Gazetede okuduğum bir haberle ürperdim, şaşırdım ve ağzımdan tek bir kelime çıktı “skandal.” Haber şuydu:
“Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyesi Hamit Kocabey, istifa etti ve “HSK üyeliği görevimden genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığımız istişare sonucu istifa etmiş bulunmaktayım” dedi.
Haberi okuyunca araştırdım ki bu üye avukat olarak TBMM de ki HSK üye seçimlerine MHP kontenjanından girmiş 2017’de ve 2021 tarihinde seçilerek bu göreve getirilmiş… İstifasından öncede kendisini seçtiren avukatlığını yaptığı lideri ile görüşmüş bu görüşmeden sonra beraber fotoğraf çektirmişler ve MHP liderinden aldığı talimatla istifa ettiğini açıklamış. Yapılan yorumlarda ise bu istifanın yargıda ki bazı uygulamalardan duyulan sıkıntıların “MHP’den akp ye üst düzey uyarı” olarak değerlendiriliyor.
Ne var bunda, skandal bunun neresinde dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hatta lidere biat örnekleri çok, akp nin seçilmiş belediye başkanlarını hatırlattığınızı da…
Ancak bu istifanın bir özelliği var ve o özellikte Anayasanın 159 ncu maddesinde gizli.
Madde 159: Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatını kapsayan hüküm ise yine Anayasal bir emir.
Mahkemelerin bağımsızlığı
Madde 138: Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
İşte bu amir hükümlere göre o HSK Üyesi TBMM de partisinin oyları ile seçilmiş olsa bile Anayasanın amir hükümlerine göre kimseden emir ve talimat alamaz. Seçildikten sonra o parti görüşünü ve lidere biatını bir köşeye koymalıdır. Anlaşılan o ki 2006 ile 2017 yılları arasında Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Devlet Bahçeli’nin avukatlığını yapan Kocabey giydiği cübbenin önünü iliklemiş, elindeki terazinin bir hukuk tartısı olduğunu unutmuş…
Kurulun görevleri Anayasa da şöyle belirtilmiş;
“Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar;
Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.”
Adalet Bakanının ve Adalet Bakanlığı Müsteşarının tabiî üyesi olduğu kurulda Başkanında Adalet Bakanının olması yanında partisine ve başkanına siyaseten bağlı üyelerin bulunması bu kurulun Anayasal çerçevede görev yapması konusunda kuşku duyulacak bir yapıya sahip olduğunun göstergesidir ve yukarıda ki skandal istifa açıklaması bunun ispatıdır…
Umarım bu kötü istifa örneği HSK’nın 13 üyesi özellikle TBMM ce seçilen 3 üye içinde ders olur, utanır ve görevlerini anayasanın amir hükümleri çerçevesinde yaparlar!
Muhammet Çekiç 3 Yıl Önce
Bütün kurumlar tahrip edildi, yargı da. Yargı, iktidarın sopası gibi kullanılıyor.