Gelin yazımıza bir hipotezle başlayalım;
Dersini, diyalektik yöntemle çalışan ‘Tarih’ hiçbir zaman sınıfta kalmaz.
İddiamızı kanıtlamak amacıyla isterseniz sizinle tarihin tozlu sayfalarında geziye çıkalım. Zaman; kimi kez yüzyıllar öncesi bir dönemi, kimi kez günümüzü kapsayacak şekilde geniş zamanlı, konum; kimi kez okyanus ötesi yenidünyaları, kimi kez Afrika’nın kara bahtlı ormanlarını, kimi kez emperyalist yayılmacılığının İngiltere’sini içerecek ölçekte geniş boyutlu ‘Tarih’ diye adlandırılan mecra olsun. Zaman çağlar ötesi, konum dünyanın birbirinden uzak köşeleri olursa bu koşturmacaya biz nasıl ayak uydururuz diye endişelendiniz mi? Etmeyin. Ben mekân ve zamandan bağımsız tarihte gezinti yapmanın yöntemini biliyorum. İyi bir öğrenci olursanız bu beceriyi bir gün size de öğretirim. Şimdilik, bu hızlı yolculuk da düşmemek için yapacağınız tek şey elimi sıkıca tutmanız.
Yolculuk başlıyor
2 Kasım 1636 tarihinde İngiltere’nin güney batı bölgesinde bulunan Bristol şehrinde zengin bir ailenin çocuğu olarak Edward Colsto doğar.
25 Mayıs 2020 yılında Amarika’da East 38th Street Chicago Avenue Powderhom Park – Minnesoto adresinde George Floyd isimli (African- Amarican) 46 yaşında ki siyahi bir adam polis tarafından öldürülür.
1895 yılında Bristol şehir merkezine şehirlerine yaptığı yardımlardan dolayı, Edward Colstan’ın anıtı dikilir. Anıtın kaidesinde Colstan’nın geçmişine dair bilgi yoktur. Sadece; ‘Bu heykel Bristol halkı tarafından kentlerinin en faziletli en bilge evlatlarından birisinin anısına dikilmiştir’ yazılıdır.
Colston’ın geçmişi yüzyıldan uzun bir zaman sorgulanmaz, ta ki West England Üniversitesinden Prof. Madge Dresser’ın gündeme getirdiği ana kadar. Prof Madge’nin gündeme getirmesinden sonra Colston’ın geçmişi, kim olduğu konusunda Bristol’lular da soru işaretleri oluşmaya başlar. Evet, kimdir Edward Colston?
Edward Colston
Colston 1672 yılında Bristol’da doğdu, şöhreti ve zenginliği köle ticaretinden gelen, belli bir süre Muhafazakâr partiden(Tory) parlamento üyeliği de yapmış bir şahıstır.
Edward köle ticaretini tekelinde bulunduran ‘Royal African Company’ye 1680 yılında katılır. Colston’un gemileri 1672-1689 yılları arasında Afrika’dan Amerika’ya 80 binden fazla erkek, kadın ve çocuk köle taşır. Batı Afrika’da satın alınan köleler, göğüslerine şirketin damgası vurulduktan sonra kâbus dolu koşullarda yolculuğa çıkarılır. Birbirine zincirlenen kölelerden yüzde 10 ile 20 arasındaki yolculuk sırsında yaşamını kaybettiği tahmin edilmektedir. 1807 tarihine kadar Bristol limanından 2000 üzerinde geminin köle ticareti için denize açıldığı hesaplanıyor. Köle ticaretinin yasaklanmasından sonra, köle ticaretinden kazandığı serveti tefecilikle büyüten ‘iyiliksever’ Colston Bristol şehri için birçok hayır işleri yapar ve 1721 yılında ölür. Bu tarihten sonra her ölüm yıl dönümü olan14 Kasım’da Briston’da Colston için yaptırdığı kiliselerde ayinler, yaptırdığı adını taşıyan okul(lar), spor kulüpleri, yardım örgütleri, dernekler ve pub’larda anma törenleri düzenlenmesi bir gelenek halini gelir.
Yolculuk devam ediyor
Amerika’da George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi Haziran 2020 tarihinde İngiltere’nin birçok yerinde ‘Black Life Matter’ sloganlarıyla prestolarla kınanır ve bu gösterilerden Brıstol’da nasibini alır. 10 binin üzerinde katılımcının katıldığı gösterilerde İngiltere’nin diğer yerlerinden farklı olarak göstericiler Edward Colston’un beş metrelik bronz heykelini yıkar, şehir merkezinde yerlerde sürükler ve nehre atar. Colston’un heykeli yüzyıllar önce köle ticareti için denize açılan gemileriyle gecikmeli de olsa aynı nehirde buluşmuş koyun koyuna beraber yüzmektedir artık.
