Sanders sosyalizm için bir umut mu? Vaatleri ve ideolojisiyle hayır, değil. Fakat Sanders’ın, kapitalizmden yılmış, yeni arayışlar içinde olan ve kendisine sosyalist diyen birini bu arayışlardan azade tutmayan bir ABD halkının ortaya çıkışını gösteren bir semptom olabileceğini düşünmemiz için bir engel yok.
Seçimlerde yeterince üzerinde durulmamış bir etken var; Sanders.
Sanders’ı bizim için önemli bir konu haline getiren şey, seçilmesi halinde neler olabileceği değildi. Çoğumuz, ABD’deki başkanlığın semboliğe yakın bir mevki olduğunu biliriz. İngiltere’deki veya Japonya’daki hanedanlıklar gibi, artık yönetim ve idarede, (az bir miktar yerleri olmakla beraber) fazla yerleri yoktur ve Türkiye’den bakıldığında yalnızca bir "simge" olarak bu makamları taşırlar. Artık geçmişten zengin milyarder ailelerden ibaretlerdir ve ülke yönetimi de başkandan çok meclisten ve senatodan sorulur.
Sanders’ı önemli bir konu yapan gerçek şu; Amerika halkı için seçimlerin önemi, bir sembol seçiminden ibaret değil. Amerika halkı, kendi başkanlarının bizim reise göre daha az olan yetki aralığına büyük önem atfediyor. Seçim öncesi neredeyse bütün Amerika halkının sokaklara dökülmesi, mitingler, seçim sonrası Bidencıların kulakları sağır edecek sevinç çığlıkları ve Trumpçıların kongre baskını, Amerika halkının bu seçimi, ölüm kalım meselesi olarak gördüğünü kanıtlıyor.
Konunun önemi ise, Demokrat Parti gibi bir partinin, kendisini açık seçik "sosyalist" olarak tanımlayan birini Trump’ın karşısına aday olarak çıkartmaktan son anda vazgeçmesinde (1). DP’nin bir ‘’kendince sosyalisti’’ aday olarak sürmesi, bir bedevinin çölde kutup ayısıyla karşılaşma ihtimaline yakındı ve bu neredeyse olacaktı.
Biden konusunda yanılmayan anketlere göre Sanders’ın da Trump karşısında seçilme ihtimali düşük değildi, ama garantici DP, Trump’a sempatisini kaybetmiş Cumhuriyetçileri de kendi seçmeni yapmak için daha ılımlı bir adayı, Trump'ın oturaklı konuşan versiyonu Biden’ı tercih etti (2).
Sanders, kendisini "demokrat sosyalist" olarak tanımlıyor. Bu kavram, çok geniş bir kavram. Genel olarak merkeziyetçiliği reddeden ve sosyalist devrim yolunda seçimlere, Leninist Marksizm’e göre daha fazla öncelik veren tüm reformist sosyalizm akımları için kullanılıyor. Bu yolla iktidara gelen, saygıdeğer Allende’nin Şili’si belki örnek gösterilebilir, fakat bir farkla; Allende, Marksist’ti. Öte yandan demokratik sosyalist akımların da amacı, Leninist Marksizm’in amacıyla aynıdır; sahibinin üretmeden yaşamasına imkan sağlayacak üretim araç gereçlerinin özel mülkiyetini kaldırmak.
Bernie Sanders, tabii ki Leninist Marksistlerin, gerçek anlamıyla devrimci sosyalistlerin tam olarak istediği figür değil. Neticede DP gibi bir partiyle çalışıyordu. 2016’da da adaylık yarışında, Trump’a karşı Clinton’la girdiği mücadeleyi kaybettiğinde birden destekçilerini Clinton’a oy vermeye çağırmıştı, fakat tanındık çakma halkçılardan farklı yanları vardır.
Bernie Sanders, ABD tarihindeki bağımsız senatörler içerisinde, herhangi bir partiden aday olmadan en uzun süre senatörlük yapmış kişiydi (1), ve 2015’te DP’den umduğunu bulamayınca, bu partinin lider kadrosuna karşı bir savaş başlatmıştı (3).Türkiye’den fazla görünmese de beş yıldır DP’de, daha orta yolcular ve Sandersçılar arasında çetin bir soğuk savaş vardı. Sanders’ DP’yi dönüştürmeyi denemişti. DP’nin en azgın eleştirmenlerinden biri, Sandersçı Jacobin dergisiydi.
Jacobin yazarı Matt Karp, "Bernie Sanders’s Five-Years War" yazısında konuyu ele aldı; "Sanders kampanyaları Amerikan sosyal demokrasisinin bilinmeyen siyasi kaynaklarını aydınlattıysa, muhaliflerinin kararlılığını da aynı çarpıcılıkla ortaya koydu; Seçkin Demokratik direnişin sadece Sanders'a değil, (sosyalizm) platformunun özüne duyduğu gaddarlığı. … Yine de başka açılardan, Sanders'a karşı Demokratik muhalefetin derinliği bu yıla kadar, ne Bernie'nin arkadaşları ne de düşmanları için bu kadar açık değildi."
