CHP de Özgür Özel’in Genel Başkan seçilmesi ve başlattığı değişim süreci parti içinde ve yerel seçimlerde seçmenden “Türkiye İttifakı” olarak olumlu cevap bulunca bu süreci Cumhur İttifakının iki Genel Başkanı ile görüşmeye ve yeni bir yol haritası çizmeye başladı. Ben de dâhil olmak üzere bu görüşmeler öncesi ve sonrası ile eleştirildi ve eleştirilmeye devam ediyor.
Sınıf arkadaşım E. P. Kur. Kd. Alb. Mehmet Erdal Üçer ise konuya bir başka açıdan bakmış. 1970 lerden bu güne CHP deki iktidara gidiş yolunda ki süreci Genel Başkanların diğer partilerle ilişkileri üzerinden kısa bir şekilde analiz ettiği bu bakışı içeren yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum…
“İyi Akşamlar Arkadaşlar;
Bugün siyasi bir yazı yazmak ihtiyacı hissettim. O kadar çok kişi, Özgür Özel’in ‘Erdoğan ve Bahçeli ile görüşmesi ve erken seçim için halk istemeden ortaya çıkmam’ demesi ile ilgili yazıyor, konuşuyor, akıl veriyor, uyarıyor, hatta daha da ileri giderek çok hata yapmış gibi kızıyor, hakarete varan ifadeler kullanıyor...
Ben biraz geçmişe gitmek istiyorum.
CHP 1970’lerde Ecevit ile birlikte yüzde 38’e yakın oy aldı, Kıbrıs Harekâtı sonrası seçime gidelim dedi ve sonraki seçimde yüzde 42 bile oldu. Tek başına iktidar için bu yeterli olmadı. Önce koalisyon yaptığı partiyi istemedi. Sonra karşısında öyle bir blok oluştu ki bu oluşum ile sürekli kavga etti. Transfer yaparak hatalar yaptı ve iktidarı kaybetti ve sonuçta 12 Eylül geldi ve Askeri Darbe oldu…
Daha sonra 90’larda İnönü’nün SHP’si ile sosyal demokratlar biraz oyunu yükseltti ve DYP ile birlikte koalisyon kurdu. İnönü bırakınca SHP ile CHP birleşti. SHP içinde sürekli huzursuzluk çıkaran Baykal Genel Başkan oldu. Ancak Çiller ile Baykal koalisyonu kısa sürede dağıldı ve Baykal erken seçim istedi. Yapılan seçimde CHP yüzde 10"nun altında kaldı.
Bu arada Ecevit DSP’si diğer partilerin kavga ve anlaşamamaları sonucunda Demirel sayesinde ‘Azınlık İktidarı’ oldu. Seçimler yapıldığında koalisyon da olsa iktidarını sürdürdü. DSP Ecevit’in hastalığı nedeniyle bölündü ve koalisyon dağıldı. Erken seçim kararı alındı. DSP seçimde yüzde 2 oy bile alamadı.
Seçimlerde AKP iktidara geldi. İkinci parti CHP oldu. Meclis iki partili oldu. Baykal her zaman olduğu gibi iktidar olmak için değil, iktidar ile kavga ederek ana muhalefet olmak üzere çalıştı.
Baykal gidince yerine Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı oldu. İlk seçimde yüzde 25 alınca bir umut oldu. Sonra Kılıçdaroğlu da MHP ile birlikte iktidar ile kavga ederek siyaset yapmaya başladı.
Cumhurbaşkanı seçimi halkoyuna sunulunca karşı çıktılar ama Halk ben seçeceğim deyince hiç alakasız bir aday belirlediler ve kaybettiler.
2016’dan itibaren MHP, AKP ile birlikte hareket etmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halkoyu ile karara bağlandı ve ülkede rejim değişti.
Son seçimde CHP ile beş parti 6’lı Masa Koalisyonu oluşturarak seçime girildi. İyi Parti aday olan CHP Genel Başkanını beğenmeyince seçimi kaybetti.
Durum böyle gelişince, CHP Kurultay yaptı ve Özgür Özel Genel Başkan oldu. Hem genç, hem çok çalışkan, hem de hitabeti güçlü olan Özgür Özel hem tüm partiler ile görüşeceğim, hem de Parti'nin görüşlerini savunacağım. Hem müzakere, hem mücadele dedi. Hiç çekinmeden her yerde gerekirse sokakta Halkın haklarını savunacağım dedi, buna göre hareket etmeye başladı...
Sosyal Demokratlar CHP’nin yerel seçimlerde yüzde 38’e yakın oy oranına ulaştığını görünce çok heyecanlandılar ve hemen Genel Başkana emir ve direktifler vermeye başladılar.
Diyorlar ki niye onlar ile görüşüyorsun, niye hemen erken seçim demiyorsun, yoksa onların istediği anayasa için destek mi vereceksin gibi çok bilen Aslan Sosyal Demokratlar sürekli kavga kültürünü ister gibi akıl vermenin ötesine geçerek hakaret etmeye başladılar.
Sonuç olarak Halkın CHP’ye verdiği oy sınamak içindir. CHP Genel Başkanı bunu bilmektedir. Geçmişte görüldüğü üzere CHP kavga ettiği sürece başarılı olamadı. Ana Muhalefet Partisi olmanın ötesine geçemedi. Halk kavga istemiyor, görüşün anlaşın ve sorunumu çözün diyor...
Biraz sabırlı olmak geçmişte yapılan hataları yapmadan çalışmak gerekiyor, çoğunlukla sağ partilere oy veren ve sevdiği liderin arkasından giden bu halkı ikna etmenin kolay olmadığını artık görmek gerekir diye düşünüyorum...”
Mehmet Can GÜRBÜZ 7 Ay Önce
Sadece iktidar olmak değil temel konu halkçı ve ülkemizin dünya ölçeğinde sömürüsüz, emeğin hakkını aldığı, kadının ezilip öldürülmediği, farklılıkların dışlanma konusu yapılmadığı bir cumhuriyeti hayata geçirmek. Siz mücadele etmeye, doğrudan yana söylemlerle hep halkçı çizginizi korursanız buna kavga yapmak denmez, ilkeli olmak denir. Dünün kazananları bugün kaybedeceklerse yanlış işlemler ve yol takibinden kaynaklanıyor. Kimse Özgür ÖZEL'e git kavga yap demiyor. İlkeli ol, eğilme ve dünkü kötüyü meşrulaştırırken de önünde hayranlıkla çok eğilme deniyor.