Ben bu satırları yazarken, dünyamız tarihi 01 Haziran 2021’i gösteriyordu ki, sizler de okurken, zannımca 02 Haziran 2021 ve sonrasını gösteriyor olacak. Ve Haziran ayına girmiş olmama rağmen, dünyayı sarsan korona salgınına iyi geleceğine inandığım, ne var ki, sıramın gelmesini beklediğimden henüz olamadığım korona aşısını gündeme bir kez daha getirmek niyetindeyim.
Biraz da hikâye ve güldürmece de ekleyebilirsem, son aylarda sıklıkla şahit olduğum farklı diyaloglarla örneklemeye çalışayım;
- Kız, Ayşe abla huuuu. Aşı vurulmuşunuz ya! İnsan demez mi?
- He ya. Benim adamla beraber vurulduk. Sinovak marka varmış sağlık ocağında. Hani, şu Çin aşısı dediklerinden… Acımadı da kız valla…
- Niye ki, Alman aşısı yok muymuş? Onu daha becerikli diyorlar ya! Daha beter koruyupdururmuş insanı…
- Aman, neme lazım… Çin,min. Olduk işte. Hem Almanınkine güven mi olur a kızım? Domuz yağı falan katmışlardır sonra içine. Namazımız batıl olur kızım, boş ver gayri. Çin iyidir, Çin!
Bir de şu şeklide cereyan eden konuşmalar var;
- Dede, hoş geldin. Sana zahmet, şu sandalyeye otur ve sol kolunu sıyır…
- Galın mı iğnesi honun? Bizim gavede deli yollu Hasan’ın golunu morartmış gahpecik. Almanın malımış diyolaaa, ha gızım? İnce olanından deel mi?
- Merak etme dede, hiç acıtmayacağım. Sen sıyır bakalım kolunu…
- Bi de, deyola ki, o Almanın ilacını yapan iki Türkmüş! Doğru mu a gızım? Evli felan da deellemiş. Günaha goymayasın bizi, gözel gızım. Suphanallah, suphanallah. Abdestim gaçmasın. Gözüm de görmez, Çininki, de mi o elindeki?
Şuna ne dersiniz?
- Babacım, hadi hayırlısı. Geldi ha sıranız? Aman, ısrarla hastaneden Biontech markasını, hani şu Almanya’daki gururumuz Türk çiftin ürettiğini tercih edin. Anneme de iyice bellet. Çin aşısı ya da başka markayı istemeyin. Koruma düzeyi en yüksek aşı buymuş. Geçenlerde internette bir yazıda okumuştum.
- İyi de oğlum, hastanede ne varsa onu vururlar. Seçme şansı verecekler mi ki?
- Babacım, arkadaşımın annesi ve babası da gittiler aşıya. Hastanede sormuşlar; “hangisini vuralım” diye. Almanı tercih edin siz. Aman haaa…
- İyi de, biz sağlık ocağına randevu aldık annenle yavrum. Ya orada sormazlarsa?
Peki bu?
- Asanım, sen olcan mı aşı be ya?
- Olcam tabi. Olmayıpta ülem mi? Bakasın Dursun agaya! Kurktu iğneden, yattı on gün astanede…
- Angisinden olcan be ya? Almanın ki iyimiş derler, Çininkinde iş yokmuş. Akkat doğru mu be yaa?
- Doğru dersin kızanım. Bakasın benim gâvur almanın Forduna… Çinin arabası dayanmazdı bana be ya… Keşan, Malkara, Tekirdağ’ına vururum senelerdir, benden yaşça büyük Alman Fordumu, bıraksa ya yolda! Na, şu kadar bir turnavida aldımdı Alim abiden, Çin malımış, iki çevirdim, sapı elimde kaldı be ya!
- Ben de Ruslarınkini bekleyecem be Asanım! Rus malı epsinden iyidir. Atırlatırım sana Rus gacılarını…
- Alman derim be ya…
- Rus.
- Alman.
Son bir örnek;
- Ula Tursun, penim aşı sıram geldu da, pen aşıya gideyrum.
- Uyyy, dema oyle Demelum. Ne aşısu? Duymaymisun? Haçan, aşılansan da, aşılanmasan da elecesun! Pen gitmeyrum aşıya, maşıya… Elim sıramı pekleyeceğum. Eldum, eldum! Elmedum, o zaman giderum!
- Nasiii?
Sanıyorum sizler de, benzer konuşmalara rast gelmiş, belki de aktörlerinden olmuşsunuzdur. Hemen ve ısrarla belirtmeliyim ki, isimler ve şiveler kesinlikle doğaçlamamdır. Ancak, hangi ülkeninki ya da hangi marka olursa olsun; 2021 yılını da yarıladığımızı hatırlatarak- işin aslı, tez zamanda tüm dünyayı aşılamaktır. Hem de bir an önce...