Ajans Bakırçay
2020-01-06 15:24:08

'Zaman'ın Peşinde...

Metin Sert

06 Ocak 2020, 15:24

Şehrin kalabalığına karıştığımda, kalabalık gürültülerdeki konuşmalar arasında, geleceği anlatan sözcüklere rastlayamadım yine. Hiç bir ses geleceğe gitmiyor, hiç bir söz yarınlara dokunmuyordu, kullanıldığı cümleler içinde.

Ufku iyiden iyiye körelip daralmış ve bulanıktı yarının bu kalabalık içinde.

“Yarın”dan kastedilen; sadece bugünden sonra gelen, ertesi gün...

Oysa “yarın”ın ne kadar da geniş bir anlamı vardı bir zamanlar?

Ve “gelecek”, “şimdiki zaman” içinde geçen tüm kurulu cümlelerde kullanıldığında, nasıl da “geniş zaman” içinde tüm insanlığın mutluluğu adına bir “gelecek zamanı” anlatıyordu?

****

Anladım ki; aydınları ve aydınlık sesleri kısanlar, tıpkı tüm ışıkların birer birer söndürülmesi gibi, toplumun sadece bugününü değil yarınını da karartmışlar. Bugünkü karanlık, öylesine kör karanlık olmuş ki; ne çok uzağa bakabiliyor insanlarımız, ne baksa da çok ileriyi görebilecek halde. Görüşlerindeki dar ufuk, ya bir bilmecenin ya da bir kaosun sarmalına saplanmış gibi...

****

— Günlük yaşıyoruz artık, diyordu esnafın biri.

— Sadece bugün eve ekmek götürebilmenin hesabı içindeyiz. Ertesi güne Allah kerim. Eve bir topan ekmekle döndüğümüz akşam, “çok şükür bugünü de kurtardık” diye düşünüyoruz. Ama hemen karabasanlar çullanıyor sonra. Yarın olduğunda herhangi bir senedin gazabına uğrayacağımız kabusu başlar mı diye düşünüyoruz... Yanındakinin az önceki esnafın sözlerine katılışı böyle olmuştu.

— Eskiden “halimize bin şükür” derdik ya? Ne sihirli bir sözmüş meğer. “Allah beterinden saklasın” diye de büyüklerimizden öğrenmiştik. Şimdi ne şükür kaldı halimiz için, ne beter. Beterin beterini mi yaşıyoruz yoksa?... diyordu bir diğeri de.

Ona göre, “beter,” "şimdiki zaman"ın adı olabilirmiş. “Şükür” ise, yıllar önce jübile yapmış eski bir milli futbolcumuzun soyadından ibaret kalmış...

****

“Kaç toplumda böyle bir ruh hali oluşmuştur?” diye düşündüm. Bir toplum düşünün, bugüne bakmaktan korkuyor, ama yüzünü geleceğe ve yarına dönmeye de cesareti yok. Varolan: şimdiki zamana esaret!

Yönetenlerin her icraatı, onları modern bir köleliğe doğru bir adım daha yaklaştırıyor, bu anlamda daha ileri götürüyor. “İerledik, ilerliyoruz” sözleri, bunu yansıtıyor hayatımızın gerçekliği içinde.

****

Ve bir toplum düşünün; bu yüzden ufku daralmış veya daraltılmış, geleceğe de umutla bakamadığından, geçmişine ve her geride bıraktığı güne özlem duyuyor! “Bugün dünden, her gelen gün de bugünden daha güzeldir” felsefesi bile, hayatlardaki gerçek ifadesini bulamadığından, kaldırılıp da tarihin çöplüğüne atılmaz umarım.

Sadece, "yitik bir zamanı kovalama" heyecanı var insanların içinde... Artık geniş zamanlar içinde “daha iyi yarınlar, daha güzel gelecek” şeklinde kurulmuyor cümleler.

Tüm zamanlar içindeki cümlelerin üstüne basa basa yükselen tek cümle: “Hey gidi günler hey!” Buna “nostalji” diyebilmek mümkün mü? Böyle demek korkunç bir yanılsama olur.

En doğru tanım, ancak toplumun sosyo-ekonomik yapısının şekillendirdiği ruh halinin bir analizinin yapılmasıyla ortaya çıkabilir. Çünkü tanıdığım tüm hayatlar: paramparça... Sadece son dönemlerdeki giderek artan intihar olaylarına bile böyle bir pencereden bir bakılsa...

Ve bu toplum, asla geleceğe dönük değil, hep geçmişe dönük yaşıyor. Asıl bilmece de burada: Geçmişe özlem, hangi “geçmiş zaman”ı kapsıyor acaba?

“Yeni” ve “yenilik” kavramları da artık eskimiş toplumun değer yargılarında. Ya da çürümüş. Gerçek bir lider yetiştiremeyen, ama hep ucuz kahramanlar üreten bir toplumda, eski liderler bile yeni partilerle meydanlarda yeniden arz-ı endam eder. "Yeni" anlayışı bile eski...

O esnaflarla tüm bunları konuşmaya zamanım yoktu tabii. Onun yerine, koltuğumun altında tuttuğum gazetenin o günkü manşetini ve sayfanın yarısını kaplamış o muhteşem resmini gösterdim. Ve şöyle bir alt yazı vardı haberde: "Aslında 60 yıldır hep aynı parti iktidar, aynı zihniyet yönetiyor, ülkeyi ve halkı soyanlar hep aynı... "

Ayrılırken, dudaklarımdaki gülümseme arasından fırlayan, “yitik zaman”a ait tek anlamlı cümle şöyledi:

— Asıl vaz geçmeniz gereken; her zamanki alışkanlıklarınız ve sizin lider dediklerinizdi. Bizim kurduğumuz o cümleler ve hayaller değil. Ne çabuk unuttunuz? Bu memleket için en güzel şarkıyı biz bestelemiştik!...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.