“…Bu yılın son yazısını yazmadan önce şöyle bir baktım yazdıklarıma, Dünden ve Bugünden memnun olmadığımı gördüm, Yarından da ümitli değilim…” 2023 ün son satırları bunlar ve 2024 ün ifadesi al birini vur ötekine veya gelen gideni aratırmış. Ve devamında gördüm ki dert aynı, derman aynı. Kanayan yaraya pansuman dahi yapılmamış, aksine yeni yaralar açılmış, sindirilip susturulan vatandaş için her şey sıradanlaşmış kaderine razı. Yetmemiş borçlu belediyeler cumhurbaşkanının talimatı ile ekonomik olarak silkeleniyor!
Yürütmenin başında ki kişinin sözü ve işaretinin emir sayıldığı, onun talimatı olmadan yasama ve yargının hareket edemediği ortamda kuvvetler ayrığı ilkesi yok edilmeye devam edildiği bir yıldı 2024.
Anayasa yine yok hükmündeydi ve değiştirilmesi için uğraş verenlerin hedefi RTE yi bir defa daha seçtirmekti. Bunun için ellerindeki koz PKK terör örgütü ve onun İmralı’da ki elebaşı ile siyasal temsilci DEM’di… Hani şu yerel seçimlerde CHP’nin iş birliği yaptığı ve Demlendiğini iddia ettikleri parti. Demlenme şimdi Cumhur İttifakındaydı. Dün ip atanlar bugün el uzatıyor ve gelinen son noktada el yükseltip DEM’li iki milletvekili İmralı’da terörist başını ziyaret ederek onun yeni çözüm sürecindeki mesajını paylaştılar “Çözüm yeri TBMM’dir ve terörist başı silah bırakın çağrısı yapmaya hazırdır.” Yarın ne olacağını bilmiyoruz ama teröristle yeni atılan bir başka adım daha vardı gündeme yansıyan Suriye de iktidara el koyan terör örgütü liderleri kravat takıp ceket giyince bir anda sayın statüsüne girdiler aynı bir zamanlar Sayın Öcalan güzellemesi gibi.
Milli Eğitim Bakanlığı dindar ve kindar nesil yetiştirme yolunda yeni adımlar atmaya ve ÇEDES projesi kapsamında dinci vakıflarla protokol imzalamaya, okullara din görevlilerini atamaya devam ettiler.
TÜİK’in açıkladığı açlık, yoksulluk sınırı rakamları açları ve yoksulların arttığını belirtirken, bir eli, yağda bir eli balda birkaç yerden maaş alıp devletin malı deniz, yemeyen domuz anlayışında olanlar halen varlıklarını sürdürmeye devam ediyor…
Ve 2024 ü uğurlarken gündemdeki birkaç konuya bakalım 2025’e nasıl giriyoruz…
Tabii ki ilk konu yine ekonomi asgari ücret 2025 yılı brüt 26.005,50 TL, net 22.104,67 TL olarak açıklandı. Artış oranı %30, enflasyonun resmi olarak %47 olarak açıklandığı, vergi ve harç bedellerine %43,93 zam yapıldığı, açlık sınırının 20.561,65 TL. olduğu ortamda Cumhurbaşkanına göre işçi enflasyona ezdirilmemişti. Yandaş medya ve partinin bazı başları ise döktükleri timsah gözyaşları ile ne şiş yansın ne kebap derdindeler…
Suriye’de yaşananlar tabii ki Türkiye’nin gündeminde ki en önemli konulardan biri ancak bu pilav çok su götüreceğe benziyor şu anda kimin eli kimin cebinde belli değil. Ne mi olur onu birkaç gün sonra gündemde incelemek üzere demiştim Aralık başında ki yazımın sonunda….
Suriye’de Dera şehrinde bir grup öğrencinin 15 Mart 2011 de okul duvarına “Ey doktor(Esad) şimdi sıra sana geldi” yazmasıyla başlayan isyanlardan 13 yıl sonra 27 Kasım 2024’te, Muhalifler kuzeybatı Suriye’de ani bir taarruz başlattı 8 Aralık 2024’te ABD destekli Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) ile diğer isyancı güçler 13 günde başkent Şam’ı ele geçirdi. 61 yıllık Baas Rejimi, 54 yıllık Esad ailesi devri, 24 yıllık Beşşar Esad yönetimi sona erdi ‘Suriye Kurtuluş Hükümeti’ kuruldu…
Sünni, Kürt, Dürzi, Türkmen, Hristiyan ve Nusayri olmak üzere etnik ve dini grupların etkin olduğu ülkede hakim görülen güç Sünni dinci HTŞ terör örgütü olduğu kesin. Bunun yanında özellikle Türkiye’yi ilgilendiren PKK/PYD/YPG ve SMO nun gelecekteki durumları şimdilik belli değildir. Ancak yapılan pazarlıklarda bu grupların Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılacağı ve Trump’ın iktidarı devralmasıyla kesin sonuca ulaşacağı aşikardır.
