Bu yazının, birkaç yazılık bir dizinin ilk yazısı olmasını umuyorum. Aslında haftalardır, koronanın yüzümüze vurduğu gerçeklerle ilgili araştırmalar yapıyordum fakat koronanın, kapitalizmin ölümünün yaklaştığını gösterdiğiyle ilgili her gün, alanında duayen insanların onlarca yazısı çıkıyor. Benim gibi başlangıç aşamasında bir gazeteci de oldukça arkada kalıyor. Peşine düştüğüm bir bilgiyi sonunda öğrendiğimde ille başka gazeteciler, iktisatçılar veya bilim insanları tarafından yazılmış oluyor. Ben de, "henüz Türkçe’si yayınlanmamış bilgiler" verebilmek için farklı uluslararası kurumlardan bilgi talep ediyorum ve dönüş, en erken 15, 20 gün içinde gerçekleşiyor. Bu nedenlerle, seriyi başlatmada geç kaldım.
Açıkçası serinin ilk yazısı konusunda biraz şanslıydım, çünkü tam haftalar sonra, "artık elle tutulur bir adım atmam lazım" diye düşünürken, OXFAM sağ olsun, tam da aradığım türden bir rapor yayınladı. OXFAM ismini mutlaka duymuşuzdur; 20 farklı kurum ve STK’yı bünyesinde barındıran bir kuruluş. Her yıl yayınladığı "Küresel Eşitsizlikler Raporları"yla meşhur. 4 Aralık’ta yayınlanan, bahsettiğim raporun başlığıysa, "Felaketten Katalizöre". Alt başlık ise şu; "Dünya Bankası, COVID-19'u, küresel ve adil bir sağlık sistemleri ağı kurmakta başlangıç olarak kullanabilir mi?"
Dünya Bankası’nın ne olduğuna gelince ise; Korkut Boratav, 14 Ekim 2016’da Facebook’ta, Dünya Bankası’nın gerçek işlevinin ne olduğuyla ilgili bizi fikir sahibi yapabilecek bir paylaşım yapmış; "Küreselleşme"nin resmî isim babası, Dünya Bankası ile birlikte IMF’dir. Emperyalizm kavramını unutturmak için "küreselleşme" terimini icat ettiler. Israrla açıkladık ki, analitik hiçbir değer taşımayan, uydurma bir sözcüktür. "Herkesin kazançlı çıkacağı; azgelişmişliğin, yoksulluğun tarihe karışacağı" bir dünyayı yıllar boyunca bu terimi kullanarak vadettiler."
Dünya Bankası Mart’ta, düşük ve orta gelirli ülkelere 6 milyar dolarlık ilk sağlık yardımı planını yürürlüğe soktuğunu duyurmuştu. Bu yardım, zamanla hayata geçirilmesi planlanan toplam 160 milyar dolarlık bir yardım fonuna dahildi. Nisan ayında Banka'nın Yönetim Kurulu, yardım planındaki ülkeler adına yapılan projeler hayata geçirilirken izlenecek kuralları koyan, COVID-19 Stratejik Hazırlık ve Müdahale Programını (SPRP) onayladı.
Rapora dönelim. Rapor, ilk 9 sayfasında, sonraki 35 sayfa boyunca verdiği sayısal verilerin ve bu verilerin anlamlarının her birini birer paragraf şeklinde özetliyor. Kalan 35 sayfada bu sayısal verileri detaylandırıyor, bu başlıkların ülkeler özelindeki oranlarını ele alıyor ve kendi çözüm yöntemlerini sunuyor. Bizim amacımız, raporun ilk 9 sayfasında verildiği türden bir özet çıkarmak olduğundan, yazıda bu dokuz sayfada verilen bilgileri esas alacağız.
Rapor, şu paragrafla başlıyor; "OXFAM, Dünya Bankası’nın, pandemiye cevabı olan, 71 ülkeye acil sağlık fonunu araştırdı. Tepkisi hızlı ve önemli olsa da, Dünya Bankası'nın COVID-19 ile mücadele etmek ve halk sağlığı sistemlerini güçlendirmek için hayati fırsatları kaçırdığını görüyoruz. OXFAM'ın araştırması, projelerin %89'unun kullanıcı ücretleri gibi finansal engelleri kaldırmak için gerçekleştirilecek herhangi bir işlemi desteklemeyi planlamadığını gösteriyor. Bu da milyonları hayat kurtaran bakım hizmetlerinden mahrum tutuyor ve üçte ikilik kısımda, sağlık çalışanlarının sayısını artırmak üzere herhangi bir plan bulunmuyor."
6. sayfada yüzdelik oranların yerini tam sayılar alıyor; "Dünya Bankasının 71 sağlık projesinden sadece 8'inin sağlık hizmetlerine erişimin önündeki mali engelleri kaldırmaya yönelik herhangi bir plan içerdiğini ve bunların bile önemli eksiklikleri olduğunu bulduk. Örneğin, bu 8 projeden hiçbiri, DSÖ'nün önerdiği gibi ücret feragatlarının tüm sağlık hizmetlerini kapsayacağını belirtmemektedir ve sağlık sigortası primlerini karşılamayı taahhüt eden ikisi, bunun yalnızca kısa vadeli bir önlem olacağını belirtmektedir."
