08.04.2021, 12:20

Kalem aşısı

Hepimizin, ilkokul çağlarından kalma, unutamadığımız anıları vardır; minik kalp çarpıntılarımız, ilk öğretmenimiz, bazı ders konularındaki yaşanmışlıklarımız, küçücük yaşlarımızdan bugünkü aklımıza, bir hayal gibi sızarlar ara sıra…

Benim de, elbette şimdi yazacağım konuyla sınırlı olmamak üzere, gözlerimin önünden sessiz fakat hızlıca gösterilen bir film gibi akan bazı anılarım var o yıllardan kalma;

Hayat bilgisi dersinden bir konu mesela…

Beş koca sene, benimle ve sınıfımdaki diğer arkadaşlarımla ilgilenen ilk öğretmenim, Hayat Bilgisi dersindeki “Aşı” konusunu anlatmaya başladı ve ünite dergilerinden de, anlattıklarını takip ettiğimizi hatırlıyorum; “çocuklarım, bugün sizlere anlatacağım aşı, bitkilere uygulanan aşı türü. İnsanların, hastalanmaması için, özellikle kollarına iğne ile vurulan aşı türü bambaşka… Ağaçlara yapılan aşılar ise bunlardan çok farklı. Genellikle iki türlü oluyor; göz aşısı ve kalem aşısı…”

Her sınıfta olur ya, sürekli çıkıntılık yapan bir arkadaşı mutlak vardır ve hemen her söze karışmayı çok sever ya da olduk olmadık sorular sormaya bayılır;

“ört-meniiiiiim, ört-meniiiiiiiiim… “

Tüm sınıfın, sükunetle dinlediği öğretmenimizin sözü kesilmiş, meraklı arkadaşımızın ince sesi, öğretmenimizi dinlemeyenleri bile kendine getirmişti sanıyorum;

“ört-menim, bizim bahçedeki meyve ağaçlarına da babam kendi yaptı aşıyı… Kalem aşısıymış yaptığı, anlatmıştı bana da…”

Günümüze dönelim;

Malum, aşı günümüzün en önemli konusu; hatta o denli önemli ki, şu satırları yazdığım an, korona salgınından korunma adına, ülke nüfusumuzun yalnızca ve yaklaşık olarak %11’lik kısmı, ilk doz aşıyı vurulmuşlar.

Sağlık Bakanlığı, bir aşı takvimi yayımlamış ve öncelik sıralarını belirlemişti. Ben dahil hiç kimse, bu şekilde bir sıralama belirlenmesine karşı çıkmadık. Zaten doğrusu da, disiplinli bir tavır sergilenerek ve gerçekten de öncelikli grupların aşılanmasıydı. Hani toplu taşıma araçlarında “yaşlılara ve ihtiyaç sahiplerine yer verin” uyarıları olur ya… Veya eskiden belediye otobüslerinde yazardı; “ön sıraların harp malullerine bırakılması” diye…  Bu uyarılara benzer şekilde, aşının da uygulanmasını bekledik, bekliyoruz ve sanırım biraz daha bekleyeceğiz.

Oysa ki, 2021 yılının ilk ayında aşı ile ilgili olan tüm işlemler bitirilmeli ve nüfusumuzun, en kötü ihtimalle %70’lik kısmı birinci doz aşılarını vurulmuş olmalıydı. Ancak, devletimiz ne aşıyı üretme konusunda, ne de üretenden alıp getirme konusunda yeterli sayıya ulaşamadı.

Bu yazıyı beynimden klavyeye harf harf, kelime kelime dökmeden birkaç saat öncesinde, İzmir’de bir hastane polisinin, korona salgını dolasıyla vefat ettiğini, eşinin ise yoğun bakımda olduğunu, evlatlarının da, evlerinde anne-babalarını beklediklerini öğrendim. Zaten yazayım mı, yazmayayım mı diye direnirken, pek bilen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Başkanının, Ankara’da, Sağlık Bakanı Koca ile görüştüğünü, profesyonel liglerdeki tüm futbolcuların da, aşı sıralamasına alındıklarını öğrendikten sonra kendimi yazma konusunda engelleyemedim.