Sanders, DP’nin durumunu kabul etmiyordu. Ne yazık ki verdiği mücadele, sert ve kararlı bir mücadele vermekten biraz uzak olsa gerek ki seçimin sonlarına doğru bu durumu sindirmeyi seçti. Bir başka ihtimal, klasik bir siyasetçi olarak, pusuda, demokratik sosyalizmi tekrar gündeme getirmek adına fırsat kolluyor olmasıdır. Böyle bir strateji anlaşılabilir ki Sanders, bunu daha önce de denemiş. Biden’la birbirlerine dirsek selamı verdikleri samimi fotoğraflarının açıklamasının bu olduğunu umalım.
Matt Karp, Sanders’ın demokratik sosyalizm atılımının, sözde halkçı diğer denemelerden başka farkları olduğunu da savunuyor; "İlk kez Sanders projesi, en temel sosyalist talepleri küresel kapitalizmin sinir sisteminin merkezindeki milyonlarca temele bağlayarak, yirmi birinci yüzyılın en önemli sol siyasi olayları arasına girdi. … Sanders, birincisi Obama dönemi ilericilerinin düzenleyici amaçlarının çok ötesinde duran cesur sosyal demokrat fikirlerin, bugünün Birleşik Devletleri’nde bir kitle tabanı kazanabileceğini gösterdi. Federal hükümetin, tüm Amerikalılara gerekli - sağlık hizmetleri ve üniversite harçlarından çocuk bakımı ve aile iznine kadar - temel sosyal malları (ücretsiz) sağlaması için uzlaşmaz bir talep, Sanders projesinin başından sonuna kadar kalbinde duruyordu."
Sanders’ı diğer demokrat ve sözde halkçılardan ayıran başka şeyler de var. Küba Devrimi’ne düşmanca bir tutum sergilemiyor. Mutedil bir üslupla devrimi ve Fidel’i savunduğu oluyor. Şubat 2020’de, "60 Minute" isimli programda Küba’da olan her şeyin kötü olmadığını ve Fidel’in yaptığı ilk şeyin, muazzam bir eğitim programı sağlamak olduğunu söylemesi tam bir gözü karalık örneğidir4. Öncesinde, Küba’ya uygulanan ambargoya karşı olduğunu da dile getirmişti5. Irak savaşını berbat bir fikir olarak gören Sanders, baştan beri Bush ve diğerlerinin ağzından çıkanların yalan olduğunu da söylüyordu ve senatörlük kariyeri boyunca, senatoda oylanan bütün savaşlara ret oyu verdi (6) (7) (8).
Sonuç; Bernie Sanders’ın, bundan çok da uzun olmayan bir süre öncesine kadar DP’nin kabul edeceği biri olmadığı malum. Demokrat Parti’nin, kendisini sosyalist olarak tanımlamaktan çekinmeyen birini, kıl payı bir başkan adayı olarak seçmemesi düşündürücüdür. Peki, ne olmuştur da Sanders gibi biri, DP gibi bir partide kabul edilmiştir ve başkanlık adaylığının eşiğine kadar yürümüştür?
Sanders sosyalizm için bir umut mu? Vaatleri ve ideolojisiyle hayır, değil. Fakat Sanders’ın, kapitalizmden yılmış, yeni arayışlar içinde olan ve kendisine sosyalist diyen birini bu arayışlardan azade tutmayan bir ABD halkının ortaya çıkışını gösteren bir semptom olabileceğini düşünmemiz için bir engel yok. Aynı şekilde kendisinden bekleneni büyük ihtimal veremeyecek bir Biden yönetiminden sonra, ABD halkının sosyalizme iyiden iyiye ısınmaya başlayabileceğini, belki 20, 30 yıla Sanders’tan fazlasını arayabileceğini düşünmemiz için de bir engel yok.
-------------------------------------------------------------------
1. https://web.archive.org/web/20150507214456///www.huffingtonpost.com/peter-dreier/bernie-sanders-socialism-_b_7210120.html
2. https://www.vox.com/policy-and-politics/2020/2/25/21152538/bernie-sanders-electability-president-moderates-data
3. https://jacobinmag.com/2020/08/bernie-sanders-five-year-war
4. https://www.nytimes.com/2020/02/24/us/bernie-sanders-fidel-castro-florida.html
5. https://twitter.com/berniesanders/status/715915141804482564
6. https://www.nbcnews.com/politics/2020-election/sanders-opposition-iraq-war-was-more-complicated-he-presents-n1137541
7. https://www.politifact.com/factchecks/2020/mar/02/facebook-posts/no-bernie-sanders-didnt-vote-favor-every-war-durin/
8. https://www.ft.com/content/1d1527fa-356c-11ea-a6d3-9a26f8c3cba4