'Perşembe 6 Birincikanun(Aralık)1934'
tarihli 'Cumhuriyet' gazetesinin manşeti:
"Türk kadını haklarının en büyüğünü aldı"
Bir gün önce,
5 Aralık 1934'de,
İsmet İnönü ve 191 milletvekili,Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir kanun teklifi verirler.
İnönü kürsüye çıkarak gerekçesini açıklar:
"Yüce Arkadaşlar,
Tarih, Türk Devrimini anlatırken bunun bir kurtuluş olduğunu söyleyecektir.
Bu kurtuluşun farklı evreleri içinde
özellikle KADINLARIN
KURTULMASINI anacaktır...
Bizim devrimimizin en önemli özelliklerinden birisi, kadın haklarını tanımakta gösterdiğimiz isabettir.
Şimdi bu kurtuluşun tamamlanması ve sonuçlandırılması için önümüzde duran,gelecek dönem, Meclis'te kadın milletvekilleri ile birlikte çalışmak olacaktır..."
Kanun oybirliğiyle kabul edilir.
Bildiğiniz gibi, Avrupa ile kıyaslandığında,Türkiye'de kadınlar;
Slovenya, Hırvatistan,
İtalya ve Fransa'dan 11,
Romanya'dan 12,
Bulgaristan'dan 13,
Belçika'dan 14,
Yunanistan'dan 15 ve İsviçre'den 36 yıl önce milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olurlar...
İki gün sonra, 7 Aralık 1934'de kadınlar İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda, bu hakkı kutlamak için büyük bir miting düzenlerler. Miting ile yetinmezler ve Beyazıt'tan Taksim'e kadar yürürler...
Bir yıl sonra, 1935 seçimlerinde, 17 kadın
(1936 yılındaki ara seçimde seçilen Hatice Hanım ile birlikte 18)
milletvekili olarak Meclis'e girerler.
Bu oran meclisteki toplam milletvekillerinin yüzde 4.5'ini oluşturuyordu.
Ve o dönem, meclisteki kadın milletvekilleri sayısı bakımından Türkiye, dünyada 2. sıradaydı...
Bugün mü?
Ne yazık ki, bugün meclisteki kadın milletvekili sayısı bakımından dünyada ilk 100'de bile yer alamıyoruz. (118'ci sıradayız)
Seçilen kadın milletvekillerine baktığımızda,
19 milletvekilinin;
Mebrure Hanım'dan Mihri Hanım'a 13'ünün eğitimci,öğretmen olduklarını görüyoruz.
Fatma Hanım doktor,
Satı ve Şekibe hanımlar çiftçi,
Ferruh Hanım biçki dikişçi ve Esma hanım belediye çalışanı idi...
Huriye Hanım, Londra Üniversitesini;
Benal Hanım,
Paris Sorbonne Üniversitesini bitirmişlerdi.
Kadın milletvekilleri,
aksatmadan hemen hemen meclisteki tüm oturumlara katıldılar.
Tamamı komisyonlarda görev aldılar.
Görüşmelerde etkin olarak söz aldılar.
Daha çok eğitim, kızların eğitim düzeylerinin yükseltilmesi; sağlık,
özellikle çocukların sağlık sorunları; çalışanların iş koşullarının iyileştirilmesi ve seçildikleri bölgelerin sorunları ile ilgili görüşlerini açıkladılar...
Ankara Kozan köyü muhtarı olan Satı Kadın(Hatı Çırpan) o günleri anlatıyor:
"Bir gün gelip de milletvekili olacağım aklımdan bile geçmezdi. Pederim köyde ihtiyardı(muhtar).Sonra yerine ben ihtiyar oldum. Gücüm yettiği kadar çiftçilik yapıp geçiniyordum.Silahım, tabancam ve bıçağım vardı.
Asker zamanında köyün inzibatına ben bakardım.
Kadınların içinde ilk defa ben resmen ihtiyar oldum...
Meclis'e vardığımda Ziraat Encümeni'nde çalışırım. Çok işimiz var..."
Türkiye'de,26 Ekim 1933'de,kadınlarımız muhtar ve ihtiyar heyetlerine seçilme hakkı elde ettiklerinde, Fransa'da;
'Le Monde'dergisi kapağını Türk kadınına ayırarak şu başlığı atıyordu:
"Türk Kadını Dünyanın Aynasıdır"
Türk kadınının dünyanın aynası olduğu Atatürk Türkiye'si...
Ve bugünler!..
5 Aralık Türkiye Cumhuriyeti'nde kadınlara seçme ve seçilme verilmesinin 86. yılı kutlu olsun...
(Altta o günün Cumhuriyet gazetesi ve Satı Kadın)