“Dünya her zaman gerçeğe muhtaçtır;
demek ki her zaman Herakleitos'a muhtaçtır”
(Friedrich Nietzche)
***
Şuracıkta; İzmir'in 70, Gökova'nın 170 kilometre kadar yakınında “Aklın Devi” yaşadı.
İnsanlığın haline acıdığı için her sabah evinden gözyaşı dökerek çıkardı; bu yüzden “Ağlayan Filozof” derlerdi ona. Efesli Bloson oğlu Herakleitos'tan (M.Ö. 540-480) söz ediyorum. Genel anlamda bilimin kurucusu sayılan Miletli Thales'ten sonra gelen İyonya düşünürlerinin en ünlülerinden biriydi kendisi.
Ama onun eksantrik dünyasına girmekte ivecen (aceleci) davranmayalım. Zira kendisinin dediği gibi:
“Açıverme Herakleitos'u yaprağının sonuna dek
Efesliyi; pek sarptır patika gerçek.
Kapkaranlık her yan, yok bir ışık, güderse ehli
Her yan güneşten aydınlık.”
İngilizce'de “Mr. Obscure” (Bay Karanlık) deniyor bu hemşehrimiz için.
Kuşku yok ki, bilerek kolay anlaşılmaz biçimde yazmış düşüncelerini: arif olan anlasın diye. Anlayacak olanların az olduğunu kendisi de biliyordu. Bu yüzden, “İnsanların çoğu kötüdür” diyordu. “Bir kişi benim için on bin kişi, eğer mükemmel ise.” Durumunu en iyi, yine bir Anadolulu, Samosatalı (Samsat) Lukianos yorumluyordu:
“Sürekli bir gülme sarıyordu Demokritos'un göğsünü,
Ya Herakleitos, onca gözyaşını nereden buluyordu?”
****
Büyük bilgemizin yaşamı ve öğretileri konusunda bize bilgi bırakan ilk çağ yazarları Platon, Plutarkhos, Diogenes Laertius'tur. Çağdaş yazarlar arasında Cemil Sena, Walter Kranz, Bertrant Russel, Alfred Weber, Macit Gökberk, Halikarnas Balıkçısı, Orhan Hançerlioğlu, Samih Rifat, Edward Zeller vb sayılabilir.
****
Zengin ve aydınlık bir İyonya kenti olan Efes'te aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ama onun, kent yönetiminde gözü yoktu. Yöneticiliği kardeşine bırakarak, kendisini düşünmeye verdi.
****
Büyük tragedya yazarı Euripides, onun “Doğa Üstüne” adlı kitabını Sokrates'e verdi.
Bu başyapıtı okuyan Atinalı Filozof, “Anladıklarım pek mükemmel, ama eminim ki anlamadıklarım daha mükemmel, yalnız onları anlayabilmek için pek derinlere dalan Deloslu bir dalgıç olmak gerek” demekten kendini alamadı.
****
Onun fikirlerini anlayabilmek için, öncelikle kişiliğine bakmak gerekli.
Dilden dile aktarılarak günümüze ulaşmış bazı anektodlar bu konuda bize yardımcı olur:
Bir gün çağdaşları, onun barış ve mutluluk hakkında görüşlerini öğrenmek istemiş. Bilgemiz kürsüye gelmiş, oradaki su bardağına cebinden çıkardığı arpa kepeğini döküp içmiş. Böylece, az ile yetinmenin mutluluk ve barış için yeterli olduğunu göstermiş olmuş.
****
Bir gün onu arayanlar, fırıncıyla sohbet ederken bulmuş. Bizimki:
-Gelin, gelin, Tanrı burada da var diyerek, ilk kez (Tek Tanrı) fikrine işaret etmiş.
Bir başka gün, onu sokakta çocuklarla aşık oynarken görenlere:
-Ne şaşırıyorsunuz reziller demiş, “Sizler gibi devleti kötü yönetmektense çocuklarla aşık oynamak daha iyidir.”
Deniz suyu içilmez ve yok edicidir diyenlere:
-Siz onu bir de balıklara sorun, diye çıkışmış.
Zenginliği övenlere çıkışması da ünlüdür:
-Sizden zenginlik eksik olmasın ey Efesliler, kötü olduğunuzun anlaşılması için...
****
Fikirleri
Herakleitos, öteki bilginlerden önce doğadaki devinimi, her şeyin değişerek dinlendiğini, zıt şeylerin bir ve aynı olduğunu keşfetmiş. “İyi de bir kötü de, çirkin de bir güzelde, gece de bir gündüz de.” Buna “coinsidentia oposiditorum” (zıtların uyumu) deniyor.
Herakleitos'un “Doğa Üstüne” kitabı değilse de ondan 130 kadar fragman (parça) günümüze kalmış.
İşte onlardan örnekler:
-Yaratılış saklanmayı sever.
-Başlangıçta logos vardı, logos Tanrı ile birlikteydi.
-Palemos panton pater (Savaş her şeyin babasıdır.)
-Hekimler kesip biçiyorlar, üstüne de para istiyorlar.
-Gözler kulaklardan daha iyi tanıktır.
-İnsanların en güzeli Tanrı'ya göre çirkin, maymunların en güzeli insana göre.
-Aynı ırmaklara hem giriyoruz hem girmiyoruz; her defasında üstümüze başka başka sular akıp geliyor.
-Zaman, dama oynayan bir çocuktur.
-Çok şey bilmek akıllı olmayı öğretmez.
-Öküzler mutludur yemek için arpa bulduklarında.
-Eşekler altın yerine samanı seçer.
-İnsanların her istediklerinin olması iyi değildir.
-Aptal insan logos karşısında şaşkına döner; haklıdırlar, köpekler tanımadıklarına havlar.