Ormanlar milli servet...
Ormanlarımızın korunmasında, yine halkın malı olan
Türk Hava Kurumu
(THK) nasıl işlevsiz bırakılabilir?..
THK'nın nasıl bir milli servet olduğunu anlamak için geçmişe kısa bir yolculuk yapalım:
20.yy'lın başında hava gücünün önemi anlaşılmıştı. Kurtuluş Savaşı'mız sonrası,
ulus egemenliğine dayalı kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin, varlığı ve bağımsızlığını sürdürebilmesi için yurt savunmasını güçlendirmesi gerekiyordu.
Savaşların kaderini önemli ölçüde hava gücünün belirleyeceği anlaşılmıştı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti, uçak sanayisini kurma zorunluluğunu anlayarak, Kayseri uçak fabrikası ve Eskişehir uçak tamir fabrikasını kurdu.
Atatürk:
"Geleceğin en etkili silahı hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır.
Birgün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyüp gezegenlere gidecek, belki Ay'dan mesajlar yollayacaktır.
Göklerde bizi bekleyen yerimizi almak zorundayız.
İstikbal göklerdedir..."
diyordu.
16 Şubat 1925'de,
Atatürk'ün himayesinde (onbin liralık bir bağış yapmıştı) Türk Tayyare Cemiyeti, bugünkü THK kurularak, halkın maddi katkılarıyla çalışmalara başladı.
Cemiyet tüzüğüyle,
31 Ağustos, "Türk Tayyare Bayramı"
olarak kabul edildi.
1 Nisan 1926'da TBMM, 30 Ağustos'u "Zafer Bayramı" olarak kabul edince, iki bayram birleştirilerek
"Türk Tayyare ve Zafer Bayramı" olarak kutlanmaya başlandı.
Türkiye'nin ilk pilotlarından, şehit Binbaşı Fazıl Bey'in anısına, 27 Ocak'da,
"Tayyare Şehitlerini Anma Günü" olarak kabul edildi. (Daha sonra 15 Mayıs olarak değiştirildi.)
Ardından, 30 Ağustos-
5 Eylül arası "Hava Haftası" olarak belirlenerek, hafta boyunca etkinlikler yapılmaya başlandı...
Cemiyet'in (Türk Hava Kurumu) önemli gelir kaynaklarından birisi de kurban bayramlarında toplanan fitre ve zekat ile deri ve bağırsaklardı.
1926 yılında Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Efendi müslümanların fitre, zekat ve kurban derilerini Cemiyete
(THK) vermelerinin şer'an caiz olduğuna dair fetva verdi.
Atatürk, 1927'de kurbanda hayvanları kesmek yerine bedellerini Cemiyete (THK)
bağışlamayı önerdi.
Cemiyete (THK), 10 bin lira bağışta bulunan şehir ve kasabaların isminin, alınan uçaklara verileceği açıklanınca,
on bin lira bağışı ilk toplayan Ceyhan'ın adı, İtalya'dan alınan uçağa verildi.
Bunun üzerine Adana 200 bin lira bağış topladı.
Bunu Alaşehir,
Bayburt, Siverek, Cizre, İskilip, Bodrum, Güzel Ayvalık ve diğer isimler takip etti. İsim verme törenleri düzenlendi...
(Ulusal Kurtuluş Savaşı'mız sırasında da, halkın desteği ile alınan uçaklara İzmir, Niğde, Bursa adları verilmişti...)
Yalnızca 1931 yılında 37 uçak alındı...
Ve Hava Kuvvetleri'ne 343 uçak bağışlandı...
Halkın heyecanını,
Konya Sille köyündeki vatandaş semerci Yusuf Ziya'nın dizelerinde okuyoruz:
"Tayyareler dolaşırlar
havayı...
Vatandaşlar artıralım
tayyareyi..."
Bu halkın elleriyle,
tırnaklarıyla var ettiği Türk Hava Kurumu'
nun böylesi bir geçmişi var.
Geşmişte, ülkemizdekisayısız orman yangınları da THK'nun uçaklarıyla söndürülmüştü...
Ta ki AKP iktidarı tarafından işlevsizleştirilmesine değin...
Ve bu kurumun uçakları hangarda çürümeye terkedilirken,
gayrimenkulleri de atanan kayyum tarafından satışa çıkarıldı!..
(Mahkeme kararıyla şimdilik satılmaları engellendi.)
Ormanlarımız yanıyor.
Yüreğimiz yanıyor.
THK,ormanlarımız gibi bu halkın milli servetidir...
Ekte, 1930 yılındaki Tayyare Bayramı'nda Bursa İnegöl'de asılı bir afiş:
Uçağı Olmayan Bir Yurt
Damı Olmayan Bir Eve Benzer...