Ajans Bakırçay
2023-08-24 11:43:34

Antik Antakya (Antiokheia) Mozaikleri ve Princeton Üniversitesi Belgeleri (1932-1939)

Prof. Dr. M. Şerefettin Canda

24 Ağustos 2023, 11:43

Giriş ve Amaç

6 Şubat 2023 günlü bölgesel büyük depremde, Antakya ve çevresi de çok büyük yıkıma uğramıştır.

Antakya (Antiokheia) ve çevresi, antik çağdan günümüze bilinen antik uygarlık merkezi olması yanı sıra, Asi ırmağı fay zonu (Ölüdeniz fay zonu) üzerinde yer almaktadır.

Geçmişten bu yana tüm depremlerden sonra, Antakya’nın adı ve yeri değişmemiştir.

Antiokheia antik kentinin kalıntıları günümüzde, sırasıyla Maşuklu, Küçük Dalyan ve Antakya belediyelerinin sınırlarında yer almakta ve yoğun olarak güncel yerleşimin içerisinde bulunmaktadır.

(Pamir H, Yamaç İ. Antiokheia ad Orontes Suyolları. Adalya 2012; 15(1):33-64).

(Pamir H. Antakya kentiçi kurtarma kazıları. Çağlar Boyu Hatay ve Çevresi Arkeolojisi Uluslararası Sempozyumu (21-24 May 2013) Mustafa Kemal Üniversitesi Yayınları No:52, s.2013;101-114.)

Güncel olarak ta Antakya ve çevresi, geçmiş dönemlerde olduğu gibi “deprem zonu” üzerinde oturmaktadır.

Bilim insanı yetiştirmede öne geçmiş, “uygar” ve ileri ülkeler, dünyada eğitim açısından “zayıf kalmış” toplumların yaşadığı “değerli coğrafyalardaki” sosyal dalgalanmaları “fırsata dönüştürerek”, antik uygarlık kalıtlarını “yağmalamaktan” geri kalmamıştır. Bu açıdan, Anadolu toprakları çok büyük “yağmalara” uğramıştır.

Bu durum, o kadar önemli bir konudur ki; Hatay’ın bağımsız devlet olması ve daha sonra Türkiye’ye katılma aşamalarında yürütülen görüşmelerin uzamasında da etken olduğu anlaşılmaktadır.

Amerikalı Princeton Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bilim insanlarının 1932 -1939 yıllarında Hatay’da yürüttüğü kazılarda çıkarılan mozaiklerin paylaşılması, yurt dışına götürülmesi, vb araştırmaya değer konulardır.

(Committee for the Excavation of Antioch-On-The-Orontes 1932–1939).

Bu gerçeklerin ışığında, deprem sonrası güncel yapılaşmada, bu durumların dikkate alınması, yeni yapılaşmanın güvenli alanlara kaydırılması, ayrıca antik Antakya (Antiokheii), Defne (Daphne), Çevlik (Seleukia Pieria) gibi yerlerin ve uygarlık izlerinin gün yüzüne çıkarılması için bilim insanları ve üniversiteler ile daha çok işbirliği yapılması unutulmamalıdır (Fotoğraf 1).

Fotoğraf 1. Princeton Üniversitesi’nde, Antakya mozaikleri salonu ve eğitim gören öğrenciler (Nov. 5, 2018). (https://gradschool.princeton.edu/news/uncovering-antioch)

Antakya’nın kısa tarihi: Tarih içinde, sürekli büyük depremler yaşayan Antakya "Antiokheia", Seleukos kralı I. Seleucus (Seleukos Nikator) tarafından, 22 Mayıs 300 (İÖ) günü, Seleukos Devleti´nin başkenti olarak, Asi Irmağının (Orontes) kenarında, Habib Neccar Dağı (Silpius Dağı) eteğinde ve mitolojide kutsal sayılan Defne’ye “Daphne” yakın bir yerde kurmuştur.

Akdeniz kıyısında bulunan Seleukos Devleti’nin ilk başkenti Seleukia Pieria (Çevlik) da Antakya’nın limanı olmuştur.

Antakya, İskender Devleti’nin yıkılmasından sonra kurulan Seleukos Devleti ve Roma İmparatorluğunun doğudaki en önemli kenti olmuştur.