Günler geçiyor, hepimiz aşı olmayı daha doğrusu sıramızın gelmesini bekliyoruz. Ama aşı olma sıramızın gelmesini bekliyoruz, ölüm sıramızın değil!

Ayrıca, aşı sırasında öncelik kesinlikle ve kesinlikle, sağlık çalışanları ile polis, jandarma, zabıta, güvenlik görevlisi gibi kamu çalışanlarına verilmelidir. Elbet ki, yaşlı, engelli ve bağışıklık sistemleri yeterli derecede olmayanlar da ilk öncelikli olarak aşılansınlar. Ancak, ülkemiz aylık kazanç standartlarının çok çok üzerinde kazanan, her hafta düzenli korona testi yapılan ve salgın koşullarında yine ülkemiz standartlarının üzerinde yaşayan futbolcuların ve hatta tüm sporcuların aşı sırasına girmelerini kabul edemiyorum.

Yüz yüze eğitimde görev yapan öğretmenim, sağlık ocağındaki doktorum, hastanede görev yapan polisim, belediyedeki zabıtam dururken…

İlkokul yıllarıma geri dönelim;

Sınıf arkadaşımın babası gibi, hepimizin babası yapabilse aşılarımızı… Arka bahçemizdeki ağaçlara yapar gibi; ister göz, ister kalem! Ne güzel olurdu, değil mi?

İyi de, devlet, babamız değil mi?

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 13 35
2. Fenerbahçe 13 32
3. Samsunspor 14 29
4. Eyüpspor 14 23
5. Beşiktaş 13 22
6. Göztepe 13 21
7. Başakşehir 13 19
8. Rizespor 13 19
9. Sivasspor 14 18
10. Konyaspor 14 18
11. Antalyaspor 13 17
12. Trabzonspor 13 15
13. Gaziantep FK 13 15
14. Kasımpasa 13 15
15. Alanyaspor 13 14
16. Kayserispor 13 12
17. Bodrumspor 14 11
18. Hatayspor 13 8
19. A.Demirspor 13 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 14 29
2. Bandırmaspor 14 28
3. Karagümrük 14 27
4. Erzurumspor 14 25
5. Igdir FK 14 22
6. Keçiörengücü 14 21
7. Boluspor 14 21
8. İstanbulspor 14 20
9. Ankaragücü 14 20
10. Ahlatçı Çorum FK 14 20
11. Ümraniye 14 19
12. Gençlerbirliği 14 19
13. Pendikspor 14 19
14. Esenler Erokspor 14 18
15. Şanlıurfaspor 14 18
16. Amed Sportif 14 18
17. Manisa FK 14 17
18. Sakaryaspor 14 17
19. Adanaspor 14 8
20. Yeni Malatyaspor 14 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 13 34
2. Arsenal 13 25
3. Chelsea 13 25
4. Brighton 13 23
5. M.City 13 23
6. Nottingham Forest 13 22
7. Tottenham 13 20
8. Brentford 13 20
9. M. United 13 19
10. Fulham 13 19
11. Newcastle 13 19
12. Aston Villa 13 19
13. Bournemouth 13 18
14. West Ham United 14 15
15. Leicester City 14 13
16. Crystal Palace 14 12
17. Everton 13 11
18. Wolves 13 9
19. Ipswich Town 14 9
20. Southampton 13 5
Takımlar O P
1. Barcelona 16 37
2. Real Madrid 14 33
3. Atletico Madrid 15 32
4. Athletic Bilbao 15 26
5. Villarreal 14 26
6. Mallorca 16 24
7. Osasuna 15 23
8. Girona 15 22
9. Real Sociedad 15 21
10. Real Betis 15 20
11. Sevilla 15 19
12. Celta Vigo 15 18
13. Rayo Vallecano 14 16
14. Las Palmas 15 15
15. Leganes 15 15
16. Deportivo Alaves 15 14
17. Getafe 15 13
18. Espanyol 14 13
19. Valencia 13 10
20. Real Valladolid 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@