Dikili Tarihinde Olaylar: (1)
1.ULUSLARARASI GRANİT TAŞ HEYKEL SEMPOZYUMU
Yerel Tarih araştırmalarımızda Dikili’nin tarihine ışık tutarken bir dönemi kronolojik çerçeve de anlatmak bugüne kadar sıkça karşılaştığımız bir aktarım biçimidir. Halbuki tarihsel süreci yaşanmış olaylar, etkinlikler kısacası zaman içerisindeki bir takım kesitler besler ve anlamlandırır. Bu gerçeklikten yola çıkarak Dikili Tarihinde Olaylar başlığıyla yazı dizisi yayınlamayı uygun gördük. Bu ilk yazımızda sizleri 2006 yılına götürmek istiyorum.
1-31 Temmuz 2006 tarihleri arasında 1 ay süren 1. Uluslar arası Granit Taş Heykel Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı Dikili. Granit Taş bölgemizde çıkartılıp Dikili Limanı’ndan yurt dışına ihraç edilen önemli bir kalemdi. Dönemin belediye başkanı Osman Özgüven, bu doğal taşı kullanmayı tercih etmiş, şehir içindeki bir çok ana ve ara yollar bu taş kullanılarak yapılmıştı.
1.Uluslararası Granit Taş Heykel Sempozyumu’nun yapılmasına karar verildiğinde sanat alanında Dikili’de bir ilk gerçekleşiyordu. Finlandiya’da yaşayan Türk heykeltıraş Hasan Fuat Sarı ile girişimlerde bulunulmuş ve sempozyum için harekete geçilmişti. Uluslar arası Koordinatörlüğünü ve Sanat Danışmanlığını Hasan Fuat SARI nın, yerel koordinatörlüğünü ise Dikili’nin tanınan sanatçılarından Behçet Urgun ve Dikili Belediyesi ile koordineyi sağlayan Ali Uygan’nın Sempozyum’un organize edilmesinde emekleri oldu. Dönemin Jeotermal A.Ş. Başkanı Salim Çelebi’nin de destekleri önemliydi.
1 Temmuz’da başlayan etkinlikler çerçevesinde 1 ay boyunca Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye’den katılan heykeltıraşlar kendilerine tahsis edilen granit taşlar ile eserlerine yontularını vurmaya devam ettiler ve eserlerini şekillendirdiler. Çalışmalar devam ederken granit taşın önemini vurgulayan paneller ve söyleşiler de düzenlendi.
Sempozyumun amaçları arasında uluslararası sevgi, barış ve dayanışma temalarının yanında Dikili’den gemilerle dünyaya sevk edilen dünyanın en kaliteli granit taşları arasında bulunan bu malzemeyi sanatsal alanda kullanarak ilçede de buna bağlı olarak bir kültürel profil kazandırmak olarak belirlenmişti. Bütün bunlarla birlikte dünya sanatçıları ile bir araya gelerek mesleki ve kültürel değişimi sağlamak, genç kuşak sanatçı adaylarını uluslararası sanatçılarla buluşturmak ve onların eğitimine, bu alandaki bilgi ve görgülerine destek vermek, de ayrıca amaçlanmaktaydı.
Sekiz ayrı ülkeden Meksika-IRMA ORTEGA PEREZ, İspanya – FELIPE FERRER GUAITA, İngiltere- MICHAEL DAN ARCHER, Finlandiya – HASAN FUAT SARI, MIKA-MATTI NIEMINEN, (2), Belçika-Türkiye – DOĞAN ÇAKIR,, İtalya – LUCA ZUBELLI ve Türkiye’den- SELÇUK YILMAZ, sempozyuma katılan heykeltıraşlardı.
Sempozyuma katılan heykeltaşlara Eskişehir Anadolu Universitesi, Antakya Mustafa Kemal Universitesi ve Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültelerinin Heykel bölümü öğrencileri yardımcı (asistan) olarak katılarak destek verdiler.
Dikili 1.Uluslararası Granit Taş Heykel Sempozyumu’nun açılışı Finlandiya’nın Uluslararsı Ünlü Modern Dans Tiyatrosu, ERI Dans Theatteri ile yapıldı.
Birincisi yapılan Uluslararası Granit Taş Heykel Sempozyumu’nun daha sonra KALİMERHABA adı altında karşılıklı olarak iki senede bir Midilli - Yunanistan ve Dikili - Türkiye’de gerçekleştirilmesi planlanmıştı ancak bu fikir gerçekleştirilemedi.
Basında da geniş yer bulan bu sempozyumun sonunda heykel traşlar, Dikili’nin çeşitli noktalarını belirleyerek eserlerini Dikili halkına armağan etti. Sempozyumun sonunda ortaya çıkan eserler aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Zeynep Yasa’nın hazırladığı Türkiye Heykelleri Haritası’nda da yer almıştır.