Antakya, yönetim merkezi olması yanı sıra, ordu ve ticaret merkezi olarak gelişmiştir. İpek ve Baharat yolunun Akdenize ulaştığı ilk limandır.

Roma İmparatorları, Doğu Seferlerine çıkarken, orduyu ve paralı askerleri Antakya’da toplamış, kendileri de burada yaşamışlardır.

İpek yolunun ve baharat yolunun güvenliğini, ordunun ve ticaret kervanlarının ulaşımını sağlamak için Romalılar döneminde bölge daha çok önem kazanmış ve büyük “kültürel etkinlik” merkezi olmuştur.

Antakya’nın Xenarius tarafından çizilen kent planı "lzgara plan", denizden Asi Irmağı yolu ile gelen esintileri ve rüzgarı alacak biçimde tasarlanmıştır, bu nedenle yazın Amik Ovası’nda “sarı sıcaklar” 45 dereceyi bulmasına karşın Antakya serin ve ılıman iklimli bir yerleşim yeri olmuştur.

Antakya, Defne ve Çevlik’de; aristokratların, zengin tüccarların ve zengin halkın yaşadığı, tabanı ve duvarları “mozaiklerle” bezenmiş çok sayıda, villalar, inanç merkezleri (tapınaklar), yönetim merkezleri, sosyal yapılar, Roma hamamları, agoralar, hipodromlar, suyolları, su kemerleri, çeşmeler, Roma kültürüne bağlı diğer yapılar bulunmaktadır.

Antakya’nın yerleşimi, Asi Irmağı kıyısında ve Habib Neccar Dağı “Silpius/Silpios Dağı” eteklerinde olmuştur.

Asi Irmağı yatağı ve çevresi çok ünlü “ölüdeniz fay zonu” üzerindedir. Bu nedenle, bölgede tarih içerisinde pek çok büyük boyutlu ve yıkıcı depremler görülmüştür.

Roma İmparatorluğuna bağlı Suriye Eyaletinin başkenti olan Antakya, aynı zamanda Roma kültür ve sanat kenti olarak gelişmiştir.

Antakya ile birlikte yazlık bölgesi olan Defne ile liman kentti Çevlik ve benzer yerlerde, uygarlık yapıları ve sanat yapıtları, özellikle mitolojik öyküleri betimleyen görkemler “mozaikler” yapılmıştır.

Amacımız, deprem sonrası, yeni yapılaşmaya giderken, Antik Antakya’yı simgeleyen yerlerin ve kalıtların belirlenmesi ve gün yüzüne çıkarılması, bu yerlerin, deprem sonrası yapılaşmada “koruma altına” alınmasına katkıda bulunmaktır.

(Demir A. Çağlar İçinde Antakya. Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, İstanbul, 1996;365. ISBN 975-7880-08-6.)

(Tekin M. (1993). Hatay Tarihi, Hatay Kültür Turizm ve Sanat Vakfı. Antakya, 1993. ISBN 975-95607-1-2.)

Princeton Sanat ve Arkeoloji Departmanı

Antakya ve çevresinde ilk kazılar, Cumhuriyet öncesi dönemde başlamıştır.

Princeton Üniversitesi’nden gelen Amerikalı Bilim insanları 1899, 1904, 1909 yıllarında ilk incelemeleri yapmış ve daha sonraki dönemlerde atacakları adımlar için hazırlık yapmışlardır.

Antik dönem ile ilgili yazılı kaynakları “Homeros (İlyada), Malalas (Chronographia), Libanius, Ammianus Marcellinus, vb” inceleyen batılı bilim insanları, Antakya ve çevresi ile ilgili olarak kendi amaçları doğrultusunda çalışmışlardır.

Howard Crosby Butler (7 Mart 1872 Croton Falls, New York - 13 Ağustos 1922 Neuilly) Amerikalı arkeoloji uzmanı

Fotoğraf 2. Howard Crosby Butler (7 Mart 1872 Croton Falls, NY - 13 Ağustos 1922 Neuilly) Amerikalı arkeolog.

Fotoğraf 3. Charles Rufus Morey (20 Kasım 1877 - 28 Ağustos 1955).

