İlki 14 Mayıs ikincisi 28 Mayıs’ta iki turlu olarak yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin tamamlanmasını ardından Yüksek Seçim Kurulu sonuçları açıkladı, milletvekilleri yeminin ardından Cumhurbaşkanı yeminini yaptı. Bakanların açıklanması ile seçim süreci tamamlandı…
Şimdi beklentimiz yürütme ve yasama organı olarak görev yapacak Cumhurbaşkanı, bakan ve vekillerin ettikleri yemine sadık kalarak görev yapmalarıdır. Özellikle, Devletin ve milletin varlığı ve bağımsızlığını, bütünlüğünü, egemenliğini koruma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalma, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ve Anayasaya sadakat ilkelerine uymalarıdır. Bu yemin namus ve şeref üzerine yapılmıştır, uymayanların, sadık kalmayanların hakkında söylenecek olumsuz sözler veya düşünceler yemin metninde açık ve nettir.
Mart ayında ilan edilen seçim kararı ile 3 aylık bir sürede seçimle yattık, seçimle kalktık. Şimdi partilerin kazanan ve kaybedenler üzerinden değerlendirmeler yapılırken Türkiye’nin kaybettiğini bir önceki yazımda belirtmiştim. Özellikle ekonomik alanda ki çöküntünün giderek derinleşeceği ve bizleri zor günlerin beklediğidir.
Muhalefet seçim sonucunda beklediği değişim ve dönüşümü gerçekleştiremediği gibi Cumhuriyet tarihinin belki de en milliyetçi-muhafazakâr- dinci iktidar bloğunun oluşmasını sağladı. Bu başarısızlığın ilk faktörü daha başında ceketin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesiydi.
Haziran ayında yapılması gereken seçimlerin öne alınarak bir erken seçime evet denilmesi,
Anayasa gereği aday olması mümkün olmayan RTE nin adaylığının kabulüne itiraz edilmemesi ve tüm yargı yolları tamamlandığı gerekçesiyle AİHM ye başvurulmaması,
Seçmen listelerinin tartışmalı bölümlerinin özellikle yabancıların, sığınmacıların oy kullanmaları ile ilgili konuların yeteri kadar araştırılmaması, konunun bir dedikodu sürecinde bırakılması,
İktidarın devletin tüm imkânlarını kullanarak seçim meydanlarında boy göstermesine karşın bu konuda denetleyici ve karar verici makamlara itirazların yapılmaması,
Kin, nefret ve ayrıştırıcı bir dille toplumu bölen ve ayrıştıran bunu oya tahvil etmek isteyenlere karşı suç duyurularında bulunulmaması,
Ve de yanlış iliklenen düğmenin ardından daha pek çok yanlışlarla dar gelen bir ceket ve ortaya çıkan yamalı bohça…
YSK nın açıkladığı resmi sonuçlarla ilgili rakamlar son bölümde verilmiştir. Bu sonuçlara göre;
İki seçmenden biri tek adam düzenine sözde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine “Hayır” demiştir.
Tek Devlet, Tek Millet ilkesi; Tek Devlet, İki Millet hatta Tek Devlet, Bir Millet, Bir Ümmet’e dönüşmüştür.
Yaptıkları, yapacaklarının teminatı olarak seçim propagandasını yürüten Cumhur İttifakının güdümünde;
TC Devletinin bağımsızlığı bu seçim sonucu ile artık emperyalizmin esiri ve emperyalist devletlerin güdümünde müstemleke ülkesi görünümünde olacaktır.
Bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini yitiren yargı bu yolda yürüyeceğini Türkiye İşçi Partisi (TİP)’den Hatay Milletvekili seçilen Gezi Davası tutuklusu Can Atalay’ın dosyasının Yargıtay’da incelenerek serbest bırakılmasını engelleyerek göstermiştir.
Tarikatlar ve cemaatler Anayasa ya aykırı olarak faaliyetlerine daha özgür bir ortamda devam edeceklerdir.
Kadınların özgür, eşit ve Anayasal yaşam hakları sorgulanacak değiştirilmeye çalışılacak ve yaşamsal zorluklar sıradanlaştırılacaktır.
Tek adam rejimini destekleyen büyük sermaye grupları iktidarın teşviklerinden, vergi bağışıklıklarından, kar garantili yatırımlarından yaralanmaya devam ederken, kazançların karşılılığını da kişi ve yandaş kurumlara manevi ve de özellikle maddi olarak ödeyerek güçlerini koruyacaktır.
3 Y, Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar; Yalanlar, Yandaşlarla artarak devam edecektir.
Güçler ayrılığı ilkesi Anayasa da yazılı bir metin olarak kalmaya devam edem edecektir.
Yok, edilen medya özgürlüğünün de baskı artarak devam edecektir.
Özet olarak TC Devleti Anayasası uyulması gereken bir yasa olarak değil sadece yazılı bir metin olarak kalmaya devam edecek uygulanan otokrat/otokrasi rejim siyasal İslam’dan radikal İslam’a döndürmek hedef olacaktır.
Bu günlere gelmemizde suçlu kim gelin bunun cevabını bugün ölümünün 60 yılında rahmetle anacağımız ozan Nazım Hikmet’ten alalım.
“Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer,
Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak,
Kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama
Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”
Türkiye bunları hak ediyor mu? Hayır. Ama bunları kabul eden ve bu şartlarda yaşamayı arzu eden bir kesim var, biat eden, sormayan, sorgulamayan…
Diğer kesim laik, demokratik, çağdaş kesim ise pes edecek mi? Hayır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ““Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Sözü bizlerinde bir yol göstericisi olarak mücadeleye devam edeceğiz gerçeğidir.
YSK açıkladığı kesin seçim sonuçlarına göre; Cumhurbaşkanı seçimi ikinci oylamasında yurt içi ve yurt dışında toplam 64.197.454 kayıtlı seçmenden oy kullanan seçmen sayısı 54 milyon 023 bin 601 katılım oranı yüzde 84,15 dir. Recep Tayyip Erdoğan 27 milyon 834 bin 589 oy alarak yüzde 52,18 oranında toplam oy oranına; Kemal Kılıçdaroğlu 25 milyon 504 bin 724 oy alarak yüzde 47,82 oy oranına ulaşmış ve Recep Tayyip Erdoğan 13 ncü Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Milletvekili Genel Seçim sonuçları çizelgesi aşağıdadır. Bu sonuçlara göre;
Cumhur İttifakı: 323; AK Parti 268/263 (DSP-1, HÜDA-PAR-4) YRP 5, MHP 50
Millet İttifakı: 212; CHP 169/130 (DEVA-14, Gelecek Partisi-10, Saadet-10, DP-3, İYİ Parti-1, TDH-1), İYİ Parti 43/44
Emek ve Özgürlük İttifakı: 65; YSP 61/58 (EMEP-2, TÖP-1), TİP 4 olarak mecliste toplam 16 parti, 600 milletvekili ile temsil edilecektir. Ancak rakamların her an değişeceği göz ardı edilmemelidir.
03.06.2023
HAMİŞ:
(Hamiş; mektup yazılıp bittikten sonra altına konulan kısa not)
Yukarıda ki “Seçimin Ardından” yazısını bloğumda yayımladıktan kısa bir süre sonra ki gelişmeleri de sıcağı sıcağına değerlendirmek gerektiği düşüncesiyle;
Ülkenin yarısının kendisine hayır dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan yeminini yaptıktan sonra itibardan tasarruf olmaz anlayışı ile verilen yemekte yerli ve yabancı konukların huzurunda yaptığı konuşmada;
“85 milyonun tamamını bağrına basacağını,
Bölgecilik ve particilik yapmadığını,
Ülkemizde gayretli bir muhalefetin olmadığını ve kendi küçük hesaplarının peşine düştüklerini,
Türkiye’nin birliği ve beraberliğine her zamandakinden daha fazla ihtiyacı olduğunu,
Seçim dönemindeki kırgınlıkları, küskünlükleri yok sayarak barışmanın yollarını aramayı,
Gazetecisi, yazarı, sivil toplumu, sanatçısı, siyasetçisiyle tüm muhalefet cenahının artık milli irade ile barışmasını, Türkiye’nin büyük bir kucaklaşmaya ihtiyaç olduğunu,
Bunun için ülkenin tamamında kardeşlik seferberliği başlatmaya davet ederken, gün bir olma, beraber olma, bin yıllık kardeşliğimizi perçinleme günü olduğunu” belirtmiş.
Bu sözlere siz inandınız mı, ben inanmadım. 3 Y lerden biri olarak yabancı konuklara yönelik algı yönetimi olarak yapılmıştır. Bu konuşma Erdoğan’ın karşısında ki ekrandan promterden okuduklarıdır, önüne konulan yazılı metindir, aklında ki değildir. Aklında ki oy aldığı seçmeni harekete geçirecek seçimde ki söylevleridir. Dolayısıyla bu konuşmanın hiçbir kıymeti yoktur ve yok hükmündedir.
Açıklanan bakanlar listesine gelince;
Bakanlar kim olursa olsun asıl bakan RTE dir talimatla geldiler, talimatla iş yapacaklar, uymadıkları takdirde aflarını isteyerek gideceklerdir.
Tek bir kadın bakana yer verilmesi ise ittifakta ki dincilere kadına bakışın bir ifadesidir.
Sadece merak ettiğim ekonomide yeni bakan nas a mı bakacak yoksa ekonominin kurallarını mı yerine getireceğidir…
Hakkında fikir yürüteceğim bakan ise sınıf arkadaşım Milli Savunma Bakanlığına atanan Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’dir. Eski bakan Hulusi Akar’dan sonra TSK ya ilaç gibi geleceğinden eminim. Özellikle siyaseten değil stratejik MSB ı yapacağını ve bizleri germeyeceğini düşünüyorum…
Ve de bu satırları yazdıktan sonra gördüğüm sınıf arkadaşım Yüksel Koçkar’ın yorum olarak gönderdiği https://medium.com/@sin.alper/kaybedilmi%C5%9F-se%C3%A7imin-sosyal-psikolojik-otopsisi-10152f073167 bağlantısında ki konuların muhalefet tarafından değerlendirilerek yerel seçimlerde yol haritası çizilirken göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum….