Ajans Bakırçay
2020-12-11 19:13:37

Dikili'nin Kiliseleri

Murat Solmaz

11 Aralık 2020, 19:13

Dikili’nin tarihini 4 farklı dönemde incelemek daha doğru tespitler yapabilmemizi sağlar. Bunların ilki Antik Döneme dayanan tarihidir, Atarneus, Kanai, Pitane, Hatipler Kalesi, Deliktaş gibi antik dönem kalıntılarına sahip yerleşkeler bizlere en eski tarihlerin izlerini sunar. İkinci dönem ise 16. Yüzyıldan günümüze Dikili kırsalında şekillenmeye başlar. Hardal, Yağcıbedir Yörükleri başta olmak üzere bir çok Yörük aşiretinin köylerimizi oluşturduğuna tanık oluruz. Çandarlı için burada farklı bir başlık açmak gerekir. İlk yapımı Cenevizlilere uzanan Osmanlı döneminde de faaliyetini sürdürmüş Çandarlı Kalesi’nde görev yapan dizdarların ve kale muhafızlarının da Çandarlı’da Türk yerleşimi oluşturduğunu görmekteyiz.

Bir başka dönem ise hem Dikili hem Çandarlı’yı ilgilendirmektedir. Osmanlı’nın son döneminde başlayan Ayanlık dönemi içerisinde, bölgemizde de geniş toprak sahibi olan Karaosmanoğulları’nın egemen olduğunu görmekteyiz. (bkz. Yuzo Nakata-Tarihimizde Ayanlar-TTK) Bir çok çiftliğin Bakırçay’ın verimli toprakları üzerinde kurulduğu bu dönem Dikili merkezi açısından da ilk yerleşmelerin başladığı bir zaman dilimidir. (bkz. Seyyahların Gözüyle Tarih İçinde Bergama 1671-1892)

Bütün bu dönemlerin dışında bugün yaşadığımız kent merkezinin tarihi ne zamana tarihlenmekte bu her zaman muallakta kalan bir bilgi olmuştu. 4. Dönem olarak 1830’lu yıllardan günümüze olan süreci sınırlandırabiliriz. Mevcut bilgilere göre Dikili şehir yapılanması bir kasaba olarak 19.yüzyılın birinci yarısında oluşmaya başlamıştır. Alman Seyyah Karl Krumbacher’in seyahatnamesinde (1885) şu ifadeler geçmektedir; …… Bu küçük kıyı yerleşimi bundan yirmi yıl önce birkaç çadırdan ibaretti. Bugün ise nüfusu 3 binden fazla. Yeni yeni yükselen binalar, yeni açılan dükkanlar ve şirin kahvehaneler bulunuyor. Dikili’nin bu genç tarihinin yanı sıra Bakırçay’ın ürünlerininde limanı vazifesini görmekte. Bu tür yeni ticaret merkezleri Batı Anadolu’nun kıyılarında Amerikan yardımlarıyla Rumlar tarafından kurulmuştu….

Anlıyoruz ki Osmanlı’nın özellikle dış politikada zayıf düşmeye başladığı ve azınlıklara Tanzimat’dan itibaren verilen haklar çerçevesinde göz yumduğu bir süreçte batı destekli kasabalar kurulmuştur. Bunun en açık örnekleri Ayvalık, Foça, Çeşme’dir. Ari Çokona’nın 20.Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Trakya’da Rum Yerleşimleri adlı kitabında çok daha detaylı bilgiler bulunmaktadır.

Adı geçen eserde Dikili konusunda şu bilgilere rastlamak mümkün; Bergama’nın limanı olan Dikili 1840’ta Bergama, Ayvalık ve Midilli Adası’ndan göçmenler tarafından kuruldu. Daha sonra yerleşime Balkanlardan Müslüman muhacirler de yerleşti. 20. yüzyıl başlarında Rum nüfusu 4.000’di. Dikili’de 200 öğrencinin okuduğu 7 sınıflı bir okul (İnaz Mektebi), Ayios Dimitrios ve Ayia Paraskevi kiliseleri ve çok sayıda şapel vardı.

35 antreposu olan yerleşimden başta hububat olmak üzere yılda 120.000 altın liralık ihracat ve 40.000 altın liralık ithalat yapılıyordu. Limanda Hamidiye ve Pandaleon & Kurcis şirketlerinin buharlı gemileri çalışıyordu. Pandazopulos Kardeşlerin buharla çalışan büyük bir un fabrikası, Englezopulos ve Ağalyas’ın zeytinyağı imalathaneleri vardı. Dikili yakınlarındaki Atarneus antik kentinin akropolünü içeren topraklar çiftlik sahibi İliopulos’a aitti.

Dikili’de bulunan 2 kiliseden bugün sadece Ayios Dimitrios Kilisesi’nin temelleri duruyor. 1939’da Dikili Depremi’nde büyük bir yıkım yaşayan kilisenin altıgen çan kulesi yuvarlanarak bugünkü Sahil Güvenliğin bulunduğu alana gitmiş ve parçalanmıştır. Kilise çanın akibeti ile ilgili bilgi yoktur. Kilise 1950’li yıllarda halkın talebi üzerine halatlar gerilerek yıktırılmıştır. İkinci kilise ise Ayia Paraskevi Kilisesi’dir. Bu kilise 1939 depreminde hazar görmüştür ve zamanla yıkılmıştır.

Bugünkü Ok ticaretin bulunduğu arazi ile pazaryerine doğru uzanan bölgededir. Bunların dışında şehir içinde Eski Belediye Binası yanında ve Burmalı çeşmenin bulunduğu yerde şapel bulunmaktaydı. Bademli’de bir kilise daha vardı. Ancelos Kilisesi olarak bilinen kilise 1939 depreminde büyük ölçüde hasar görmüştür.

Günümüzde Bademli Köyü’nde bulunan ilköğretim okulunun eski binası bu kilisedir. Önemli bir not düşmek istiyorum. Bugün Aya Nicola diye adlandırılan küçük adacık üstünde bulunan merdivenleri mevcut olan yapı bilinenin aksine kilise kalıntısı değildir. Yunanlı bir balıkçının Bademli-Midilli arasında avlanırken konakladığı bir kulübedir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.