Heykeller bugünkü Bülent Ecevit Meydanı’ndan başlayarak Sevgi Yolu’nun sonuna kadar geniş bir alanda sergilendi.
ARABA –DOĞAN ÇAKAR
Belçika’da yaşayan Doğan Çakar’ın yaptığı Araba heykeli bugün Bülent Ecevit Heykeli’nin bulunduğu yerde sergilenmişti. Ancak Mustafa Tosun’un belediye başkanlığı döneminde meydan düzenlemesi yapılmış ve Araba heykeli Nazım Hikmet Parkı’nın girişine konularak yeni yerini almıştır.
SOKAK ÇOCUKLARI – İRMA ORTEGA PEREZ
Meksikalı heykeltıraş İrma Ortega Perez’in sokak çocuklarının ısınma çabalarını Dikili’nin güneşiyle umutlandırdığı Sokak Çocukları eseri günümüzde Mavi Bayrak’ta sergileniyor.
DALGA - SELÇUK YILMAZ
Ülkemizin önemli heykeltıraşları arasında gösterilen Selçuk Yılmaz’ın Dalga adlı eşsiz çalışması Muammer Aksoy Parkı’nda yer alıyor.
KARYOLA –MİKA MALTİ NİEMİNEN
Karyola , sadece bir ev eşyası mıdır. Onu sıradan bir eşyadan ayıran en büyük özellik eşleri bir ömür boyu sırtında taşımasıdır. Aşkın ve sevginin ev sahibidir. Finlandiyalı heykeltıraş Mika Malti Nieminen hayatın içinde sevgi kavramını farklı bir açıdan değerlendirerek bu heykeli yapmış ve Dikili halkına armağan etmişti. Hükümet Konağı ve Emniyet Müdürlüğü’nün denize bakan bahçesinde sergilenmekte olan Karyola adlı eser, ağaç budaması yapılırken dikkatsizce hareket edilmesi sonucunda yere düşen dallarla birkaç yerinden kırıldı. Karyola adlı eserin hazin sonu ise çöpe atılarak gerçekleşmiştir.
TERMİT YUVASI – FELİBE FERER GUAİTA
Granit taşın doğanın bir parçası ve canlılarla uyum içinde olduğu temasıyla İspanyol sanatçı Felibe Ferer Guaita Termit Yuvası adını verdiği eserini Sevgi Yolu’nun hemen girişinde sergilemişti.
MADRA DAĞLARI VE DENİZ –HASAN FUAT SARI
2 parçada tek bir hikayeyi anlatmaya çalışan Sempozyumun gerçekleşmesinde büyük emeği olan Hasan Fuat Sarı eserinde bir Dikili manzarası sunuyor bizlere. Madra Dağları’na yazlanmış bir Dikili körfezi ve bu denizde soyut bir şekilde konu alınmış balıklar eserin ana temasıydı. Sevgi Yolu’nda sergilenen bu esere üzülerek söylemek gerekirse en büyük saldırılar gerçekleşmiş, “orak-çekiç”in çekici denilerek Madra Dağları silüeti çeşitli Vandallıklarla karşı karşıya kalmıştı. Karyola heykeli gibi bugün aramızda olmayan eserin sadece balık simgesi kalmıştır.
PENCERE – MİCHAEL DAN ARCHER
İngiliz heykeltraş Pencere adını verdiği eserinde sanatseverleri bir tercihle yüzleştiriyor. Konum bakımından Sevgi Yolu’nda sırtınızı denize verip pencereden baktığınızda şehirleşme ve betonlaşma ile karılaşırken pencerenin diğer tarafından baktığınızda tüm güzelliği ile doğayı ve gün batımını izliyorsunuz. Bu çalışma doğa ile betonlaşma arasında bir tercih yapmamız konusunda sorgularla dolu.
ANNE VE ÇOCUK –LUCA ZUPPELİ
Belki de sempozyumdan bu yana en çok konuşulan, en çok beğenilen ve en çok fiziki olmasa da düşünsel olarak saldırıya uğrayan, siyaset malzemesi yapılan Anne ve çocuk eseri ile Luca Zuppeli sadece anneyi konu almıştır. Tek bir açıdan bakıldığında kucağında bebeğiyle bir anne silüetini görmekteyiz. Ama sanattan uzak çevrelerin bu silüeti Meryem Ana ve Hz. İsa’ya benzeterek Dikili siyasetinde konuyu “hıristiyan, Yunan sevicisi” başlığıyla değerlendirmeleri, Luca Zuppeli’nin anne ve çocuk kadar masum bir sevgiyi anlatmasının çok uzağında sadece küçük bir artniyet olarak kalmıştır.
KAYNAKÇA
Behçet Urgun ile yapılan röportaj, 12.07.2020 Dikili Gerçek Haber Gazetesi, 30 Mayıs 2006 tarihli 214. Sayısı 1.Uluslararası Granit Taş Heykel Sempozyumu bildirileri Hüseyin Çelik ile yapılan röportaj, Haziran 2020