Howard Crosby Butler (Fotoğraf 2), 1899, 1904 ve 1909 yıllarında, ABD Princeton Üniversitesi adına, Suriye'de (Osmanlı Devleti) arkeolojik “keşif” gezilerini yönetimiştir.

(Reynolds Francis J, ed. Butler, Howard Crosby. Collier's New Encyclopedia. New York: P. F. Collier & Son Company, 1921).

Charles Rufus Morey (20 Kasım 1877 - 28 Ağustos 1955)

Charles Rufus Morey (Fotoğraf 3), 1928'de Princeton Sanat ve Arkeoloji Departmanı başkanı olarak, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırına yakın antik ve Orta Çağ yerleşimi Antakya'nın “keşfedilmesini” ve kazılmasını önermiştir.

Morey, “Howard Crosby Butler'ın Suriye'nin arkeolojik keşfindeki çalışmalarına”, Princeton Sanat ve Arkeoloji Departmanı olarak sahip çıktı ve Antakya, Defne, Çevlik Arkeolojik Kazı çalışmalarını başlatmıştır.

1930'larda Antakya, Defne ve Çevlik’de (Seleucia Pieria) yapılan kazılar sırasında arkeologlar 300 den çok mozaik yer ve duvar döşemesini gün yüzüne çıkarmıştır. Bu çalışmalrda; mermer heykeller ve mozaiklerden madeni para ve heykelciklere dek çok sayıda yapıt ortaya çıkmıştır.

(Charles Rufus Morey (1877-1955)".Oxford University Press. Archived from the original on 2018-06-13.Retrieved 2018-06-12)

(Morey, Charles Rufus(1877-1955). Dict of Art Historians. Archived f the original on Jan 17, 2019. Retrieved March 11, 2009.)

Görkemli Mozaikler, villaları, hamamları, kamu yapılarını, tapınakları ve diğer yerleri süslüyordu.

Antakya kazılar, bölgede geleneksel olarak yapılmakta olan, etkileyici ve görkemli mozaikleri ortaya çıkardı.

Apolausis Hamamı (Soteria mozaiği) Hatay Arkeoloji Müzesi (İS 400).

Apolausis (Zevk, Sefa) Hamamı (Soteria-Sağlık mozaiği) (İS 400), Hatay Arkeoloji Müzesi'ndedir (env. no. 977, kazı no. 5287-M82A).

Antakya’nın Narlıca Köyünde 1938 yılında yapılan kazıda bulunmuştur (Fotoğraf 4-8).

Narlıca Köyü, Antakya’nın doğudan girişinde bulunmakta olup, Habibi Neccar (Silpus) Dağının Amik Ovasına bakan yamaçlarındadır.

Fotoğraf 4. Apolausis Hamamı, Soteria mozaiği (Sağlık). Hayvanlarla süslü zemini gösteren kazı fotoğrafı, Antakya, 1938 (Antioch Expedition Archives, Department of Art and Archaeology, Princeton University, no. 4092) .

https://www.getty.edu/publications/romanmosaics/catalogue/excavations-antioch/

Fotoğraf 5. Apolausis Hamamı, Soteria mozaiği (Sağlık). Üzüm yiyen bir tavşanın yanında gagalayan kuşları... https://artifactsdiscovery.com/details/4476/

Fotoğraf 6. Apolausis Hamamı. Soteria mozaiği (Sağlık). Apolausis Hamamı Hatay Arkeoloji Müzesi (İS 400) Narlıca, Antakya. (//www.hatay.gov.tr/arkeoloji-müzesi)

Fotoğraf 7. Apolausis Hamamı, Soteria mozaiğini gösteren kazı fotoğrafı, Antakya, 1938.

Antioch Expedition Archives, Department of Art and Archaeology, Princeton University, no. 3955. https://www.getty.edu/publications/romanmosaics/catalogue/excavations-antioch/

Fotoğraf 8. Apolausis Hamamı. Apolausis mozaiğini gösteren kazı fotoğrafı, Narlıca, Antakya, 1938.

Antioch Expedition Archives, Department of Art and Archaeology, Princeton University, no. 4082.

https://www.getty.edu/publications/romanmosaics/catalogue/excavations-antioch/ Antakya, Narlıca;

1932'den 1939'a dek sekiz kez gidilmiştir. Mozaikler Kataloğu Stillwell 1941; 171–219; ve Levi 1947.

Apolausis mozaiği Dumbarton Oaks Araştırma Kütüphanesi ve Koleksiyonu'ndadır.

https://www.getty.edu/publications/romanmosaics/catalogue/excavations-antioch/

Antakya Kazısına Giden Tarihsel Sürecin Yolu

“Antioch on the Orentes” Kazısı: 1932-1939

“Committee for the Excavation of Antioch-On-The-Orontes 1932–1939”

https://researchphotographs.princeton.edu/antioch/

1927’de, Fransız Eski Eserler Dairesi, Hatay’daki “Fransız manda Yönetimi Döneminde”, Princeton Üniversitesi’ne Antakya'da kazı yapmakla ilgilenip ilgilenmeyeceğini sormuştur.

1928'de Charles Rufus Morey (Princeton Sanat ve Arkeoloji Departmanı Başkanı), Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye sınırına yakın antik ve orta çağa ait Antakya bölgesinin keşfedilmesini ve kazılması önerisini kabul etmiş ve

"- Bu projeyi birkaç yıldır rüyalarımızda görüyoruz" diye yanıtlamıştır.

Charles Rufus Morey, Princeton Üniversitesi’nin Antakya kazılarını yönetmesini, üç nedenle uygun bulmuştur:

Howard Crosby Butler'ın Suriye'ye yaptığı keşif gezilerinin doğal bir uzantısı olması, 1917'de kurduğu Index of Christian Art’ın en donanımlı kurum olması. Antakya'da Erken Hıristiyanlık ve Bizans kaynaklı kalıtlar bulunabileceği düşüncesi.

Suriye Eski Eserler Dairesi tarafından 1930'da, “1 Ocak 1931'den başlayarak altı yıl” kazı hakkı verilmiştir.

Aralık 1931'de kurulan Asi Antakya’sı Kazı Komitesi üyeleri

Worcester Sanat Müzesi (Massachusetts), Baltimore Sanat Müzesi, Dumbarton Oaks Koleksiyonu (DC), Musées Nationaux de France, Louvre Müzesi, Princeton Üniversitesi (Keşif gezisi yönetimi ve sonuçlarının yayınlanması).

Antakya’da alan çalışmasının başlaması (4 Mart 1932 günü)

George W. Elderkin (1879-1965) (Princeton), Genel Yönetim, Clarence Fisher (Kudüs Amerikan Doğu Araştırmaları Okulu), Alan Direktörü, William A. Campbell (Wellesley Koleji), Alan Direktör yardımcısı, Jean Lassus (Şam Fransız Enstitüsü).

1933 ile 1936 yılları arasında Antakya ve Daphne'ye dört sefer düzenlenmiştir.

Temmuz 1936’da, ilk imtiyaz süresi bitmiş, Suriye Eski Eserler Dairesi, altı yıl süreyle yenilenme isteğini kabul etmiş, katılımcı kurumların da desteği ile kazıların devamı sağlanmıştır.

Yenileme ile Seleucia'da da (1937'de ön çalışmalar yapılmıştı) kazı yapma hakkı elde edilmiştir.

Bu çalışmalar döneminde, yerel halkatan her türlü destek görülmüştür (Fotoğraf 9-12).

Son kazılar, 1939 yılının Eylül ayında yapılmıştır.

Zaman daralıyordu…..

Dünyadaki gelişmelerden etkilenen, önceki destekçiler, kazıları finanse etmekte kararsızdı.

Avrupa'da ve Orta Doğu'da savaş yaklaşıyordu.

“En acil kriz,

Antakya'nın bulunduğu Hatay ilinin,

Suriye'den,

eski eser ihracatını düzenleyen katı yasalara sahip bir ülke olan Türkiye'ye ayrılmasıydı.”

“Gerçekten, bu arada, önce Hatay Devleti kurulmuş (2 Eylül 1938) ve 29 Haziran 1939 günü Türkiye’ye katılma kararı alınmış, 23 Temmuz 1939 günü de TBMM’de onaylanarak Hatay İli kurulmuştur.”

