11 Şubat 2022 günü Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde genç piyanist Can Çakmur konuğumuzdu. Ülkemizde ve yurtdışında çok çeşitli piyano eğitimi görmüş olup görmeye devam etmektedir. Kendisi ulusal ve uluslararası çok sayıda piyano yarışmalarından ödül sahibidir. Besteci Franz Liszt’nin la majör tondaki ikinci Piyano Konçertosu’nu, büyük bir ustalıkla, dinamik parçayı hakkını vererek çaldı. Konser broşüründen bestecinin parçada sık sık değişiklikler yaptığını öğreniyoruz. Zaman zaman yaylılarla duygusal diyaloglara giriliyor. Büyük zevkle dinlediğimiz Çakmur ısrarlı alkışlarımıza iki bis parçası çalarak teşekkürlerini sundu. Alessandro Cedrone; şefliğinin yanı sıra koral müzik, koro şefliği ve keman bölümlerinde de eğitim görmüş olup ülkemizde de değerli katkılarını sürdürüyor. Johannes Brahms’ın do minör tondaki 1. Senfonisi’ni ustalıkla yönetti. Besteci, parçanın sonlarına doğru Beethoven’in 9. Senfonisinin sonu ile benzerliğe de yönelmiş olup bunu açıklamaktan çekinmemiştir. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası da her Cuma olduğu gibi bizimle birlikte olup güzel bir gece daha yaşamamızı sağladılar…
***
8 Mart Kadın Emekçiler Günü’ne bir armağan:
Gedik Sanat’ın “ Kadın Sözü Var” Projesiyle de konserler veren Sirene Kadın Korosu kadın şairlerin şiirlerini de besteleterek seslendirdiler. Ayten Mutlu’nun “Telefonda” adlı şiirini Oğuzhan Balcı bestelemiş. Sözler; “Hiç merak etmemişsin sen / şimdi ben merak ettim / Sana ne oldu? / Bu tınıyı bir yerden tanır gibiyim / Gecenin bıçakları kalbime saplanırken / Sözlerinden sesime dökülen yorgunluğu” , diye başlayan şarkıyı çok profesyonelce seslendirdiler. İkinci parça şair Didem Madak’ın “Ay Işıl’a Sığışmıştı” adıyla olup Enver Yakın Özdiker tarafından bestelenmiş. İlk dizeleri: “Asıl çocuktu o zaman, ben de öyle / Mevsim kesin yazdı / Karpuzdan feneriyle / Hani her çocuğu başka çocuğa / yaklaştıran bir şarkı vardır ya “ olan besteyi kadın duyarlılığıyla yorumladılar. Üçüncü parça Gonca Özmen’den “Belki Sessiz”. Beste, Masruh Savaş. “Geceye hazırlanıyor orman / Yavaş yavaş soyunuyor yeşili / Bir kuşun bir buluta karışmış düşü / Rüzgâr yine kayalardan söz ediyor”, diye başlayan şiiri yine şiirsel bir yorumla sundular. Bu üç parçaya “Kadın Sözü Var” ile başlayıp parçanın adını da ekleyerek youtubedan ulaşabilirsiniz. İyi dinlemeler…
***
Popüler psikoloğumuz Doğan Cüceloğlu son kitaplarından “Kendini Keşfetmeye, Zorluklarla Başa Çıkmaya Var Mısın?” ile bir kez daha âdeta imdadımıza yetişiyor. Bu kez Deniz Bayramoğlu’nun kendisiyle yaptığı röportajlarla bize ulaşılıyor. Hayatın anlamı, kendini geliştirme yöntemleri, umutsuzlukla baş etme, mentor kullanımı, eş ve iş seçimi üzerine tavsiyeler, toplumun dönüşümü üzerine kendi alanında bilimsel yaklaşımlarıyla baş başayız. Okuyup düşünmeye doyamayacağımız bilgilerle kuşatılıyoruz. Okuma, gezme ve dinleme üzerine ipuçlarını, daha sonra örneklerle pekiştirerek öğreniyoruz. Okurlarını motive eden, ilaç gibi, mutlaka okunması gereken bir kitap… İyi ki varsınız Doğan Cüceloğlu…
