Suudi Arabistan kapıları kapattı. Orada kalan 21 000 umrecimizin getirilmesi için teyakkuza geçildi. 11.03.2020’de Suudiler kapıları kapatmasa Çehape’nin bu 21 000 umreciyle ilgileneceği bile yoktu.
Salgının varlığı bilinip durulurken bu insanların umreye gitmelerine izin veren de Çehape idi.
21 000 umreci Suudi Arabistan’dan alınıp getirildi. İlk postada getirilenler, karantina mı, o da neymiş, öylece evlerine gönderildi.
Sonraki postalarda gelenler karantinaya alındılar. Çehape umrecileri karantinaya almak için binlerce öğrenciyi yurtlarından (plansızlar ya ondan sebep mecburenmiş) çıkarıp memleketlerine gönderdi. Yurdun dört bir yanına dağıttı.
Öğrencilerin yerlerine umrecileri yerleştirdi. Onların da bazıları kaçtı, memleketine gitti. Bazı umreciler de Çehape’den torpilliydi, karantina yerlerine uğramadan doğrudan evlerine gittiler.
Uçaklar, otobüsler günlerce yolcu taşıdı, ya umreci ya öğrenci, oradan oraya, memleketin dört bir yanına. Öğrencilerin eşyalarını alamadıkları için bağrışmalarını Çehape duymazlıktan geldi. Karantinadaki umrecilerin mesafe kuralına uymadıkları yolundaki haberleri de öyle.
Böylelikle Çin’in Vuhan dışına çıkarmadığı koronayı bizim Çehape, yurdun en ücra köşesine bile yaymayı başardı.
Sonra sıra geldi Ayasofya’nın açılışına. Çehape zihniyeti sadece Mamak’tan 1453 kişi götürdü Ayasofya’ya. Onları İstanbul kişileriyle tokuşturup Ankara’ya geri getirdi. O günlerin devamında Ankara niyeyse, aaa çok acayip, birdenbire Vuhan’a döndü. Kısa bir süre sonra İstanbul da aynen küçük bir Vuhan oldu.
Çehape zihniyeti bu dakikadan sonra korona sayılarını eksik vermeye başladı. Çünkü sayıları eksik verince korona eksiliyordu. Bu çok bilimsel bir uygulama idi ve Dünya Tıp literatüründe nadide yerini aldı.
Fakat bizi kıskanan Dünya, Çehape’nin verdiği sayıları yanlış bulduğunu söyledi. Sizi artık dikkate almayacağız dedi. Çünkü verilerin güvenilirliğini bozuyorsunuz falan dedi. Ama bunu epey bir zaman sonra söyledi. Dünya için de iş işten geçmişti.
Çehape Mamak’tan* 1453 kişi götürmüştü götürmeye ama bu sadece Mamak’tan götürdüğüydü. Ankara’da bir sürü semt var, diğerlerini bilemiyoruz. Ancak fısıltı gazetesine göre Çehape, İstanbul’a her ilden 1453 kişi götürmüş, her bir kişiyi oradakilerle ayrı ayrı tokuşturup şehrine, köyüne geri göndermişti.
1453 sayısının sırrını biliyorsunuz. İstanbul o tarihte fethedilmişti. Ancak o kadarla sınırlı değildi bu tarihin anlamı. Ayasofya da o tarihte kiliseden camiye çevrilmişti. O yüzden 1453 sayısı kâfir Çehape için çok önemliydi. Şimdi eline fırsat geçirmişti ve memlekette istediği gibi at oynatıyordu. Ayasofya camisini kiliseye geri çevirdi. Terbiyesizler!
Sonra herkese yasaklar koydu, kendine asla koymadı. Kimse bunu yapamazsın, sen serbestçe dolaşamazsın, bu suçtur demedi. Kimse neden böyle yapıyorsun da demedi. Niye yapmasın değil mi? Elini tutan yoksa niye yapmasın? Elini tutmak bir yanı Çehape’ye ses etmek bile kimsenin aklına gelmedi.
Terbiyesiz Çehape bundan güç aldı. Nasıl olsa kimse bana bir şey demiyor diye coştu. Kimse kendisine ses çıkarmadıkça aklına eseni yaptı. Dev aynasına baktı, baktı, kendini dev gibi gördü, gördü. Devlikte büyüdükçe büyüdü. Terbiyesizlikte azdıkça azdı. Kendin çal kendin oyna halaylarında coştukça coştu. Böylesi durumlarda bu herkese olur, yeni bir şey değil. Şaşırmadık.
