Dikili’nin kıyı şeridini takip ederek güneyine indiğimizde eşsiz koylarıyla Bademli Köyü ve koyları bizi karşılamakta. Bugüne kadar sadece Kalem Adası ve Tavşan Adası’nın varlığını bilirdik. Ancak antik kaynaklarda 3. bir adadan bahsedilirdi. Kayıp olan bu ada arkeologların çalışmaları sonucu bulundu. Killik, Pisa, Kokorot, Zindancık koylarını da üzerinde barındıran, köylülerin Adatepe dedikleri yerleşim 3. Arginus adası olarak arkeologlar tarafından kanıtlandı.
Bugün bir yarımada olarak karaya bağlanmış olan Arginus Adası, Romalıların III. Antiochos´a karşı verdikleri savaşta donanmalarının kışı geçirmesi için seçtikleri liman olarak bilinmektedir. Karadağ Yarımadası’nda bulunan Bademli köyünde, yarımadaya ismini veren antik Kane kentine ait kalıntılar yer alır. MÖ 406 yılında ise kentin hemen güneybatısında ünlü Arginus Deniz Savaşları gerçekleşmiştir. Atinalılar ile Spartalılar arasındaki bu savaş sonrasında yaşananlar antik dönemin en ilginç olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir: Savaşta Atinalılar Spartalılara karşı büyük bir zafer kazanmış olsalar da, bu muzaffer komutanları batan gemilerindeki yaralı askerlerine yardım etmedikleri ve ölülerini gömmedikleri için, memleketlerine döndükten sonra yargılanmış, ardından da idam cezasına çarptırılmışlardı.
Kent alanında toprak yüzeyinde görülen mimari kalıntılar ve seramik buluntuları nedeniyle Kane antik kentinin burada yer aldığı bilimsel çevrelerde zaten tartışmasız bir şekilde kabul edilmekteydi; ancak buradaki adaların Arginus Adaları olup olmadığı hususu araştırmalar başlayana kadar tartışmalıydı. Yaklaşık MÖ 63 ile MS 23 yıllarında yaşamış olan Coğrafyacı Strabon burada üç tane adanın varlığından söz eder. Strabon’un verdiği bilgilerden yola çıkarak bu adalardan ikisinin Garip Adası ve Kalem Adası oldukları anlaşılıyordu, ancak üçüncü adanın yeri bir türlü tespit edilememişti. Bu yıl yapılan araştırmalar sonucunda artık bu adanın da yeri saptanmış oldu. Alman Arkeoloji Enstitüsü başkanlığında Köln Üniversitesinden jeoarkeologların yürüttüğü bir proje kapsamında, alınan karot sondajlarla antik Kane kentinin zamanında aslında bir adanın üzerinde yer aldığı anlaşılmıştır. Bu bilgiyi MÖ 1. yüzyılda yaşamış antik yazar Diodoros’un anlattıkları da doğrular niteliktedir, çünkü kendisi bu adalardan birinin üzerinde küçük bir kentin varlığından söz eder.16. yüzyılda yaşamış ünlü Osmanlı denizcisi ve kartoğrafı Piri Reis’in haritalarında ve tariflerinde ise, bu üçüncü ada ile kara arasındaki boğazın artık dolduğu, dolayısıyla adanın karaya bağlandığı görülmektedir. Karot sondajlarla yer katmanlarından alınan jeolojik numunelerin değerlendirilmesi sonucuyla bu ada ile kara arasındaki boğazın nasıl karaya dönüştüğüne dair daha net bilgilere ulaşılabilecektir.