***
İnternet sinema sitelerinde “Don’t Look Up” (Yukarı Bakma) filmi ciddi sinemaseverlerce büyük ilgi derledi. Doktora öğrencisi bir genç kız bir kuyruklu yıldızın hızla gelerek dünyaya çarpacağını öğrenir. Büyük uğraşlardan sonra ulaşabildiği kadın ABD Başkanı konuyu ciddiye almaz. New York Herald Tribune TV’ye çıksalar da programı yapanlar büyük sorunu soğuk esprileriyle eğlenceli düzeye taşırlar. Süreç içerisinde kızın FBI tarafından gizli belgeleri açıklamaktan tutuklandığını görüyoruz. Gösteri, gösteri, gösteri. Borsa çöker ama gösteri sürer. Hükümet ve politikacılar ile TV dünyasının yozlaşmasına çok da yabancı değiliz. Cumhuriyet Gazetesinin de dikkat çektiği bu film mutlaka izlenmelidir…
***
Gülten Dayıoğlu, Çocuk ve Gençlik Edebiyatı dünyasında “Üç Kuşağın yazarı” ünvanıyla bir marka olmuştur. On beş yıllık öğretmenlikten sonra kendini bütünüyle çocuk ve gençler için romanlar, öyküler, radyo ve televizyon oyunlarının yanı sıra gezi kitapları yazmaya vermiştir. Yapıtları çok sayıda yabancı dillere çevrilmiştir. Ulusal ve uluslararası çok sayıda çeşitli ödüllerin de sahibidir. Alanında nitelikli yapıtlar kazandırmak amacıyla Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı da kurmuş bulunmaktadır. İlk romanı Fadiş 1971 yılında yayınlanmış olup on yaş ve üstüne uygun olup tekrar tekrar baskısı yapılmaktadır. Fadiş ve annesi kötü bir baba ve koca yüzünden çok zor koşullarda yaşamaktadır. Anne İstanbul’da hizmetçilik yaparken kendisi istenmediği için uzun süre köyde akraba yanlarında sığıntı olarak yaşar. En son vicdan sahibi, sevecen Zehra Teyze ile genel olarak huzura kavuşur. Oruç tutmak, bayramlaşmak gibi güzel günler de yaşar. Sevgiye susamış olarak yaşar. Bir yandan çeşmeden su doldurup getirmek, tarlada çalışan yakınlarına yemek götürmek gibi normal yaşama uygun görevler de edinir. Kış akşamları sırayla evlerde toplanmalar, yemeli, kuru meyveli, şerbetli, masallı, manili güzel dakikalar yaşar. Annenin gönderdiği paraları biriktiren enişte uygun bir arsa alıp sebzeli, meyveli tarla ve bahçe yaratırlar. Çocuklara da küçük birer bölüm verilip minik birer çiftçiye dönüştürülürler. Fadiş okula bile başlar ve sonra annesine mektup yazmaya başlar. Mutludur. Daha sonra annenin çalıştığı evin beyi Fadiş için parasız, yatılı bir okula girmesini sağlar. Mutludur, ama bu kez hüzünlüdür. Çünkü teyzesinin yanında yaşarken geniş ve sevgi dolu bir çevre edinmiştir. Vedalaşırlar…
***
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin 296. sayısı çok önemli konulara eğilmiş. En başta Covid Gençliğinin karşılaşmakta olduğu büyük sıkıntılar ve Covid’in beyne verdiği zararlar, maske kullanımının önemi bazı yönlerden dosya konusu gibi. Yakınlarda yaşamını yitiren Doğan Kuban’ın, eski yazılarının yayınlanması ile gerçekte hiç de ölmediğine, aydınlatan düşünceleri ile her zaman yanımızda olduğuna ilişkin inancımız bize güç veriyor. Yazma çeşitlerinin ruh sağlığına olumlu etkileri, soğuk plazma, eski çağlarda yiyecekleri koruma yöntemleri, kalp hastaları için doğru beslenme yöntemleri diğer önemle işlenen konular. Bir doktor öğretim üyesinin yoğun bakımdaki hastasını ziyaret aşamasında yaşadıklarını sıraladıktan sonra getirdiği öneriler, sıcak bir uyarı niteliğinde…