Neden böyle bir başlık, devletin önemli bir kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumun neden tüketicinin, işçinin, memurun, emeklinin devlet eliyle infazını yapan tetikçi bir kurum haline dönüştü?
Türkiye İstatistik Kurumunu kısa adıyla (TÜİK), görevlerinden biri de “Ülkenin ekonomi, sosyal, demografi, kültür, çevre, bilim ve teknoloji alanları ile gerekli görülen diğer alanlardaki istatistiklerini derlemek, değerlendirmek, analiz etmek ve yayımlamak.” İşte bu görevleri içerisinde ekonomi ile ilgili olan bir bölümünde siyasi iktidarın ücretlilerin maaşını hesaplama da esas olacak aylık ve yıllık enflasyon istatistiki değerleri sunmaktır.
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olarak çalışan bu kurumdan beklenen tam, doğru ve güvenilir rakamlarla bu değerleri tespit etmesi ve ücretli vatandaşın hakkını koruyacak değerleri yansıtmasıdır. Öylemi oluyor. Hayır, TÜİK bakanlıktan aldığı emirle özellikle kendisine dikte ettirilen rakamları kitabına uydurarak bu görevini yerine getiriyor. Açıkladığı rakamlar bağımsız olarak bu araştırmaları yapan kurumlarla, İşçi Sendikalarının, meslek kuruluşlarının değerleriyle uyuşmadığı gibi hayatın akışı içindeki ekonomik değerlerle de örtüşmemektedir.
Haziran ayı verilerine göre;
Aylık enflasyon, yüzde 3,92,
Tüketici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 38,21,
12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 59,95,
Emekli ve memur maaşlarını belirleyecek 6 aylık enflasyon oranı yüzde 19,77 dir
(Bağımsız bir kuruluş olan ENAG ın açıklamasında bu rakamlar, aylık enflasyon % 8.54, yıllık artış yüzde 50.53,12 aylık oran ise yüzde 108,58 dir.)
Haziran ayı enflasyon verilerinin açıklandığı rakamlar artık TÜİK in bir istatistik kurumu olmaktan çıkıp özellikle ekonomik değerler açısından tüketiciyi ezdiren, onu açlığa ve sefalete mahkûm eden bir kuruluş haline geldiğinin göstergesidir. İstatistikler devlet kurumları açısından oldukça önemli ve olmazsa olmaz yöntemler olduğu halde TÜİK’in ürettiği enflasyon rakamları tamamen güvenilirliğini kaybetmiştir. Açıkladığı istatistiklerde adaletli, yansız ve toplumun ihtiyaç duyduğu verileri üretmesi konusunda güvenirliğini yitirmiştir.
Açıkladığı rakamlarla iktidarın İnfaz Kurumu haline geldiğinin göstergesidir ve yakışan adı da TÜKETİCİ İNFAZ KURUMU'dur.
Kurumun asıl görevi emekliye, çalışana yapılması gereken maaş artışlarını aşağı çekmenin aracı haline gelmiştir. Sadece 28 Mayıs- 1 Temmuz arası çaya yüzde 43, akaryakıta yüzde 25’i aşan zamlar gelmiştir. Bu zamları takip eden zamlar ve diğer düzenlemelerle piyasa fiyatlarına yetişmek mümkün olmadığı gibi bu artışlar TÜİK tarafından göz önüne alınmamıştır. Eğer alınsaydı açıkladığı verilerle birlikte ‘madde sepetini’ de açıklarlardı bu sepet açıklanmamıştır. O zaman aylık enflasyon neye göre ölçülmüştür, değerler nereden nasıl toplanmıştır? Bu sorunun cevabı veremiyorlar, el yordamıyla kabaca laf ola beri gele bir çalışma yapmışlar ve iktidarın bütçesine, vereceği zam oranlarına göre planlanmış rakamları açıklamışlardır. Bu ekonomik tetikçiliktir, hedefte olan işçidir, memurdur, emeklidir, tüketicidir. Hedefte olan emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında maaş almaktadır ve bunların sorumlusu TÜİK dir, elini vatandaşın cebinden çekmelidir.
Verileri değerlendiren ve istatistiki çalışma yapanlar şunu unutmayınız enflasyon istatistiki bir mesele değildir, sadece bir rakamdan da ibaret değildir, halkın ekmeğidir, aşıdır, geçimidir.
İnfaz kurumu olmaktan, ekonomik tetikçilik yapmaktan vazgeçin ve yasaların size verdiği görevi yansız, tarafsız ve güvenilir olarak yapınız…