Orta çağda ilkel kapitalizm taşıyıcı motoru beceriye dayalı işbölümün gelişmesiyle oluşan zanaatkâr tabakasıdır. Üretici zanaatkâr, sahip olduğu üretim aracı ile fazla mal üretmeye başlar. Uzmanlaşan iş gücü, lonca sistemiyle örgütlenerek, hiyerarşik bir organizasyon haline gelmiş, üretilen, pazara çıkartılan, değişim değeri içeren malların sunulduğu(arz), alıcıyla satıcının buluşmasını sağlayan belli mekânların(dükkân) kasabaların belli sokaklarında alıcıya hizmet(satış) yaptığı, bunun sonucunda şehirleşmenin(medeniyet), oluştuğu kapitalizm macerası başlamıştır artık. Bu macera Avrupa’da çok hareketli ve özellikle İngiltere’de köylüler adına çok kanlıdır. İngiltere’de köylüler açısından acılı dönemi K.Marx sermayenin ilkel birikim olarak adlandırır. Bu süreç bazı Asya topluluklarında, farklı görüntü verir, farklı gelişir hatta gelişmez. Bundan dolayı Marksist yazılımda ‘Asya tipi Üretim’ diye tanımlanan tartışmalı bir kavram vardır.
Kapitalizm geliştikçe pazara sunulan(arz) edilen malların gerek nicel gerekse nitel olarak özellikleri farklılaşır. Türleri milyonu bulur. Bazı sektörlerde-özellikle inşaat- malın niteliği, mal’a özgü jargonu, tanımlamaları beraberinde getirir. Satıcı esnaf ile müşteri arasında kestirmesinden 'Kalın Mal', 'İnce Mal', 'Yerli Mal', 'Çin Yapımı', 'Orijinal', 'Çakma' şeklinde örnekleri sıralanabilecek tanım ve kavramları içeren bir dil bir terminoloji oluşur.
Kapitalizm teknolojik gelişmesi, üretilen mallarda; katma değerin yüksekliği olarak kendisini gösterir. Katma değeri yüksek mal(lar) üreten ülke ‘gelişmiş ülke’ olarak adlandırılır.
Yukarıda kabaca ve çok kısa bir şekilde betimlemeye çalıştığımız kapitalizm gelişim sürecinin her aşamasında bazı malların özelliği hiç değişmez. Onlar sürecin her evresinde ‘İnce, Değersiz Mal’dırlar’. Değersiz olduklarından bakkalın arka raflardan birinde toz içinde, kullanılacakları(satın alınacakları) zamanı beklerler. Fakat çelişkili bir durum olarak bu ‘İnce Değersiz Mal’ların’ bakkal sahibi(sistemin sahibi) açısından önemi büyüktür. Bazı dönemlerde, özellikle yenilik gereksinimi duyan yeni nesil alıcıların farklı Mal’a yönelme eğilimi gösterdiği, talep farklılıklarının oluştuğu, toplumsal bir değişimin kaçınılmaz olduğu hallerde bu mallar birden unutulduğu tozlu raflarda anımsanır, yeni bir şeymiş gibi, satıcının becerikli esnaf ağzı kullanılarak farklı reklam teknikleriyle parlatılır, yenilik arayışındaki müşterinin önüne yedi kocadan arta kalan bakire gibi pazarlanır. Kısacası, bunlar ‘İnce, Değersiz Mal’dır’ ama bakkal sahibi açısından köhnemiş tezgâhın devamı açısından yaşamsal değerdedir.
Evet, belki bu topraklar kapitalizmin klasik gelişim süreçlerini tam anlamıyla yaşamamış ‘Asya Tipi Üretim’ şeklinin artığı topraklardır-tartışılır- ama ben kendi hesabıma bu toplumun artık ‘İnce, Değersiz Mal’ı artık aşması gerektiğine inanıyorum. Yeni müşteriler(genç esnaf adayları) katma değeri yüksek mallara yönelmeli.
Kapitalizm en temel özelliği, kendini yeniden üretmesi, içsel çelişkisini en üst seviyelere doğru yükseltmesidir. Kapitalizm -biraz zor görünüyor ama- kendini geliştirmeye çalışsın ki biz denklemin diğer tarafındaki antagonizmanın mülkiyet sahipleri olarak denkleme girip, kapitalizmin yıkılmasına dair şarkılarımıza boğazımız paslanmadan başlayalım artık.
Anne babalar çocuklarınızı ‘İnce, Değersiz Mal’lardan koruyun.
Saygılar.
BEKİR HOCA 1 Yıl Önce
Kaleminize sağlık hocam...