Muhalif güçlerin harekatından önce iki tarihe ve olaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
İlki ABD kaynaklı Ortadoğu’da 23 ülkenin (Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, Türkiye, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Yemen, İran, Pakistan ve Afganistan) sınırının ve içinin değişeceğini ilan eden "Birleşik Ortadoğu Projesidir". O günün Başbakanı Erdoğan 2003 yılında BOP Eş Başkanı olduğunu ilan etmişti.
Diğeri ise "7 Ekim 2023 de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısıyla" ve akabinde İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırıma varan saldırılarıyla devam eden ve diğer ülkelere yönelik saldırılarında ki süreçtir…
Bu tarihlerin birbirleriyle bağlantıları ve BOP projesinin kapsamı incelenmeli ve Suriye’de gelişen olaylar ABD’nin etkin yönlendiriciliği ve İsrail’in etkinlik alanını genişletmesi ile Türkiye bu sürecin sonunda kazanan taraf olacak şekilde bir politika yürütmelidir.
ABD’nin "Büyük Ortadoğu Projesi", bir yönüyle İsrail’i genişletme ve ikinci bir İsrail yaratma projesidir. Proje, "İsrail-Kürdistan" ekseni üzerine kuruludur. ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınlanan haritada, Diyarbakır, sözde Kürdistan, gerçekte İkinci İsrail devleti içinde gösterilmektedir.
O günkü Başbakan Erdoğan’ın 16 Şubat 2004 Teke Tek programında yaptığı açıklama ise sanki bu günlere işaret etmektedir.
"Şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım."
Abdullah Öcalan, 29 Eylül 2006 günü gazetelerde yer alan açıklamasında, Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu Projesindeki görevini desteklediğini söylemektedir.
Ve bugün geldiğimiz noktada 7 Ekim Hamas saldırısı bu projenin uygulamaya alınması için işaret fişeği olmuş, Türkiye’de İmralı’ya giden heyet uzatılan barış çubuğu ve arkasından Suriye’de rejim değişikliği atılan adımın ara halkasıdır. Son halka ne zaman atılacaktır ve çember kapatılacaktır bilinmiyor ancak bilinen bir gerçek var İsrail adım adım Türkiye ile sınır komşusu oluyor.
Ve de bekliyoruz 11 Aralık Diyarbakır toplantısında nasıl bir mesaj verecek Cumhurbaşkanı, Diyarbakır bir yıldız olacak mı?
Bir diğer gündem konusu; 16 Ocak 2025 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nda durumları görüşülecek olan Mustafa Kemal’in Askerleri Teğmenlerle ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, emekli askerlere sokağa çıkarak basın açıklaması yapmaya çağırmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bağcıoğlu hakkında 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası ve 1632 sayılı askeri ceza kanununun 95. Maddesine (Hilafı salahiyet askerlik işleri için toplananlar ve müzakere yapanların cezaları) muhalefet suçlarından resen soruşturma başlattı. İşte Demoklesin kılıcından biri daha diyeceğim bir konu ama konuya bir başka açıdan baktığımda gördüğüm şu;
CHP kurumsal olarak Genel Başkanın toplantı ve mitingleri haricinde il ve ilçelerde eylemsel toplantı, miting yapamıyor yaptıkları da çok cılız kalıyor. Bunun son örneklerini Menemen’de devrim şehitleri Atğm. Kubilay, Bekçiler Hasan ve Şevki beyleri, Konak’ta İsmet İnönü’yü anma törenlerinde gördüm. İlkinde şimdiye kadar gördüğüm en az katılımlı toplantıydı ki CHP Genel Başkanı oradaydı…İkincisinde ise CHP lilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi STÖ leri ile sayı elliyi bulamamıştı. Hal böyle olunca Bağcıoğlu emekli askerlerden medet ummuş olmalı ki haklıdır da…Ama soruşturma açmak hele katılanları da sorumlu tutacak bir maddeden soruşturma açmak bir talimat gereği olabilir mi acaba?
Üç yıldır yeni yıla girerken aynı dileğim dördüncü yılda yine devam ediyor… 2020 depreminde hasar gören binamızın güçlendirmesinin tamamlanarak yeni yılda göçebelikten kurtulmak… Tabii ki diğer depremzedeler içinde halen çadırlarda konteynerlerde yaşayanlar içinde geçerli bu dileğim…
2025 yılının gideni aratmayacağı, şu anda içinde bulunduğumuz durumdan daha kötü günler geçirmeyeceğimiz, Anayasamızın Başlangıç bölümünde belirtilen ilkelerin uygulandığı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletine sahip olmak ümidiyle yeni yılda sağlıklı, huzurlu, güvenli, bol kazançlı, sevgi ve mutluluk dolu bir yaşam diliyorum. Yeni yılınız kutlu olsun…
2024 de sürçü lisan ettikse af ola… Kalın sağlıcakla…