Ulusların ulusal bayramları var.
Niçin?
Nedir 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim?
Bu bayramlar o ülkenin kimliğidir.
Kişiliğidir.
Ulus bilincinin içselleştirilmesidir.
Ortak tarih ve
kültür birliğinin pekiştirilmesidir...
Peki ya ulus illet ve zillet diye bölünüyor,
kutuplaştırılıyor,
ayrıştırılıyorsa?..
En acısı da bunu iktidar yapıyorsa ne demeli?..
23 Nisan.
1920'de TBMM'nin açılışı.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Ulusal Egemenliğin temsil edildiği Meclis'in nedir görevi?
Özgür olacak, hiçbir gücün etkisi altında kalmadan, yasa yapacak...
Yürütmeyi; idari, mali ve yargısal olarak denetleyecek...
Yargı bağımsız olarak görevini yapabiliyor,
insan haklarına dayalı demokratik hukuk devleti tüm kurumlarıyla işliyorsa
'Ulusal Egemenlik'ten söz edebiliriz.
Kurtuluş Savaşı'nı yöneten, egemenliği kişiden alıp ulusa veren; egemenlik tekdir, bölünemez,
devredilemez, hiçbir kişi ya da kesim egemenliğin kullanılmasını kendine mal edemez,
'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen Ataturk Cumhuriyeti'nin Meclisinden bugün geriye ne kaldı?
Düşen uçak gibi hızla irtifa kaybediyoruz.
Tam bağımsızlık.
Laik, demokratik Cumhuriyet.
Ulusun egemenliği.
TBMM'nin işlerliği...
Tümü, tüm değerler aşınıyor.
Yasamanın, kanun yapıcının, yani Meclis'in güçlü etkisinden söz edilebilir mi?
Kanun hükmünde kararnamelerle işler tıkır tıkır yürüyor!..
Meclis denetlemesi mi?..
Gensoru mu?..
Çoğunluğun el kaldırıp indirmesi midir Meclis'in görevi?..
Tek adam rejimine geçeli bakanlar seçilen memur konumundalar...
Yetkileri iyice sınırlandırılmış bir Meclis ve tek adam rejimi varken Ulusal Egemenlik'ten ne kadar söz edilebilir?..
Neydi 23 Nisan Bayramı'nın bir diğer özelliği?
Çocuk Bayramı.
Yani?
Cumhuriyet Türkiye'sinin güvenle teslim edileceği, emin ellerin, gelecek nesillerin yani çocukların çok iyi eğitilip yetiştirilmeleri için ulusun tüm çabayı göstermesi ve onları bugünden onore ederek kendilerine bir günün bayram olarak armağan edilmesi...
İşte çocuklarımızın durumundan birkaç örnek:
4-4-4 ile de olsa, 12 yıl olan zorunlu eğitim uygulamada 7.5 yıla düştü.
Türkiye öğrenci başına ayrılan harcamalarda, 137 ülke arasında 99.sırada.
Okul terk etmede Avrupa ülkeleri arasında birinci sıradayız.
Çocukların okulu terketmelerinin önemli bir nedeni çocuk evlilikleri...
Son 10 yılda yaklaşık yarım milyon kız çocuğu (devletin izniyle) evlendirildi.
Her yıl 25 bin kız çocuk, daha kendisi çocukken,anne oluyor...
Türkiye İnsan Hakları Derneği'nin 2018 raporuna göre, çocuk istismarında dünyada üçüncü sıradayız.
Her beş çocuktan biri tacize uğruyor...
Son beş yılda, 250 bine yakın çocuk, suç işlediği iddiasıyla soruşturmaya ve kovuşturmaya uğradı.
Geçen yıl itibarıyla, 345 çocuk ve 780 bebek anneleriyle birlikte cezaevindeydi.
Çocukların çalışması kanunen yasak olmasına karşın, İş Sağlığı ve İşGüvenliği İSİG'e göre Türkiye'de 2 milyondan fazla çocuk işçi var.
(TUİK'in 2019 raporuna göre 5-17 yaş grubundaki çocuk işçi sayısı 720 bin, DİSK raporuna göre ise yaz aylarında çocuk işçi sayısı 5 milyon)
Her yıl yaklaşık 70 çocuk iş kazalarında
(iş cinayeti mi?)
yaşamını yitiriyor.
Bu ahval ve şerait içinde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nız kutlu olsun...