“Oranı az da olsa balık ve diğer deniz ürünlerinin de menülerinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve diş temizliğine gereken önemin verilmemesi, sıkça dişleri dökülmüş iskeletle karşılaşmamıza neden olmaktadır. Toplumun çoğunluğunun eksik dişlerle yaşadığı sonucu çıkmaktadır. Bal gibi tatlı yiyecekleri ise yalnızca zenginler yiyebilmekteydi. Yine zenginler olasılıkla güney ülkelerinden hurma gibi egzotik meyveleri de getirtebiliyorlardı. Tahminlerimize göre antik dönemde çocuklar 4-5 yaşlarına kadar emzirilmekteydi, memeden kesildikten hemen sonra ise mide bağırsak hastalıklarına yakalanma riskleri yüksekti. Tam bu yaşlarda gelişmesi önemli olan dişler hastalıklar nedeniyle gelişememekteydi. Bu nedenle de toplumda ciddi bir diş sorunu yaşanmaktaydı”