Efsaneye göre; M.Ö. 4. Yüzyılda Siraküza (İtalya’nın Sicilya Özerk Bölgesi’nde Antik Yunan çağında bir koloni devleti) Kralı Dionysos, kral olmanın çok rahat ve güzel olduğunu savunan dostu Demokles’e (Damokles) ders vermek için onu yemeğe davet eder. Onu ince bir sicimle tavana bağlanmış ağır bir kılıcın altındaki koltuğa oturtur ve ona iktidarın aslında ne kadar zor olduğunu gösterir. Bu eski Yunan efsanesinden kaynaklanan Demokles’in kılıcı deyimi, Kral Dionysos’un krallığı süresince büyük tehlikeler ve korkular yaşadığını ifade etmektedir.
İşte bugün bu kılıç akp iktidarınca kendisine karşı olanlara korku, baskı ve yarın ne olacağının bilinmezliği içersin de bir tehdit unsuru olarak bitmeyen soruşturmalar ve uzun bir sürece yayılan adli davalarla sürdürülmektedir…
Demokles’in Kılıcı başlıklı ilk yazımı İnternet Andıcı davasıyla ilgili yazmışım 2011 de “…Daha nereye kadar devam edecektir bu kin, bu nefret, bu intikam duygusu? Tüm TSK personeli tutuklanıncaya ve teslim oluncaya kadar mı?”
“…Demokles’in Kılıcı daha ne kadar sallanmaya devam edecek? Yeni oyunun konusu ne, ne zaman sahneye konacak aktörleri kimler? Bekliyoruz ne zaman perde denilecek…” sorularını sormuşum…
Dün, Bugün, Yarın başlıklı 2023 yılında yazdığım bir yazımda Demokles’in Kılıcı na yine değinmişim “…Perde denilmekte gecikmedi ve ardı ardına gelen davalarla ‘TSK’yı Bitirme Planı’ uygulanmaya başladı. Gelinen nokta ortada. Ancak yetmemiş ki kılıç sallanmaya devam ediyor…”
2024 de 28 Şubat davasıyla ilgili yazımda konu yine Demokles’in kılıcı ve kılıç sallanmaya devam ediyor o günde.
Ve aylardır 2024 devresi Harbiye’den mezun olan teğmenlerin resmi diploma töreninden sonra kendi aralarında ki yemini ve haklarında açılan soruşturmayı konuşuyoruz, tartışıyoruz.
Her konuda Cumhurbaşkanının talimatlarıyla hareket eden iktidarın Milli Savunma Bakanına göre suçlu teğmenler tespit edilmişti ve “TSK Disiplin Kanunu’nda ‘Hizmete engel davranışlarda bulunmak’ Devletin ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmak suçundan TSK’dan ayırma cezası ile cezalandırılmaları için KKK lığı Yüksek Disiplin Kurulunda 25 Kasım 2024 tarihinde dosyaları görüşülecekti. Yani Cumhurbaşkanının “…Kim olursa olsun, bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz…” hükmünün resmileştirileceği açıklanıyordu!
Hiçte umurlarında değildi olayın gelişmesi, bu aşamada teğmenlerle komuta kademesi arasında yapılan görüşmeler verilen savunmalar ve bunların ilgili kanun ve talimatlar çerçevesinde izlenecek kanuni süreç.
Gerçek olan şudur ki disiplinsizlik suçunu işlediği söylenen Teğmenlerin bu suçtan dolayı haklarında karar verecek yer Yüksek Disiplin Kurulu değildir. Verilmesi istenilen ceza TSK’dan ayırma değildir. Bu sonuca gelinceye kadar sıralı amirlerince disiplinsizlik suçundan takdir hakkı kullanılarak verilecek “Uyarma, Kınama, Hizmete kısmi süreli devam, Aylıktan kesme, Hizmet yerini terk etmeme, Oda hapsi cezaları” vardır…
Bunların hepsi göz ardı edilerek 25 Kasım’da KKK lığı Yüksek Disiplin Kurulunun toplanmadığı, önce 2 teğmen iken 5’e çıkarılan ve 3 üst amirinin de eklenmesiyle 8’e ulaşan subaylar dosyaların kurula gelmediği Teğmenlerin avukatı tarafından duyurulurken resmi açıklama bir hafta sonra yapılıyordu dosyalar kurula ulaşmıştı ve gereği yeni bir toplantı ile yapılacaktı.
Bu süreçte Cumhurbaşkanının yine hüküm demeci vardı siyasi rant adına akp grup toplantısında söylediği; “…Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapa teğmenlerin, yarın neler yapabilecekleri kim bilebilir… …kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir…? sözleri bu sürecin daha devam ettirileceği ve Demokles’in Kılıcının toplum üzerinde bir korku ve baskı aracı olarak kullanılmaya devam edeceğidir…
Ve bugün ‘Demokles’in Kılıcını’ sallandırmaya devam ediyorlar aynı ‘Ergenekon, Balyoz, Casusluk, 28 Şubat, İnternet Andıcı kumpas davaları’, aynı ‘Gezi davası’, aynı ‘28 Şubat davası’, aynı ‘ahmak davası’, aynı hakaret davaları’, aynı ‘Nasuh Mahruki davası’, aynı ‘Kayyum atamaları’, aynı ‘Fatih Altaylı, İsmail Saymaz davası’, aynı ‘belediyelerin SGK na olan borçlarının ödenmesi’, gibi ve de sonuncusunu ekliyorlar kılıcın ucuna “Mustafa Kemal’in Askerlerini”…
Ancak şunu da unutmayalım ki Teğmenlerin kılıcının ucunda kin ve nefret, korku ve baskı yoktur onların kılıçlarının ucunda "Ulu Önderleri Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi ve saygı, ilkelerine bağlılık, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ülkenin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyetin devrim ve kazanımlarına yüce Türk ulusunun namus ve şerefine sahip çıkmak, aziz vatanın her karış toprağını korumak ve kollamak vardır."
Mustafa Kemal’in Askerlerine sevgi ve saygıyla…