Cenazelere kimse gidemedi, vatandaş çoluk çocuğuyla helalleşemeden ölüp gitti. Yetmedi cenazesi de kimsesiiiiz, kimsesiiiiz kılındı. Görmedikleri için de çoluk çocuk da ana babalarının, dedelerinin, ninelerinin öldüklerini hayal miydi gerçek miydi bilemediler. Öldüklerine de inanmadılar, inanamadılar. Ama Çehape, ölen kendi adamlarına cenaze törenleri düzenledi. Camileri lebalep doldurdu. Terbiyesiz!
Sonra sıra geldi parti kongrelerine. Çehapeliler bando mızıka eşliğinde salonlara koştular, tıkış mıkış içeri doluştular, birbirleriyle tokuştular. Çehape Genel Başkanı Kılıçdar’ı dinleyip coştular, masaların üstüne çıkıp itiş kakış göbek attılar. Terbiyesizler!
Bunu her gün bir başka ilde yaptılar. Nereden geçseler orasının korona harita rengi kan kırmızısına dönüştü. Hain korona yayıcılar. Toplum düşmanı Çehape!
Almanya’dan yirmi beş bin aşı getirtilmişti ya Pfizer’in aşısından, hani kimsenin sormadığı o aşılar, he onlar işte, onları kendilerine yaptırmışlar diye duyduk. Kimse sormayınca niye yaptırmasınlar di mi? Şifa olsun. Hay bin kunduz, olmasın, olmasın, haksızlık değil mi bu? Terbiyesizler! Neyse efendim, o aşıları yaptırdıkları için bu kadar rahatlarmış diye duyduk sonrasında. Ama bu aşıların kongre katılımcılarına yetmesi mümkün değildi tabii. Olsa olsa büyük boy Çehapeliler için kullanılmış olabilirdi. Bilmiyoruz artık o kadarını. Ama bildiğimiz tek şey var. O da korona haritasının rengi. İçinden kongre geçen illerimizde hastalananların, ölenlerin sayısında patlama yaşandığı.
Yalnıııız, Çehape böyle davranmakla kendi ayağına sıkıp duruyor aslında da farkında bile değil. Çehape’de zeki insan yok ya ondan kelli bilemiyorlar galiba, kendi seçmenlerini koronadan telef ettiklerini. Allah kimseyi akılsız koymasın, âmin!
Şimdi de Avrupa’ya gidemeyecekmişiz bu Çehape yüzünden. Çünkü Çehape, Pfizer’den sadece kendine kadar aşı almış, biz vatandaşlar için Çin’den bedava aşı getirtmiş. Çin’in bedava aşısını da bize sığınan Uygurların iadesi karşılığında almış. Bir de bedava aldığı aşıyı devlete tanesi 12 dolardan satmış.
Avrupa hayal oldu. Dünya Sağlık Örgütü, Çin’in o aşısını aşıdan saymayacak, Çinli şirket Sinovak’ın aşısı koronavak ile aşılananlara aşı pasaportu vermeyecekmiş. Hem ayrıca Çin aşısı koronavak Çin’de bile kullanılmıyormuş. Bugün koronavak için bir şaibe söz konusu olmamakla birlikte şirketin geçmişi rüşvet skandallarıyla doluymuş ve hiç güven vermiyormuş.
Şimdiden Avrupa’ya vize alınamıyormuş. Örneğin yüksek lisans ve doktora eğitimi için Avrupa’ya gidecek olan öğrenciler vize alamıyorlarmış. (Bu konuda Çehape’nin ettiklerini daha ayrıntılı araştırıp yazacağız efendim.)
Her türden yasağı sadece Çehapeli olmayanlara uygulayan Çehape zihniyeti, sadece kendine Müslüman olması tepki almaya başlayınca, ülkemizde korona vakalarını hızla yaymaya daha rahat devam edebilmek için korona yasaklarını hepten kaldırıyor şimdi. Gelin-damat dilinden konuşup sonumuz hayır olsun diyelim bari burada.
Konu dışı olacak ama yeri gelmişken onu da katıverelim de deyiverelim: Terbiyesiz Çehape, milli ve yerli zavallı gelinimizi, ay, kaşıkçı, yok damatçımızı… Off, her neyse işte, o milli ve yerli şeyimizi de gömdü!
------------------------
*https://www.mamak.bel.tr/haber/1453-ankarali-ayasofyaya-ugurlandi/
Alev Subaşı 4 Yıl Önce
Çehape gibi bir iktidar partisi düşman başına !! Kurtulacağımız gün çok yakındır inşllh
Oktay Kip 4 Yıl Önce
Prokreteus yatağına dönmüşse koltuklar, devlet ve nizam dersinde kutsanmışsa iktidar orada yapılacak tek bir şey vardır. Kurtarıcılardan ve yöneticilerden kurtulmak. Ama nasıl?