Princeton Üniversitesi liderliğindeki Antakya Kazı ekibinin çalışmalarının sonlanması ve çıkarılan mozaiklerin “paylaşımı” konusu bu döneme denk gelmiştir…

William Campbell, “Suriye Eski Eserler Dairesi ile orijinal imtiyazlarda şart koşulduğu gibi”, komitenin kazılan nesnelerden payını almakta oldukça zorlanmıştır.

Sonuçta 300 mozaik ve diğer tüm buluntular, Türk hükümeti de içinde olmak üzere çeşitli aboneler arasında pay esasına göre paylaştırılmıştır. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle çalışmalara ara verilmiştir.

Sonuç 1932-1939 döneminin “teknolojisi” ve bilgisi ile “kısıtlı zaman içinde” çıkarılan Antik Antakya mozaiklerinin en değerli olanları yurt dışına gitmiştir. Antakya mozaikleri, dönemin arkeolojik kazı, mozaikleri çıkarma, resimleme, restorasyon, taşıma kaldırma yöntemlerini ve bilimsel anlayışını göstermesi açısından da önemlidir. Bugün, en değerli Antik Antakya mozaikleri, yurt dışındaki müzeleri süslemekte ve hergün dünyanın her yerinde binlerce “ziyaretçi” çekmektedir. Antakya mozaiklerinin dili: Antakya mozaikleri, bölgenin doğal bitki örtüsünü, canlılarını ve toplumsal yaşamı, inançlarının bulgularını yansıtmaktadır. Antakya'nın gösterişli mozaiklerini yaptıran varlıklılar, yemek salonlarındaki yemekleri sağlayan alt tabakadakiler, hizmet eden köleleştirilmiş yaşamlar, kadınlar, köleler, çocuklar, tüccarlar, el işçileri ve sanatçılar... Önce, Howard Crosby Butler, Osmanlı Devleti döneminde; 1899, 1904 ve 1909 yıllarında, ABD Princeton Üniversitesi adına, Suriye bölgesinde arkeolojik “keşif” gezilerini yapmıştır. Daha sonra, Charles Rufus Morey, 1932-1939 döneminde, Suriye Eski Eserler Dairesi ile anlaşarak, “Antakya Kazılarını” yürütmüştür. Yerel halkın, yeterli eğitim ve kültürü olmayan “üst düzey egemenleri”, bu gelişmelerin önem ve değerini anlamakta “zayıf” kalmıştır (Fotoğraf 9). Bu Fotoğrafta (Fotoğraf 9) görüldüğü gibi, bir yerli “din insanı” dışındaki yerlilerin 5’inin başında “Fes” bulunmaktadır. Oysaki bu dönemde, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş ve Mustafa Kemal Atatürk TBMM’de 25 Kasım 1925 günü “Şapka Yasası” çıkarmıştır. Hatay halkı, Amik ovası, Kuseyr, Dörtyol bölgelerinde, bu gelişmeleri yakından izlemektedir. Hataylılar, Türkiye dışında kalmak istememiş, Türkiye’yi isteyenler, simgesel “Fes” giyilmesine karşıdır. Halk dilinde, bu konuda Annem Aliye Canda’dan öğrendiğim çok ilginç “türküler” yakılmıştır:

“Ben istemem mor fesi

Olursa Şapka olsun,

Mustafa Kemal rütbesi.”

