine bir kez daha böylece şahit olduk.

Önümüzde böyle bir tablo varken seçim gecesi bizi mahveden neydi? Sorunun cevabı yenilgi değil yalnızlıktır. Tüm öfkemiz, haklı itirazlarımız, özgürlük arzumuz için yalnız sandığa çakılıp kalmaktır. Bir oy vererek tüm söz hakkımızı ve irademizi mühür bastığımız adaya/partiye teslim ettiğimiz algısıdır. Bilinmeli ki, yurttaş iradesi -ne denli geniş olursa olsun- tek bir seçim pusulasına sığmaz. Bir adaya ve partiye oy vermiş olmamız da beş sene boyunca susup oturmak zorunda olduğumuz anlamına gelmez. Artık seçim geride kaldığına ve “muhalefeti yıpratmamak” gibi bir duyarlılık göstermek zorunda kalmadığımıza göre de rahatça söyleyebilirim ki; başta CHP kadroları olmak üzere muhalefetin büyük bölümü politikanın yaşlanması ve yozlaşması ile doğrudan ilgilidir ve bahsettiğim algıyı yaymak konusunda iktidarla birlik olup toplumu sokaktan uzaklaştırmak için 2013 yazından beri canla başla uğraşmıştır. Örgütlülük ve örgütlü mücadele kavramlarının bu denli korkutucu hale gelmelerinde payları hiç de az değildir. Bunun şu anda en görünür olan kanıtı da Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili seçilmesine rağmen tutsaklığı devam eden Can Atalay’ın durumuna Millet İttifakı’nın sessiz kalmasıdır. Kendi adıma, bu sessizlik, seçim döneminde dile getirilmiş tüm vaatlerin de içinin boş olduğu anlamına geliyor. İşte bu yüzden özellikle bugünkü gibi ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz dönemlerinde örgütlülükten korkulması, tüm değişim umutlarının meclisteki muhalefete kanalize edilmesi hepimizi daha büyük felaketlere götürür. Ayrıca sandıkta verilen oyu gerektiğinde sokakta korumaktan ya da -seçilmiş hükümet tarafından yapılmış da olsa- fark edilen yanlışı haykırmaktan daha demokratik ne olabilir?

Dolayısıyla bugün, özellikle gençliğin, siyasetle gönüllü ve bilinçli olarak ilgilenmesi, örgütlenmesi ve örgütlü kalması bizi aydınlığa çıkaracak yegâne yoldur. Gücümüz birliğimizden gelir.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 13 35
2. Fenerbahçe 13 32
3. Samsunspor 14 29
4. Eyüpspor 14 23
5. Beşiktaş 13 22
6. Göztepe 13 21
7. Başakşehir 13 19
8. Rizespor 13 19
9. Sivasspor 14 18
10. Konyaspor 14 18
11. Antalyaspor 13 17
12. Trabzonspor 13 15
13. Gaziantep FK 13 15
14. Kasımpasa 13 15
15. Alanyaspor 13 14
16. Kayserispor 13 12
17. Bodrumspor 14 11
18. Hatayspor 13 8
19. A.Demirspor 13 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 14 29
2. Bandırmaspor 14 28
3. Karagümrük 14 27
4. Erzurumspor 14 25
5. Igdir FK 14 22
6. Keçiörengücü 14 21
7. Boluspor 14 21
8. İstanbulspor 14 20
9. Ankaragücü 14 20
10. Ahlatçı Çorum FK 14 20
11. Ümraniye 14 19
12. Gençlerbirliği 14 19
13. Pendikspor 14 19
14. Esenler Erokspor 14 18
15. Şanlıurfaspor 14 18
16. Amed Sportif 14 18
17. Manisa FK 14 17
18. Sakaryaspor 14 17
19. Adanaspor 14 8
20. Yeni Malatyaspor 14 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 13 34
2. Arsenal 13 25
3. Chelsea 13 25
4. Brighton 13 23
5. M.City 13 23
6. Nottingham Forest 13 22
7. Tottenham 13 20
8. Brentford 13 20
9. M. United 13 19
10. Fulham 13 19
11. Newcastle 13 19
12. Aston Villa 13 19
13. Bournemouth 13 18
14. West Ham United 13 15
15. Everton 13 11
16. Leicester City 13 10
17. Crystal Palace 13 9
18. Wolves 13 9
19. Ipswich Town 13 9
20. Southampton 13 5
Takımlar O P
1. Barcelona 15 34
2. Real Madrid 14 33
3. Atletico Madrid 15 32
4. Athletic Bilbao 15 26
5. Villarreal 14 26
6. Mallorca 15 24
7. Osasuna 15 23
8. Girona 15 22
9. Real Sociedad 15 21
10. Real Betis 15 20
11. Sevilla 15 19
12. Celta Vigo 15 18
13. Rayo Vallecano 14 16
14. Las Palmas 15 15
15. Leganes 15 15
16. Deportivo Alaves 15 14
17. Getafe 15 13
18. Espanyol 14 13
19. Valencia 13 10
20. Real Valladolid 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@