03 Mayıs günü, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ydü ve her ne kadar da, ülkemiz bu konuda, dünya sıralamasında arka sıralarda olsa da; aklı özgür, kalemi pek, yüreği güçlü, duruşu vakur, eğilmez, bükülmez gazeteciler de yok değil ülkemizde…
İşte onlardan sadece birkaçı, örnek gazeteci büyüklerim, Okan Yüksel, Atilla Köprülüoğlu, Nevit Tokdemir, Sedat Kaya, Yalçın Küçükdamar ve Suavi Yardımoğlu’dur ki, her biri, özellikle konu spor olunca, inanılmaz yorumlar ve çok okunan ve hatta unutulmayan yazılar kaleme almışlardır. Öyle ki, hem bana, hem de kendilerini örnek seçen yüzlerce kişiye pusula olmaya devam ediyorlar.
Ustalara geri döneceğim…
Geçen günlerde, değil sadece İzmir’in, ülkemiz futbolunun önemli değerlerinden olan Altay Spor Kulübü’nün genel kurulu icra edildi. Ve Büyük Altay’a hiç de yakışmayan, özellikle kulüp ayırt etmeksizin hiçbir İzmirlinin kabul edemeyeceği tatsız görüntüler saçılıverdi ortalık yere… Sebep kim ya da ne olursa olsun, Büyük Altay’ın kongreleri bu şekilde icra edilemez! Yazın ustalarımdan Suavi Yardımoğlu anlatmıştı; “geçmişteki Altay kongrelerine katılımcılar, takım elbise, kravat ile gelirler ve hatta açık renk bile giyen olmazdı! Biz basın mensupları dahi koyu renk ceket tercih ederdik!” diye…
Böyle bir kural mı vardı ki? Hayır! Sadece kişilerin işlerine duydukları saygıdan olsa gerek… Ayrıca hatırlatmakta bir beis görmüyorum;
Soyadını dahi kulübü ile özdeşleştiren, Büyük Altaylı Vahap Özaltay’ın, Altay sevgisi ile dolu yüreğinin, bir Altay kongresinde yaptığı heyecanlı konuşmanın ardından durduğunu ve hayata veda ettiğini tüm Büyük Altaylılara hatırlatmayı görev sayarım!
Ve; bu camiadan yetişmiş nice sporcuların, nice teknik adamların olduğunu…
İşte bu düşünceler beynimin kıvrımlarında dolaşırken, yukarıda adlarını geçirdiğim yazın ustalarımı birer birer aramak aklıma geldi; “Hadi gelin, bana bir kez daha yol gösterin ve geçmişten günümüze bir altın on bir yazalım” dedim. Sağ olsunlar; hepsinde onlarca isim… Eee, koca Altay bu; bir asrı devirmiş…
Neyse ki, onlardan aldığım isimleri ve kendi fikirlerimi de, tekrar danışarak/tartışarak, on bir değil ama bir on sekiz yazdım;
Kaleciler; Tanzer Sencer ve Varol Ürkmez.
Defans; Kazım Yıldız, Zafer Bilgetay, Orhan Üstündağ, Enver Katip, İsmail Zeyrek, Zinnur Sarı, Çağdaş Atan, Yılmaz Canlısoy, Ali Rıza Şenol, Erol Togay.
Orta saha; Ayfer Elmastaşoğlu (Kaptan), Vahap Özaltay, Doğan Akı, Bayram Dinsel, Mithat Mıhçı, Mustafa Kaplakaslan, Mustafa Denizli, Erdi Demir, Raşit Çetiner, Mustafa Turgat, Aytekin Erhanooğlu, Okay Yokuşlu, Toprak Kırtoğlu, Ramazan Torunoğlu.
Santrafor/Forvet; Reha Kapsal, Feridun Öztürk, Sinan Kaloğlu.
On sekiz demiştim ama yazdıktan sonra fark ettim ki yirmi dokuz olmuş ve silemedim! Büyük Altay’ın formasını, bir asrın üzerinde eğnine geçirmiş, binlerce isim var ve sadece yirmi dokuzunu yazmışım, nasıl sileyim? Başkan, yönetici, doktor, malzemeci, destek personeli cabası…
Netice itibarıyla, binlerce kaliteli şahsiyeti bağrından çıkarmış Büyük Altay camiasına, adı gibi büyük ve renkleri gibi asil kongreler yaraşır. Büyük ve asil kongrelerde buluşmak ümidiyle…
(Resimler: https://ayaktakileroturanlar.com)