Güncel olarak, Hatay ve Antakya deprem bölgesi olarak, tarih boyunca, yaşadığı büyük uygarlıkların “kalıtlarını”, “kesintilerle” birlikte günümüze ulaştırmıştır. Günümüzün bilim ve teknolojisi ile deprem gerçeğinin ışığında, “deprem ile iyi geçinerek”, Antakya’nın ayağa kalkması, halkın yaşadığı büyük ve ölçüsüz yıkımın ve “travmanın” giderilmesi için çalışılmalıdır. Antik Antakya’yı kurtaralım: Bunun yanısıra, Antik Antakya’nın değerinin anlaşılması ve “gün yüzüne” çıkarılması, uygarlığın ve bilimin bir gereğidir. Antik Antakya (Defne, Çevlik,vb) ’nın kurtarılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında, uygarlığın ve bilimin izinde yürümenin gereğidir. Çünkü bu uygarlık kalıtları, aynı zamanda bölge için, halkın refahı için büyük bir gelir (turizm) kaynağıdır. Hatay’ın günümüz aydın ve “ileri gelenlerinin”, bu bilinçle olması gerekmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, 23 Temmuz 1939 günü de TBMM’de onaylanarak Hatay İli kurulmuş, yaklaşık 19.5 yıl aradan sonra, Hatay, yeniden Türkiye’ye bağlanmıştır. Bu nedenle bölgenin antik varlığı, “dünya uygarlığının bir kalıtı” olarak en iyi biçimde ve bilimsel yöntemlerle değerlendirilmesi gereklidir. Günümüzde Hatay ilinde bulunan iki devlet üniversitesi (MKÜ, İSTE) sorumluluk almalı, güncel bilimsel gelişmelerin ışığında topluma liderlik yapmalıdır. Arkeoloji Fakültesi kuralım: Daha önce (28 Kasım 2006-2010) görev yapmış olduğum MKÜ’de, kapsamlı ve bölgenin gereklerini karşılayacak bir Arkeoloji Fakültesi kurulması için gerekçeli hazırlık çalışmalarını yapmış, dosya hazırlatmış ve YÖK’e sunmuştum. “Antakya hakkında araştırılacak ve keşfedilecek daha çok şey var!”

Önerim; Güncel bilgi ve gelişmelerin ışığında, genç yönetici kardeşlerimize, bu konuyu yeniden düşünmelerini öneriyorum. Çünkü “bu büyük sorunları”, ancak “bilim yolundan yürüyerek”, “bilim insanları yetiştirerek”, “halkımızın eğitim ve kültürünü yükselterek” çözebiliriz. Antakya mozaikleri, tüm okulların ve üniversitelerin öğrencileri tarafından, görülmesi, öğrenilmesi için “eğitim aracı olarak” ziyaret programı yapılması yerinde olur. Gerçekte, 7 Mayıs 1936 günlü Princeton Üniversitesi kaynaklarından almış olduğum “Fotoğraf 8” deki görüntü bunun en açık delilidir.

Fotoğraf 9. Antakya halkının “ileri gelenleri” ile Princeton Üniversitesi Antakya Kazı ekibi birarada (7 Mayıs 1936).

İlk sıra: Shükri Abdul Malak, Suraya Bey Barrakat, Shakib Bey Barrakat, Muhammed Bey Adali, C.R. Morey, Hajji Rashid Agha Kusieri, Nafieh Bey Adali, Doctor Abdul Rahman Malak

İkinci sıra: Samaan Totah, William Gad, Apostolos Athanassiou, Richard Stillwell, W.A. Campbell, Reis Mahmud Kriem, Hal Noble, Jean Lassus, Reis Barbari Mahmud Isa, Adib Ishak

Visual Resources: Department of Art and Archaeology Princeton University, resphotos@princeton.edu,

© Item Type, Album Photograph, Image Number 6008, Date of Photograph 7/5/1936

Antioch Album Photographs 2023 Trustees of Princeton University

//vrc.princeton.edu/researchphotographs/s/antioch/item/26655#?c=&m=&s=&cv=&xywh=-277%2C-1%2C1576%2C752

Fotoğraf 10. Princeton Üniversitesi Antakya Kazı ekibi birarada (1938, Narlıca).

Reis Mahmud Kriem, Lassus, Louisa Dresser, William A. Campbell, Fedeel Saba.

Item Type, Album Photograph, Image Number 6000

Picture from Album. Note on back reads: 1938 Narlidja. Sector; Toprak-en-Narlidja (Narlıca)

Item sets, Antioch Album Photographs

//vrc.princeton.edu/researchphotographs/s/antioch/item/26646#?c=&m=&s=&cv=&xywh=-332%2C17%2C1704%2C813

Fotoğraf 11. Narlıca bölgesinde çalışmalar, yerel işçiler ve çıkarılan mozaikler.

Fotoğraf 12. Çıkarılan mozaiklerin sergilendiği, koruma alanı (Narlıca bölgesi).

Visual Resources Collection, Department of Art and Archaeology Princeton University

Contact: resphotos@princeton.edu, © 2023 Trustees of Princeton University

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.