Verilerin mevcut olduğu 70 proje ülkesinden 56'sının sağlık harcamaları DSÖ'nün ’güvenli harcama miktarı’ eşiğinin üzerindedir. Bu, Dünya Bankası'nın çabalarına önemli ve acil bir ihtiyacı göstermektedir. Aslında, projelerin 25’inde, özellikle sağlık için cepten yapılan yüksek ödemelerin büyük birer sorun olduğu belirtiliyor, ancak Banka, bu sorunları çözmek için herhangi bir önlem almıyor.
...
Projelerin neredeyse yarısı (71 projeden 34’ü), ek sağlık çalışanları harekete geçirme veya sağlık çalışanlarına ödeme yapma konusunda bir miktar taahhüt içeriyor. Ancak taahhütlerin bu kadar olması kaygı verici. Bir ülkenin sağlık sisteminin COVID-19'la mücadelesini, ek sağlık çalışanları istihdam etmek için herhangi bir destek sağlamadan veya onları elde tutmak için makul bir ücret ödemeden etkili bir şekilde desteklemeyi hayal etmek zor, ancak projelerin yarısından fazlasında bu konuya yer verilmedi.
COVID-19 ortaya çıkmadan önce bile, çoğunlukla düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere, Dünya çapında 17,4 milyon sağlık çalışanı eksiği vardı. DSÖ, her 10000 kişi başına 27 hemşire düşmesi gerektiğini söylemesine rağmen, verilerin mevcut olduğu proje ülkelerinin % 70'inde hemşire sayısı, bu sayının altında. Otuz dört ülke, bu asgari sayının yarısı bile karşılayamıyor. (Buna rağmen Dünya Bankası’nın sağlık çalışanı azlığına karşı çözüm önerisi, geçici sürelerle işe alınacak sağlık çalışanları ve raporların yarısından fazlasında bu konu boş verilmiş.)
7. sayfada OXFAM, Dünya Bankası’nın çözüm yollarının bu denli yüzeysel ve kısıtlı olmasının nedenini ele alıyor; "Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki herkes için eşit sağlık hizmetine ulaşmak, evrensel halk sağlığı sistemlerine yatırıma dayanır. Özel sektör, COVID-19 kriziyle mücadelede önemli bir rol oynayabilirken, aynı zamanda önemli zorlukları ve riskleri de beraberinde getiriyor. Genellikle yoğun bakım tesislerinde aslan payını kapma çabası, hastaların ihtiyaç ve haklarının sağlanmasından daha öncelikli.
…
OXFAM’ın araştırması, projelerin % 23'ünün, (71 projenin 16’sının) sağlık hizmeti sunumunda özel sektöre alan ayırma eğilimi gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu, özellikle kâr amaçlı özel aktörleri içerir ve diğer birçok durumda özel aktörlerin rolü, göz ardı edilemeyecek kadar belirsiz terimlerle tanımlanır. Özel aktörlerin projeye katılımı için sağladığı desteğin düzeyi, Dünya Bankası’nın COVID-19 sağlık müdahalesine rehberlik eden, üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede öngörülenin ötesine geçmektedir."
Sayfa 29’da rapor şu cümlelerle devam ediyor; "Pandemi, özellikle kâr amacı güden sağlık hizmeti sağlayıcılarına büyük ölçüde güvenmenin tehlikelerini de ortaya koymuştur. Örneğin, birçok ülkede, kâr amacı olmayan kurumlar salgın sırasında kapılarını kapattılar. Kâr amacı güdenler ise, DSÖ'nün özel hastanelerde testlerin, tedavinin ve bakımın ücretsiz olması gerektiği yönündeki çağrısına rağmen, COVID-19'u olan kişilere gerekli hizmetleri vermeyi reddettiler veya bu hizmetler için fazladan ücret aldılar."
Sayfa 30’da ise OXFAM, kısa ama net bir özet geçiyor; "Bu projeler ya kar amacı güden aktörleri desteklediklerini kuvvetle ima ediyor ya da bunu bir olasılık yapan belirsiz ifadeler kullanıyor."
Ne yazık ki raporda OXFAM, tüm bu bilgileri paylaşmasına karşın yalnızca özel sektör patronlarına ve küresel burjuvaziye, işlerini layığıyla yapmalarını tembih ediyor. Oysa OXFAM’ın önceki yıllardaki ana raporlarına bakılırsa, ortayolcu çözüm önerilerinin hiçbir zaman hayata geçirilmediği veya geçirilemediği, geçirilse de bir sonraki raporlarında daha iç karartıcı bir tablo çizmelerini engellemediği görülecektir. OXFAM, özel şirketlerin ve üretim alanlarının kamulaştırılması, özelleştirmelerin engellenmesi, kısaca "üretim araçlarının özel mülkiyetinin kaldırılması" ihtimalini akıllarına getirmedikçe, daha çok defa hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Kapitalistler, hala daha düzgün uygulandığı takdirde kapitalizmin, insanlık için en adil sistem olduğunu ve Avrupa ve İskandinav ülkelerinde işlerin yolunda olduğunu söyleyedursun. Avrupa ve İskandinav ülkeleri de dahil olmak üzere, üyesi olduğu 187 ülkenin merkez bankalarını ortak çatı altında buluşturan, kapitalizmin yürüteçlerinden biri olan Dünya Bankası’yla ilgili bu rapor, kapitalizmin koronayı "fazladan kâr için bir fırsat" olarak gördüğüyle ilgili önemli bir ipucu sağlıyor. Daha doğrusu, sürüsüne bereket ipuçlarından yalnızca birini…