Kitabın yazarı, Dalay Lama veya Dalai Lama, Tibet’in ruhani dini lideri, bilinmeyen asıl adıyla Tenzin Gyatso.
Dalai Lama, Budizm’in kurucusu Shakyamuni’nin ruhunu taşıyanlara (reenkarnasyon olayı) verilen genel bir isim ve ilk Dalai Lama 1474 yılında ortaya çıkmış.
“Dalai”, “okyanus, engin deniz”, “Lama” ise “guru, manevi öğretmen” anlamına gelirken “ruhsal olarak okyanus kadar derin bir öğretmen” anlamında kullanılıyor.
14. Kutsal Dalai Lama (Tenzin Gyatso), 6 Temmuz 1935’de kuzeydoğu Tibet’te dünyaya gelmiş, iki yaşındayken gösterdiği mucizelerle 13. Kutsal Dalai Lama’nın reenkarnasyonu olarak tanınmış.
Tibet inanışına göre Dalai Lamalar aynı zamanda kendi ölümden sonraki yaşamlarını erteleyen ve insanlığa fayda sağlamak için yeniden doğmayı seçen aydınlanmış varlıklar olarak kabul ediliyor.
1949’da yeni kurulan Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin Tibet’i işgal etmeye başlaması ve giderek artan bir şiddetle kendilerine direnen savunmasız on binlerce Tibetliyi katletmesiyle Tibet Hükümet Başkanı Kutsal Dalai Lama ile birlikte yaklaşık 80.000 Tibetli Hindistan başbakanı Nehru’nun daveti üzerine Himalayaları aşarak 31 Mart 1959’da Hindistan’a geçiş yapmıştır. Burada 'Sürgündeki Tibet Hükumeti' adı ile yönetim birimini kurmuş ve kendisine eşlik eden binlerce Tibetli mülteci ile beraber Tibet kültürünü ve eğitimini korumaya çalışmıştır.
Nobel Barış Ödülü sahibi ve uluslararası en çok satan kitaplar listesinde olan Mutluluk Sanatı kitabının yazarı olan Dalai Lama ruhsal ve ahlaki bir devrim için şefkat ve bilgelik dolu bir çağrı yaptığı kitabını yazma nedenini önsözde şöyle açıklıyor
"Bu kitapta, 'Olumlu ahlaksal davranış' sözcükleriyle ne demek istediğimi anlatmaya çalışacağım. Bunu yaparken, ahlaki değerler ve dürüstlük üzerine başarılı bir genelleme yapmanın da bu konuda çok kesin konuşmanın çok zor olduğunu kabul ediyorum. Hiçbir durum, ne yazık ki tümüyle siyah ya da beyaz değildir… Geçmişte, insanların dine duydukları saygı, ahlaksıllığın, bir dinin ya da diğerinin peşinden koşan çoğunluklar arayıcılığıyla sürdürüleceği anlamını taşıyordu. Ama artık durum farklıdır. İşte bu nedenle, temel ahlaki ilkeleri oluşturmak için bir başka yol bulmak zorundayız… Bu bir din kitabı değil. Budizm hakkında bir kitap hiç değil. Benim amacım, ahlaki değerlere, dini ilkelerden çok evrensel ilkelere dayalı bir yaklaşım ortaya koymaktı…"
Ahlaki Değerlerin Temelleri, Ahlaki Değerler ve Birey, Ahlaki Değerler ve Toplum başlıklarıyla üç bölüm halinde bu ilkelere ulaşmanın yolunu ise şöyle açıklıyor yazar.
‘Kendi aslını tanımak…’
‘İçinde saklı olan özü ortaya çıkarmak, canlandırmak…’
‘Bir bakıma ‘yeniden doğmak’…
Barışı elde etmenin yolu ise; "Yeterli sayıda insanın kendi içimizdeki temel iyiliği ortaya çıkarması ve bu iyiliği yaşamlarını şiddet ve namussuzlukları ile ortaya çıkaran insanlara karşı kullanmasıdır ve onlarında sevgi ve şefkatle beslenmesini sağlamasıdır."
Kitaptan altını çizdiğim birkaç satır…
Duyusal isteklerimizi karşılamak tuzlu su içmeye benzer. İsteklerimiz karşılandıkça artar.
Mutluluğa giden yolun basamakları; Umut, sağlıklı olmak, dostlar, özgür olmak, belirli bir mülkiyet, aşk ve tutku, sabır, hoşgörü, doyum, sorumluluk duygusu, bağışlayıcılık.
Benim mutlu olma hakkım, başkalarının mutlu olma hakkından daha ağırlıklı değildir.
Disiplinsiz akıl bir fil gibidir. Eğer kontrolsüz bırakılırsa büyük zarara neden olacaktır.
Erdemli olmak bir eşeği tepeye tırmandırmak kadar zordur ama yıkıcı davranışlarda bulunmak kaya parçalarını tepeden aşağı yuvarlamak kadar kolaydır.
Sonuç olarak; "Zaman engel olunamayacak biçimde geçiyor. Yanlışlar yaptığımızda, saati geri alıp yeniden deneyemeyiz. Tek yapabileceğimiz, içinde bulunduğumuz zamanı iyi kullanmaktır. Bu yüzden, son günümüz geldiğinde, geriye bakarak dopdolu, üretken ve anlamlı bir yaşam sürdürdüğümüzü görebilirsek eğer, bu bizi biraz rahatlatacaktır. Pişmanlık duymamamızın yolu, yaşadığımız süre boyunca başkalarına sorumlu ve paylaşımcı bir tavır sergilediğimizden emin olmamızdır. İhtiyacımız olan tel şey; Kim ve ne olurlarsa olsunlar başkalarını sevmek, onların haklarına ve onurlarına saygı duymaktır…"
Yeni Bin Yılın Değerleri/Türkçesi/Emin Sınır/Dharma yayınları/2001