On parmağında on marifet sözüne örnek kişilerin varlığına oldum olası hep gıpta etmişimdir.
Onlardan biri de Karşıyaka’daki arkadaşım Nüket Hürmeriç…
Siz değerli okurlarım onu Ajansbakırçay’dan tanıyorsunuz. O güzelim sanat etkinliklerini anlatan yazılarıyla… Evin İlyasoğlu’nu anımsatan o sanat aromalı okunası yazılarıyla…
Ancak, eksik tanıyorsunuz. O da yazılarında zaten diğer özelliklerine değinmiyor hiç.
Nüket Hürmeriç öncelikle mühendis bir bayan…
Ankara Devlet Mimar ve Mühendislik Y.O. Makine Bölümü mezunu…
Makine mühendisi yani…
Ama sadece mühendis değil…
Devlette ve özel sektörde mühendislik yaparken Dil Derneği’nde çalışarak Türkçe Sözlük hazırlanmasına katkıda bulunmuş…
20 yıl çok sesli korolarda korist, soprano, mezzosoprano olarak görev alırken, piyano, gitar, armoni dersleri de alarak müzikle olan bağını iyice geliştirmiş/pekiştirmiş.
Başka bir kimliği de edebiyatseverlik…
Edebiyatseverliğini daha da ileri noktalara taşıyarak edebiyatçı kimliği kazanmış biri. Şair…
Yazdığı şiirler besteleniyor, Şiir çevirileri yapıyor.
Şiirin yanı sıra öykü ve deneme türünde yazıları da birçok yerde yayınlanıyor. İngilizce çeviriler yapıyor,
Kitap kurdu olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?
Otobüste, tramvayda, vapurda hayran hayran sağa sola bakanlardan değil, başını kitap sayfalarına ya da gazete ve dergilere gömen bir mühendis…
O da yetmiyor olmalı. Daha başka ilgi alanları keşfetme yolculuğunu sürdürüyor.
Resim ve fotoğrafçılıkla ilgileniyor.
Kısaca… Kültür ve sanat dünyamızda yer alan konuları takip eden, içinde yer alan bir özne kişilik… “Gökyüzü Kuş Yağmuru” adlı şiir kitabı ve Deneme türündeki “Ezgiler Düşünler” le karşımıza çıkacağını hesap edebilmeliydik aslında.
Onca birikimin ve yaşanmışlıkların kitaba dönüşebileceğini görmek/ tahmin edebilmek kehanet olmasa gerekti.
Sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Pek çok kitap okudum hele şu Koronavirüs salgını sürecinde…
Ezgiler Düşünler kadar kısa zamanda bitirdiğim bir kitap olmadı dersem mübalağa etmiş olmam.
Kitap iki ana bölümden oluşuyor.
İlk bölüm “Ezgili Düşünler”; Atatürk ve Müzik, Dünden Bugüne Müzik Tartışmaları, Bürokrasi-Amatörlük- Profesyonellik vs, 19 Mayıs 1919’u Oratoryo ile Kutlamak, Seslerin Dünyasından, Dinleyici Bakışıyla Hikmet Şimşek Konserleri İzlenimleri, Romeo ve Juliet Balesi Gecesinde, Carmen ve Nadir’in Şarkısı, Pop ve Popüler Müzik Söyleşileri, Müzik ve Dostluk, Konserler İptal Edilmeyince, Amatör Bir Şarkıcının Serüvenleri başlıklı müzik tarihi, kültürü ve yazarın gittiği konserlerle ilgili izlenimlerimi aktardığı yazılarından oluşuyor…
İkinci bölüm “İçten Düşünler”; Söyleyemediklerimiz, Adetler… Alışkanlıklar… Kalıplar, Annemin Annesi Olmak, İç Dökmelerim… Kibarlık ve Mertlik, Tutarsızlıkların Gölgesinde, Sakallı Dünyalar, Saygı, Kıştan Çıkıp Tiyatro, Sinema Derken… 17.Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, 5.Uluslararası İzmir Tiyatro Festivalinden İzlenimler, Hep Mayıs… Dünden Bugüne Nisanlar, Bir Şiir Doğarken, Sonunda, Bir Kitap Kurdunun Serüvenleri, başlıklı hayatından kesitler, anılar ve sanat etkinliklerinden oluşan otobiyografik hatta kişisel gelişime örnek gösterilebilecek yazıları yer alıyor.
Kitabın her bölümünden küçük kesitler vermek isterdim ama kitabı okuyarak bu zevki tatmanızı arzu ederim. Gene de bir şeyler söylemiş olayım…
Kitabın birinci bölümünde Atatürk’ün müzik ile ilgili görüşlerini ve yaptıklarını vurguladığı Atatürk ve Müzik’te cumhuriyetin ilk dönemlerindeki müzikle ilgili gelişmeleri bu yazıda öğreniyorum. Atatürk’ün yeni harfleri halka daha kolay ezberletmek amacıyla kendisi de katkı vererek 1928 de bestelettiği ve sadece harflerin söylendiği “Harfler Marşını” biliyor muydunuz? 1 Kasım Harf Devriminin 93. yılında radyo ve televizyonlar, bu marşı hatırlasalardı ne iyi olurdu.
Müzik ve kitap iki büyük aşkım. Ne ondan ne öbüründen vazgeçerim.
Müzik ve kitap mı yoksa arkadaş mı, sorusuna müzik ve kitap diyerek arkadaştan vaz geçeceğini örnekleriyle anlattığı Müzik ve Dostluk'un son satırlarında bunun gerekçesini şöyle açıklıyor: "Müzik, opera, sanatta stres yoktu, saygısızlık yoktu, ruha şifa yanıyla her zaman yanımızdalar…"
Annenin Annesi Olmak ’ta, yaşlanan annenin annesi olan kızın serüvenleri ama edebiyatla, tiyatro ile iç içe. Romalı Çiçero, Yunan Epicure’den Muzaffer İzgü’ye uzanan ve daha başkaları psikoloji, mizah, gençlik romanları…
Sanat ve kültürle yoğrulan hayatında bunlar uğruna aşktan ve sosyal hayattan vazgeçebilen Nüket Hürmeriç’in kulağımıza küpe olacak bize sağlıklı ve mutlu günler için yol gösterecek satırlarından seçtiklerimle son söz…
Müzik ruhun gıdasıdır, şifadır, sessel estetiktir. İçinizde ki müzik hiç dinmesin, Viva la musica! (Yaşasın Müzik).
Ben erkeğim, ben kadınım demeden, ben insanım dediğimiz, birbirimizi saygıdeğer insan olarak gördüğümüz, susmayıp çözümler üreterek sağlıklı iletişimler kurulması ümidiyle, barış ve huzur özlemiyle, en derin saygılarımla, ama gönülden saygılarımla. Sanatla, umutla. İyi çalış, iyi eğlen! Bol ve kaliteli müzik dolu günler. Bol kitaplı, bol şiirli günler…
* ( Ezgiler Düşünler/Hayal Yayınları/Deneme/2021)