Dün İzmir’de güzel bir gündü.
Gökyüzü aydınlık ve pırıl pırıldı.
Yüreğim de öyle…
Önce Ahmet Priştina Kent Arşivi’nde, '7.İzmir
Uluslararası Edebiyat Festivali’nin iki etkinliğine katıldım.
(Festivalin sloğanı,
Cumhuriyet’imizin 100.yılına yakışmıştı:
"Edebiyat Cumhuriyettir…")
İlk etkinlikte, Onur Cazmaz’ın söyleşisi ile ‘Bir Cumhuriyet Şairi Attila İlhan’ı andık.
Yalnız şair mi? Romanları, senaryoları, düşün yazı ve söyleşileriyle çok yönlü üretken bir aydınımız…
Ne diyordu "Cebbar Oğlu Mehemmed" şiirinde:
“gel haberi öteden verelim
çıkmış dağlara kendiliğinden
cebbar oğlu mehemmed
fransız’a silah çekmiş
hür yaşamak uğruna
ırz uğruna namus uğruna
ana için baba ve kardeş için
…
aynı akşam doğurmuş karısı
döne
bir avuç toprak sarmışlar
altına
ve kemal koymuşlar adını”…
Ardından, Erkut Tokman’ın yine çok yönlü bir sanatçı,
Romen ressam, yazar ve şair Costantine Severin ile yaptığı söyleşiyi dinledim.
Romanya’da Tuna nehri üzerinde, daha sonra baraj yapımı nedeniyle sular altında kalmış küçücük bir ada Adakale’de yaşayan Türk kökenli küçük bir azınlığı anlattığı ve henüz Türkçe’ye çevrilmemiş romanından bir bölüm okunması ve şiirlerini dinlememiz hoştu…
Diğer etkinliklere katılamadan hemen, ‘ÇEDES’E HAYIR’ yürüyüş ve mitingine katılmak için, Avustralya ve Türkiye’den can dostlarla buluşup Cumhuriyet Meydanı’na koştum.
‘Eğit Der’li dostlarla yürüyecektim ama kalabalıktan pankartlarını bile bulamamak benim için mutluluktu…
Cumhuriyet Meydanı’ndaki kalabalıktan ayrılıp,
yürüyen korteji takip ederek Gündoğdu Meydanı’na geldiğimizde meydanın da dolmakta olduğunu gördük.
Umarım bu eylem, ülkeyi hızla karanlığa sürükleyen rejime karşı yurttaşların kıpırdanma ve hareketliliğin, duyarlılığının bir işaret fişeği olur.
Katılanlar, ‘Karanlığa Teslim Olmayacağız!’ diye haykırıyorlardı.
'Laik Eğitim, Laik Yaşam,
ÇEDES’e Hayır' diyerek katar katar meydana giriyorlardı.
‘Birleşe Birleşe Kazanacağız!”
sloğanı da en çok atılanlardandı…
Sık atılması, farklı siyasi örgütlenmelerin, sendikaların,eğitim kuruluşlarının,
demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelmesi, alana girildiğinde örgüt pankartlarının indirilmesi güzeldi…
Güzeldi de…
Politikayla hasbelkader ilgilenmeme karşın, yürüyüş esnasında isimlerini ilk kez duyduğum sosyalist partiler vardı.
Hep yeni bir yapılanma…
Ya da birkaç yıl önceye değin aynı örgüt çatısı altındayken bugün birkaç farklı parti örgütlenmesi…
(TKP, TKH, TİP gibi…)
Ya da kendi alanım eğitim de olduğu gibi, rekabet içinde olan sendikalar…
(Eğitim İş, Eğitim Sen gibi…)
Yine de…
Birleşe Birleşe Kazanacağız…
Mitingde, Alevi-Bektaşi örgütlenmeleri katılımlarıyla dikkat çekti.
Son konuşmacı olan Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı, yürüyüş ve mitingin nedenini kanımca güzel özetledi:
“Bir arada yaşamı daha güçlü kılmak için laik, demokratik bir hukuk devleti istiyoruz…
AKP iktidarı gençlerin eşit koşullarda eğitim almalarına,
özgür bireyler olarak yetişmelerine izin vermeyen Siyasal İslam’ın temsilcisidir.
…bilgi üretilmesine ve bilgiye eşit koşullarda ulaşılmasına engel olan bir anlayışın temsilcisidir…
İlimden gidilmeyen yol karanlıktır…
Laik, bilimsel bir eğitim…
Araştıran, sorgulayan nesiller…
Bize göre ÇEDES Projesi eğitim kurumlarının tarikatlara,cemaatlere teslim edilmesidir…”
Çocuklarımızın, ülkemizin geleceğini karartmalarına izin vermek istemeyen herkes sesini çıkarmalıdır…
Gün, hep birlikte sesimizi yükseltme günüdür…
Çok geç olmadan…