Olaylar ve kişiler süreç içinde unutulur gider. Bu sosyolojik olgu her toplumsal grup ve faninin yaşadığı kaçınılmaz bir gerçektir.. Unutulma; görece bir kavram olan 'önem', 'önemli' kapsamında, yaşantımızda büyük yer tutan, vazgeçemediğimizi sandığımız kişi ve olayları da içerir. Kimini onutmak; uzun ve özlem dolu dramatik surecin sonucunda olurken, kimi kişilerin yaşantımızdaki varlığı; ucu kırık kursun kalemle zoraki çizdirilmiş silik bir çizgi gibi kendini hiç göstermez. Bizim için var olmadıkları gibi yoklukları da yoktur. Toplum, her gün karşısında gördüğü kişiyi, işkâl ettiği makam üzerinden değerlendirirken, toplum hafızasına kazılı, yazılı olmayan tarihsel birikimleri gösterge kullanarak; o kişiyi yargılar. Toplum sağduyusu, değişik yönlerden 'tarttığı' kişinin; üzerinde oturduğu makamı sırtlayabilecek, gerek ekinsen, gerekse politik yetkinlik açısından yeterli kıratta görmediğinde, sizin ve benim gibi sıradan insanlar olarak ilgili kişiye hiç bir şekilde kişisel husumet gütmeden 'Bu kim?', 'Buraya, bu makama gelebilmek için ne tür özellikleri var?', 'Bu ünvanı kazanması için taşıması gereken liyakatlere sahip midir?' Gibi soruları dillendirerek sorgulamaya başlar. Bu sorgulamanın yanıtları olumsuz ya da en hafifinden zihinlerde küşkü uyandıracak bir şekil aldığında, analizler devreye girer. Yapılan çözümlemelerde; söz konusu kişinin aslında o yerin adamı olmadığı anlaşıldığında; 'Peki; o zaman nasıl olmuşta orada?', 'Onun orada olmasını sağlayan zat ya da unsurlar neler?' İlave soruları çıtlattırılmaya başlar. Sorulara verilebilecek bütün yanıtlar – dolar dolaşır – sayfalar uzunluğunda açıklamaları, ağızlar dolusu sözleri bir tek tümceye indirgeyen özetinde özeti bir deyime evrilir. Artık o aşamadan sonra olayın kaynağı 'tarihsel vaka' ve 'kahramanı' hiç bir anlam ifade etmez. Onlar belki de hiç bir zaman anımsanmıyacak şekilde tarihin tozlu sayfalarında hiçliğin derin sularında boğulurlar.
Deyimler; dünyadaki bütün dillerin, karmaşık olayları açıklamak için kullandığı kestirmesinden en dahiane çözümlerdir.
‘Bob’s your uncle’(1) İngilizce’de buna verilebilecek en meşhur örnektir. Bizde ki; 'Dayın kim? Neyi bildiğin değil kimi bildiğin önemli', 'İşler tıkırında' söylemlerine denk düşer.
Başbakan Robert Gascogne – Cecil(2) en gözde yeğenini (Arthur Balfour) iktidarda olduğu dönemlerde değişik üst düzey kamu görevlerine atar. Arthur Balfour görevlendirildiği kamu hizmetlerinde hiçte başarılı performans sergiliyemiyecektir. Atandığı görevlerde 'Buraya nasıl gelmiş', 'Nasıl bu göreve tayin olmuş' sorularıyla insanların sorguladıkları bir kişilik olur.
Arthur Balfour’un atandığı görevlerden biride 'İrlanda Bakanlığıdır' Bir gün bakanlar kurulu sonrası kabine arkadaşlarıyla yaptığı ayaküstü sohbette 'Amcam Bob’ un dediği' gibi bir tümce kurması, 'Bob’s your uncle'a evrilmiş; üzerinden yüzyılı aşan zaman geçmesine rağmen bizlere en kestirmesinden; kayırmacılığı, benim adamım, yeğenim, bizden biri, dayım saptamalarını en kestirme şekilde günümüze kadar taşıyan bir deyim olarak gelmiştir.(3)
W. Shakespeare İngiliz dilinin tartışmasız en büyük yazarı kabul edilir. W.S’nin İngiliz diline bilinen katkıları yazdığı tiyatro oyunları ve şiirlerdir (sonnet). W.S’in İngiliz diline bilinen bu katkıları yanında pek bilinmeyen katkısı; İngilizceye kazandırdığı yüzlerce yeni kelime ve özellikle deyimlerdir. W.S in dile eklediği yeni kelime ve deyimler 'eğitim dilinde' halen zengin bir şekilde kullanılır.
Ben artık Türkçe’nin de kendi W.S’ni yaratması gerektiğini düşünüyorum. Türkçeye yüzlerce yeni kelime ve özellikle deyimler kazandıracak yerli bir W.S lazım. Ben, ürettiğim ilk deyimle bu rol’e soyunuyorum. Bu yazı aracılıyla Türkçeye eklediğim deyim; 'Kayınpeder Lider'. 'Bob’s your uncle'ın yerini tutar mı?... Bence tutar. Bu yeni deyimin bazı yöresel söyleniş farklılıkları tabi ki olacaktır. Örnek olarak; Tophaneli bitirim ağzı 'Oğlum sana iş mi yok, kayınpeder lider' gibi.
N. Kazım Öztürk
Bob senin amcan.
(2) Robert Gascogne – Cecil 1885 -1892 ve 1895 -1902 yılları arasında başbakanlık yapmıştır.
(3) İngilizcede kullanılan Nepotısm kelimesi Nephew (yiğen) kelimesinden türetilmiş her türlü gücünü kullanarak, yakınlarına, çıkar sağlamak anlamına gelen bir kelimedir.
Bigalı 3 Yıl Önce
Tebrikler
Çandarlıdan 3 Yıl Önce
Yüreğine sağlık
Ahmet Usta 3 Yıl Önce
Güzel yazı
Bekir Hoca 3 Yıl Önce
Tamamen katılıyorum ve destekliyorum.
Saime 3 Yıl Önce
Teşekkürler...
Devrim KAZANCI çandarlı 3 Yıl Önce
Takipcinizim hocam güzel tespit ve deyim.
Erkan mutlı 3 Yıl Önce
Takipçinizim hocam, emeğinize yüreğinize sağlık
MELİKE BULUT 3 Yıl Önce
Bu yazı kayinpeder liderden daha çok faydalı daha çok iz bırakanlar.