Dün, "gezi"nin 9. yılında, İstanbul'da gezi direnişçilerinin arasında olamamanın hüznünü yaşadım.
Polis şiddetini, sıkılan gazları İzmir'de televizyondan canlı seyrederken yüreğim yandı...
"Taksim Dayanışması"
nın çağrısıyla toplanıp basın açıklaması ve yürüyüş yapmak isteyen yurttaşlar cop ve gazla engellendi...
Başkan Erkan Baş'ın da aralarında bulunduğu, Türkiye İşçi Partili'lilerin de üzerlerine gaz sıkıldı, darp edildiler...
İnsanlar gözaltına alındılar...
Bir basın bildirisi okunacak... Tüm engellemelere karşın bir genç okumaya çalışıyor ama sıkılan biber gazı nedeniyle kağıdı görüp okumakta zorlanıyor..
Bir yanda toplantı ve gösteri yapma anayasal hakkı...
Öte yanda cop ve biber gazı...
Ne diyorlardı açıklamalarında?
"Sesimiz ve bedenimizle geçmişimiz ve geleceğimize sahip çıkıyoruz...
Halkın kendi olduğu,
kendini bulduğu,
parkından meydanınıdan yola çıkarak bedenine,
yaşamına, ülkesine,
geleceğine sahip çıktığı o değerli anları yaşayan milyonlar olarak... delilsiz,
tanıksız zindanlara attığınız yoldaşlarımıza... selamve dayanışma duygularımızı iletiyoruz...
Bu ülkenin tarihini ve toplumsal barışını dert edinen, aklını ve izanını kaybetmemiş bütün yurttaşlarımıza sesleniyoruz:
Tarihin ileriye doğru yürüyüşünü durdurabileceğini düşünenlere, suyun tersine akacağına inananlara, rant ve siyasal ikbal uğruna gerilimden,
çatışmadan medet umanlara... her haksızlıkta her hukuksuzlukta sesini çıkaran, mağdurların sözü olan, özverili mücadeleleriyle simge olmuş bu ülkenin güzel insanlarının hapishanelerde tutılmasına izin vermeyelim..."
Bu ülke hak-hukuk mücadelesinde büyük direnişler yaşadı.
1969 Büyük Öğretmen Boykotu'na henüz öğretmen adayı olduğum için katılamadım ama 15-16 Haziran 1970 direnişini İstanbul'da yaşadım...
1 Mayıs 1977'de,
Taksim'de 1 Mayıs meydanındaydım...
Benim için "Gezi"nin bunlardan farklı olan iki önemli boyutu var:
İlki, insanlar meydanları doldurdular, Taksim Dayanışması bu birlikteliğin içinden doğdu...
Tüm ülke sathına yayıldı, boyutu ülke sınırlarını aştı...
İkincisi, yaşantımda ilk kez Nuran ve ben,
kızlarımız Evrim ve Ürün tarafından,
gençlerin kendiliğinden düzenledikleri, SydneyBelediyesi ve Opera Binası önündeki 'Gezi' mitinglerine çağrıldık!.
Doğa ve insan haklarına duyarlı gençlerimiz, ülke ve ülke dışındaki dev bir birlikteliğin parçası olmuşlardı...
Bu yüzden, "GEZİ",
haklı olarak ülke tarihinin en kapsamlı hak arama etkinliği olarak tarihteki yerini aldı...
Yine bu nedenle:
"Karanlık Gider Gezi Kalır!"