"Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz."
Diyenlere "halt etmişsiniz" dediğimin nedenini daha sonra açıklayacağım. Ama önce şunu söylemem gerekir. Dışişleri, İçişleri bakanları, Beştepe kafanızı hiç yormayın, o bu büyükelçilerin notasına karşı hamasine söylediğiniz sözler milletin gazını almaktan başka işe yaramıyor, büyükelçileri bakanlığa çağırıp had bildirmek de yetmez. O zaman ne yapacaksın sen bunlara, bu ülkelere haddini mi bildirmek mi istiyorsun "persona non grata", "istenmeyen personel" ilan edebiliyormusun? Gerisi palavra hadi hodri meydan!
Yapabilir misin? Zor. Neden mi?
Hani o askerlerimizin başına çuval geçirdiklerinde ABD ye nota veremeyenler "ne notası, müzik notası mı?" diyenler için zor.
Hele Trump’ın yazdığı mektupta "…Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım…" sözlerini sineye çekenler için zor…
Zorluğu yenmenin yolu ulu orta konuşmak değil, gereğini yapmaktır. Büyükelçilerin nezdinde o ülkelere haddini bildirmektir. O büyükelçiler Türkiye’de elçidir, o devletin temsilcisidir ve görevleri uluslararası kurallarla sınırlıdır. O sözleri o ülkelerin devlet başkanları, başbakanları, bakanları söylese cevabını aynı statüde verirsin ama büyükelçilerin hele 10 ‘unun bir arada böyle açıklama yapmaya yetkileri de yoktur, hakları da…
Tabii bu konu da iğneyi kendimize de batırmamız gerekir devletin bir memuru üst düzeyde olsa yabancı bir ülkenin siyasi kişileri ve devlet adamları hakkında konuşabilir mi? Örnek mi bakın Beştepe’de İletişim Başkanına ne farkı var bu büyükelçilerden.
Bu 10 büyükelçinin söylemlerine karşı o ülkelerde ki büyükelçilerimizin elleri armut mu topluyordu? İki satırla neden o ülkeleri hizaya sokamadılar?
Hani bizim dostumuz olan ülkeler, nerede o ümmet çağrısı yaptıkları, nerede o mazlumların sesi olarak koruyup kolladıkları ifade edilen ülkelerin büyükelçileri, onlar o 10 ülkeye neden hop dedik diyemediler?
Sorular daha çoğalır gider asıl olan bu soruları sordurmadan gereğini yapmaktır. Dışişleri Bakanlığı Beştepe’den yapılan bu büyükelçilerin istenmeyen personel ilan edilmesi için verilen direktifi nasıl yerine getirecek, getirebilecek mi? Yoksa gündemi karartmak uğruna sürüncemede bırakmayı mı tercih edecek.
Devlet ve Onur…
Bu iki kavramın iktidar tarafından ne anlama geldiğini bu olaydan sonra öğreneceğiz.