Ajans Bakırçay
2022-12-07 12:39:05

‘Bütün kadınların kafası karışıktır’

Gökmen Ulu

07 Aralık 2022, 12:39

2022 versiyonuyla sahnelenmeye başlanan "Bütün Kadınların Kafası Karışıktır" büyük beğeni kazandı.

Türkiye tiyatrosunun büyük üstadı Müjdat Gezen, "Oyunculuk Üzerine" adlı eserinde, "Televizyonda herkes oynar, sinemada bazıları oynar ama tiyatroda sadece aktörler oynar" der.

"Bütün Kadınların Kafası Karışıktır" oyununu izlerken, Müjdat hocanın bu nitelendirmesi geldi akla. O sahnede aktörler vardı.

Kara komik ya da efkarlı komedi diye tanımlamalar yapılan trajikomik ve bu nedenle sahnelenmesi hayli zor bir oyun bu. Zira, Zülfü Livaneli "Tek başına dram veya tek başına komedi değil, en zoru, en etkilisi ve en değerlisi traji – komedidir" diye değerlendirir.

Usta yazar Ece Temelkuran'ın 1996'da yayımlanan ilk kitabı "Bütün Kadınların Kafası Karışıktır", önce Seray Şahiner tarafından 2015 yılında tiyatroya uyarlanmıştı. Sonra, Selen Uçer almış kalemi eline, yakın tarihte geçen bir olay örgüsü ekleyerek revize ettiği senaryoyu güncellemiş, daha etkili, dinamik ve sürükleyici bir hale dönüştürmüş.

Güldürürken yürekleri de sızlatan hikaye; insani değerlerin çürüdüğü, kültürel – ahlaki yozlaşmayla toplumsal erozyonun arttığı, haksızlıkların ve kötülüklerin kanıksandığı bir konjonktürde, kalbi dünyanın daha güzel bir yer olması için çarpan idealist ve ilkeli bir yazarın düştüğü çaresizliğe odaklanıyor. Cesur ve temiz yürekli yazar, dik duruşu ve çırpınışlarına rağmen mücadelesindeki başarısızlıkla umutsuzluğa kapılıp bunalıma girdiğinde, beklemediği bir hayat akışının ortasında kalıyor. Tesadüfen yolları kesişen farklı renklerdeki kadınların halinden yine kadınlar anlıyor, yaşam enerjisi yükseliyor ve finalde umutlar yeniden yeşeriyor.

Tiyatro Aysa'nın çatısında bir araya gelen ve büyük emek veren sanatçıların etkileyici performansları kadar samimiyetleri de izleyiciyi ilk andan sonuna kadar sarıp sarmalıyor. Yönetmen Orçun Ucal'ın kusursuz rejisini de not etmeden geçmeyelim ve sözü, oyunun ne anlattığını, hangi mesajları verdiğini sorduğumuz sanatçılara bırakalım.

SELEN UÇER: Kadınların umutsuzluğa kapılmamalarını, kendilerini var etmelerini ve seslerini duyurmalarını öneriyor. Nitekim, son yıllarda Türkiye'de ve dünyada kadınlar eşit var oluş için seslerini daha yüksek haykırmaya başladı. Ece'nin (Temelkuran) söylemine göre ise kadınlar devrim yapıyor.

AYFER TOKATLI: Kadın – erkek eşitsizliğinden ziyade, kadınların kendi aralarındaki mücadeleyi anlatan bir oyun aslında. Çok farklı sınıfları temsil eden ama aynı zamanda ortak bir dil oluşturmaya çalışan kadınların hikayesi diyebiliriz buna. Karakterler sert dönüşümler geçirmiyor, kıymetli mesajı alttan görüp, seyircinin hafızasına bırakarak, kendi hayatlarında etki etmesini de amaçlıyor.

ELİT ANDAÇ ÇAM: Kadınlar olarak, her şeye rağmen bir arada durabilmenin anlamı üzerine bana da öğretici bir deneyim oldu. Bana en değerli gelen kısmı da farklı kesimlerdeki kadınlar arasında ortak bir bilinç ve her ne olursa olsun dayanışma duygusu oluşturması.

DENİZ IŞIN: Oyunu izlediğinizde, başta kadınların kendine has dertleri olduğunu düşünüyoruz ama temelde hepsinin dert ortaklığında buluşabildiğini görüyoruz. Ve kadınların dertler deryasında oluşunun kanıksanmasını… Bu bana acı geliyor. O kanıksamayı kırmaya dönük bir yönü de var karakterlerin. Kendi işlerine ve birbirlerine isyan ediyorlar ama günün sonunda kendilerini bulup birbirlerine tutunuyorlar. Kadınların birbirini dinlemesi ve anlamasının önemi ve değeri de anlaşılıyor.

SEMİH VAROL: Oyunda kadını duymaya başladığınızda değişim başlıyor. Ayrıca, genelde kurtarıcının erkek olmasının da sorgulandığı bir oyun bu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.