Son günlerde ve günün belli saatlerinde, TRT ekranlarına kilitlenmiş durumdayım. Aslında, kendine özel yasası olan ve Türkiye Cumhuriyeti devletimizin resmi devlet televizyonu olan TRT; son yıllarda artan yandaş bakış anlayışıyla siyasi iktidarın borazanlığını yapıyor. Ve bence tarafsız yayın yapma ilkesini bu şekilde çiğniyor. Ancak, TRT dönem dönem özüne dönerek, kitleleri ekranlarına kilitleyebilme başarısı da gösterebiliyor.
Evet, TRT’nin spor kanalı olan TRTSpor’da Akdeniz Olimpiyatları ile başlayan spor şöleni, bugünlerde de Avrupa Kadın Futbol Şampiyonası final maçları ile devam ediyor.
Erkek futbol maçlarına nazaran, daha yavaş ya da daha kuvvetsiz gibi görünse de kadınlar; bazı ekiplerin, yine de inanılmaz heyecanlı maçlar çıkardıklarını belirtmeliyim. Ve hemen her sonuca gebe olan maçlar oynanıyor ki; Kadın Futbol Milli takımları güç seviyesi yüksek olan İtalya bile, Fransa karşısında ve sadece ilk 45 dakika içerisinde beş gol yiyebiliyor. Özellikle bazı takımlarda bazı oyuncular var ki, erkek liglerinde rahatlıkla verin formayı giysinler.
Ha bir de, hakemlere ya da rakiplerine ne bir itiraz, ne bir gerginlik, ne bir kavga, ne gürültü! Oturun televizyonunuzun karşısına, göbeğinizi kaşıya kaşıya izleyin. Yani sadece futbol izletiyorlar izleyicilerine kadınlar. Erkeklerin maçlarından sıklıkla alışık olduğumuz futbol dışı hareketler bu maçlarda yok anlayacağınız!
Peki, bizim milli futbolcu kadınlarımız bu turnuvada varlar mı?
Maalesef, yoklar! Hollanda, Rusya, Slovenya, Kosova ve Estonya’dan oluşan grup maçlarında, sadece Estonya’dan dört ve Kosova’dan bir puan koparabilen millilerimiz kötü bir performans sergileyerek gruptan çıkamamışlardı. İzmirli futbolseverlerin hatırlayacaklarını sandığım, Hollanda ile oynadığımız iç saha müsabakası da, Bornova Aziz Kocaoğlu Stadında oynanmış ve 8-0 gibi ağır bir yenilgi ile sonuçlanmıştı bizim için…
Ülkemiz için kadın futbolu aslında çok da yeni değil! Şöyle ki, 1950’li yıllarda oynanmış ilk kadın futbol maçı ülkemizde… Ancak ve sanıyorum ki, gereken önem onca zaman geçmesine rağmen kadın futboluna verilmemiş, gereken yatırımlar yapılmamış. Ve genç kızlarımız futbol oyununa yönlendirilmemiş.
Ancak yeni yeni kadın futbolu ülkemiz adına kendine geliyor, altyapılar hareketleniyor, farklı yaş kategorilerinde yerelde ve ulusal bazda turnuvalar, ligler düzenleniyor. Düşünsenize, 1. Lig ve süper lig ekiplerimizden, tesis sıkıntısı olmayanların kuracakları kadın takımları direkt olarak kadınlar birinci ligine alındılar geçen sene. Her ne kadar karşı çıksam da bu yaklaşıma, kadın futbolunun gelişimine katkı koyacağını umuyorum. Çünkü katılımcı takım sayısının artacağı ve katılan ekiplerin altyapı çalışmaları yapacakları aşikâr! Ya da yapmak zorunda kalacakları…
Şimdilerde bizim kadın futbol millilerimizin teknik ve güç anlamında, rakiplerinden zayıf oldukları bir gerçek! Bir futbol ülkesi sayılabilecek ülkemizde kadın milli takımımızı oluşturan sporcularımızın altyapılarda yeteri sürede maç yapmadıklarını ve hatta yeteri kadar altyapı eğitimi alamadıklarını düşünüyorum. Bu nedenle de olumlu sonuçlara imza atamıyorlar. Ama şimdilik!
2023 Dünya Kupası eleme gruplarında henüz iki maç eksiklerine rağmen 10 puan toplayabildi kadın millilerimiz. Ve devamı da gelecek; belki 2023 Dünya Kupası da hayal bizim için… Belki sonraki on yıl içerisinde düzenlenecek olanlar da…
Ancak, çok kısa zaman önce başlayan kadın futbolu altyapı devriminin, meyvelerini toplayacağımız günleri de göreceğimize yürekten inanıyorum. Yeter ki, kadınlarımızı yaşamın içerisinden koparmayalım.
Dipnot; “Çoğu zaman insanlar güçlerinden, aslında güçleri olmadığını düşünerek vazgeçerler.” Alice Walker.