Ajans Bakırçay
2024-12-21 09:20:16

VANUATU

Muammer Toprakçı

21 Aralık 2024, 09:20

Sanırım 1971 yılı.
İstanbul Eğitim Enstitüsü Almanca Bölümü’nde, konuyu kendimizin seçtiği ‘konuşma’ sınavında Çeşme’yi, Ilıca Plajı’nı anlatıyorum.
Suyun günde kaç kez renk değiştirdiğini, kumunun inceliği ve beyazlığını, turkuaz sularda dalgaların beyaz köpüklerini…
Ve: “dünyanın en güzel plajı” diye konuşmayı noktalıyorum…

Herr Unger, “dünyanın en güzel plajı demeyelim de güzel plajlarından biridir diyelim…” deyince ısrar ediyorum: “en güzel plajı!..”

Bunun üzerine öğretmenim sordu: 
“Sen Pasifik’te bir ada gördün mü?..”
Hiç yurt dışına çıkmadığımı söyleyince de gülümsedi…

Artık Pasifik’te hangi adaya gitsem, öğretmenim Herr Unger’i ve gülümsemesini anımsarım…

Vanuatu’da onlardan birisi…

Pasifik Okyanusu’nda, bir dizi halinde 83 ada ve adacıktan oluşan bir takımada ülkesi…

Nuran’ın ve benim hayran kaldığımız Pasifik’te bir inci gerdan…
Doğanın bahşettiği muhteşem güzelliklerden,
yeryüzü cennetlerinden biri…

Tertemiz bir hava…
Doğal güzelliğiyle büyüleyen bakir plajlar…
Tropik yağmur ormanları…
Alev püskürten ve geceleri sanki havai fişek gösterisi oluşturan aktif volkanlar…
Berrak sular, altında gölcükler oluşturan şelaleler…
Pırıl pırıl masmavi göller…
Rengarenk mercanlar ve balıklarla sizi büyülü bir hayale sürükleyiveren su altı dünyası…
(Su altına dalıp, su geçirmez kartpostal gönderebileceğiniz bir postane bile var…)

Adaların yerlileri Malanezler…Nüfusu 300 bin…
Hemen her kabile kendi dilini konuştuğu için küçücük ülkede yüze yakın dil konuşuluyor.
Resmi ortak dil yerel dillerden Bistoma…
İngilizce ve Fransızca’da konuşulan ortak dillerden.

Niçin İngilizce ve Fransızca?

Kısa bir tarihçe:

1606’da Portekizliler ilk kez çıkıp keşfettiklerinde buraya:
“Kutsal Ruhun Güney Toprakları-La Austrialia Del Espiritu Santo-demişler ama çıkıp yerleşmemişler.

1768’de Fransızlar (Kaptan L.Antoine),altı yıl sonra 1774’de de İngilizler (Kaptan Cook) çıkmış ve volkanik toprağın bereketlendirdiği bu adalarda yerleşimler başlamış…
İngiliz ve Fransızlar adaların farklı bölgelerini egemenlikleri altına almışlar…

Kahve, kakao, hindistan cevizi, muz… çiftlikleri kurarak yerlileri silah zoru ve baskıyla köle olarak çalıştırmaya başlamışlar…
Köleliği o kadar ileriye götürmüşler ki,kumarda kölelerini pey olarak sürmeye başlamışlar…

Bu ikili egemenliğe savaşarak son vermek yerine, belki dünyada ilk kez, iki emperyal ülke anlaşarak, birlikte sömürmek için ortak bir yönetim oluşturmuşlar.(Kondominyum)

Ta ki Vanuatu 1980’de bağımsızlığına kavuşana değin…

O günden bugüne Vanuatu,
parlamenter demokrasi ile yönetilen bir Cumhuriyet…

Yerel halkın kutsal kabul ettiği yöreler,atalarının kendilerine bıraktığı miras olarak görülüp, manevi ve kültürel değerlerin yaşatılması için koruma altında bulunuyor.

Parlamentoda da yaşlı yerlilerden oluşan bir ihtiyarlar heyeti danışma kurulu var…

Bu da, doğanın ve ekolojik değerlerin, biyolojik çeşitliliğin korunmasına büyük katkı sağlıyor…

Tarımın yanında ana gelir kaynakları balıkçılık ve turizm…
Her yıl nüfuslarından daha fazla turist ağırlıyorlar…

İlk gittiğimizde Nuran’ı ve beni çarpan, insanların gülümsemesi olmuştu. Öyle güzel gülüyorlardı ki gülümseme hemen size de bulaşıyor, siz de gülümsemeye başlıyorsunuz.
Altlarında sazlardan, otlardan örülmüş etekleriyle onların bu telaşsız, dingin ve çok huzurlu yaşamları sizin de içinizi aynı duyguyla sarmalayıveriyor…

Hele de köylerde…
Öğrenciler açık havadaydılar.
Okul, bir sundurmanıın altıydı…

Gerçi başkent Port Vila’da öyle…
Şehirde hiç trafik lambası yok…
(Yoktu. şimdi bilmiyorum.)

İlginçtir, bu küçücük ülke Vanuatu, yapılan mutluluk araştırmalarında 2006 ve 2009 yillarında iki kez dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülke seçildi…
Ordusu yok…
Suç oranı en düşük ülkelerin başlarında…

Ama bir dertleri var…
Doğal afetler…
Volkan patlamaları, fırtınalar,
depremler…

İşte bu güzel ülkede birkaç gün önce 7.4 büyüklüğünde bir deprem oldu…
(2006’da da 6.7 büyüklüğünde bir deprem olmuştu…)
Özellikle 50 bin nüfuslu başkent Port Vila’da binalar yıkıldı, insanlar göçük altında kaldılar…
İlk belirlemelere göre 14 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce yaralı var…
Avustralya ve Yeni Zelanda yardıma koşan ilk ülkeler oldular…

Bu güzel ülkenin güleryüzlü insanlarının kısa sürede yaralarını sarmasını ve huzurlu yaşamlarına dönmelerini diliyorum…

***

Birkaç gün önce 7.4 büyüklüğünde bir deprem felaketi yaşadı. Şimdilik 14 insan yaşamını yitirdi. Enkaz altında. kalanlar var…
Sayısız yaralı…

Nuran ve ben sevdiğimiz bu adadaki görüntülerle sarsıldık.
Avustralya adadaki vatandaşlarını askeri bir uçakla hızla tahliye etti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.