Saygı ve sevgiyle andığım,
ülkemizin onurlarından değerli hukukçumuz Halit Çelenk’in,1985 basımı kitabının adı…
(Töb-Der şube başkanları toplantısı nedeniyle, Mamakta tutuklu olarak Ankara 4 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanırken savunmamdı,
savunmanımızdı.)
Türkiye’deki son gelişmeler üzerine kitabı yeniden okudum.
Kitabın önsözünde yine sevgi ve saygıyla andığım İlhan Selçuk diyor ki:
“…hukuk hava gibidir; varoldukça yokluğu duyulmaz,değeri ve önemi anlaşılmaz ama hele biraz eksilsin,soluk alınamaz;
yok olursa yaşanılamaz…”
ASAL Araştırma’nın, “Türkiye’de Adalet Sistemi’ne Güveniyor musunuz?” araştırma sonuçlarına göre:
Halkın yüzde 67.7’si Türkiye’de adalete güvenmiyor.Güvenenlerin oranı sadece yüzde 24.5.
Fikrim yok diyenlerin oranı ise yüzde 7.8.
(Bir Gün -29/5/2024)
Yani?
Yani Türkiye’de her 3 kişiden 2’sl adalete güvenmiyor!..
Soluk almakta zorlanıyor musunuz?..
Bir de yurt dışı araştırması…
Dünya Adalet Projesi’nin
(World Justice Project)
geçen yılki “Hukukun Üstünlüğü” endeksi sonuçlarına göre:
Türkiye,142 ülke arasında 117. sırada…
Puanlamadaki kıstaslar neler?
Hükümetin elindeki yetkiler…
Yolsuzluk…
Açıklık ve Şeffafık…
Temel Haklar…
Düzen ve Güvenlik…
Hukuk Mahkemeleri ve Adalet…
(Özgürlük Araştırma Derneği 22/11/2023)
Hukukun Üstünlüğü ‘nde dünyada son sıralardayız…
(Sonuçlar elbet böyle çıkacak!
Ne de olsa dünya bizi kıskanıyor!..)
İnsan haklarına saygılı demokratik bir devlet olmanın ilk gereği nedir?
Hukukun Üstünlüğü…
Bunun giderek ortadan kaldırılmasıyla çürüme başlıyor…
Yargı bağımsızlığı…
İfade özgürlüğü…
Basın özgürlüğü…
Keyfi tutuklamaların olmaması…
Bireysel hak ve özgürlüklerin korunması…
Hükümetin uygulamalarının denetimi…
Hukukun Üstünlüğü kıstasları için bir çırpıda ilk aklıma geliverenler…
Anayasanın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl tanımlıyor?
“…demokratik,laik,sosyal bir hukuk devletidir…”
Hukuk Devleti…
Böyle olmazsa ne olur?
Tarihten örnek:
“Hitler’in Nazi Hukuku’ndan:
‘Ulusun Führer’i,silahlı kuvvetlerin başkomutanı,
hükümetin başı ve yürütme yetkisinin sahibi olarak,…her Almanın uygun görülen bütün yollarla görevini yerine getirebilmesi için yasalara bağlı olmaksızın en yüksek yargıç ve parti lideri konumunda olması gerekmektedir…’
Bunun için birinci ilke:
‘hukuk siyasi liderliğe hizmet etmeli…’ydi…
İkinci ilke;
‘Führer en üstün yargıçtır,
teoride hüküm verme yetkisi sadece ondadır…’
‘Führer bir davada karar vermeye ilişkin bir soru ya da sorunda nasıl karar verirdi ve benim nasıl karar vermemi isterdi?’ açıklama ve sorusunu yargıcın bilmesi gerektiği…”
(Führer ilkesi ve hukuk-H.Yaver Aktan-Yargıtay Onursal Daire Başkanı-Cumhuriyet 21/11/2024)
Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi ,böyle davranan Nazi yargıçlarını yargılarken ne diyordu?
“İnsanlık…yasalarının ihlali söz konusudur ve suç Adalet Bakanlığı’nın otoritesi ile hukuk adına işlenmiş,
mahkemeler de suçun işlenmesine aracılık etmiştir.
Suikastçının hançeri,yargıcın cübbesinin altına gizlenmiştir.”(aynı yazı)
Adalet,Hak,Hukuk…
Bir gün herkese lazım olur!..
(Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.)