Heykelin yıkılıp nehre atılmasından dolayı Sage Willoughby(22),Rhian Graham(30), Milo Ponsford(26) ve Jake Skuse (33) Brıstol ceza mahkemesinde yargılanır. 10 gün süren yargılanma sonunda dört genç suçsuz bulunur. Mahkemenin haklarında ki iddianameyi ve verdiği beraat kararını, kendilerini karşılayan kalabalığa, arkadaşları adına yaptığı konuşmayla yorumlayan Rhian Graham şu tarihi sözleri söyler;
‘Bizi tarihi yeniden kurgulamaya çalışmakla suçladılar. Aksine Colston’ı faziletli olarak niteleyenler, tarihi aklamaya çalıştı. Oysa biz tarihi değiştirmedik, düzelttik’(1)
Gelişmelerin ardından 2017 den itibaren Colston için kiliselerde yapılan ayin ve diğer kurumlarda yapılan kutlamalardan vazgeçildi, adını taşıyan (özellikle okul) ve birçok kuruluş ismini değiştirdi.
Diyalektik yöntem
‘İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yapar; ama onu özgür iradeleriyle değil, kendi seçtikleri koşullar altında değil, dolaysız olarak önlerinde buldukları, verili, geçmişten devrolan koşullar altında yaparlar!(2)
‘Gelişme sırasında daha önce gerçek olan her şey gerçek dışı olur’(3)
‘Diyalektik her oluşmuş biçimi akan bir hareket içinde ve dolayısıyla bunun yok olup gidici yanını da gözden ayırmadan kavratır, çünkü diyalektik hiçbir şeyin altında kalmaz, özünde eleştirici ve devrimcidir’(4)
‘Gelecek ve Tarih, ya ölen ya da kendi kendisine özdeş kalarak kendini sonsuza kadar sürdüren ‘Efendiye’ değil, çalışan ‘Köleye’ aittir’(5)
Tarih’, ‘Gelecek’ ve Diyalektik bağlantı
Şimdi burada biraz durup soluklanalım, bazı tarihsel bilgileri anımsayıp, diyalektik bağlantıyı kurmaya çalışalım.
‘1790 yılında ABD’de ilk köle sayımı yapıldığı zaman kölelerin sayısı 697.000 di, buna karşılık 1861 yılında bu sayı yaklaşık olarak dört milyonu bulmuştur’ (6)
Tarihin, bir dünya tarihi haline gelmesi, kapitalizmin; gelişmesine, teknolojik gelişmelerin ve yaratılan bir dünya pazarı gerçeğinin doğal bir sonucudur.
George Floyd Edward Colsto’nun sahip olduğu gemilerin taşıdığı kölelerden hangisinin kaçıncı kuşak torunudur acaba? Bu sorunun yanıtı Amerikan nüfus dairesinin kayıtlarından bulunabilir sanırım.
Gelelim kraliçemize ve bazı tarihsel olgulara yakın tarihimizden bakarak kadrajı kraliçemize odaklayalım. Ne dersiniz?
Tarihsel bir olgu olarak şu bilgiyi anımsayalım; İngiliz kraliyet şirketleri kuzey Amerika’nın sömürgeleştirilmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu tarihsel bilgiyi anımsarken hayırsever kraliçenin, ‘Kenya’daki katliamda, Windrush skandalındaki ırkçılıkta, Irak’taki savaş suçlarında gerçek sorumlunun Kraliçe değil, başbakanlar, derin devletler, gizli servisler ve kapitalist sistemin olduğunu inananlara Kraliçe’nin ve üyesi olduğu İngiliz monarşisinin kapitalist sistemin tam çekirdeğinde, bu sistemi ayakta tutan ana öğelerden biri olduğunu’ (7) anımsatalım.
Yazımızın başında ki kuramımız neydi; ‘dersini diyalektik yöntemlerle çalışan tarih sınıfta kalmaz’ gelin şimdi olaylara ve tarihe bu yöntemle bakarak kendinizi ve toplumsal bütün ilişkileriyle çevrenizi-küçükten büyüğe, dardan genişe, bölgeselden evrensele eğrilecek şekilde bakarak değerlendirin ve soyutlayın. Bugünü veri bütün unsurlarıyla değerlendirerek geleceğin resmini yapmaya çalışın. Yalnız burada yöntemin üzerinde oturduğu determinist zorunlulukla diyalektik birlikteliğin (devrimsel) zamanın ruhuyla uyumlu dengesini dikkate alın.
Kraliçenin heykellerini -gelecekte- ne bekliyor dersiniz?
--------------------
(1) BBC
(2) K.Marx Louıs Bonaparte’ın On sekiz Brumaire’i
(3) F.Engels Klasik Alman Felsefesinin sonu
(4) K.Marx Kapital önsöz
(5) Hegel
(6) K.Marx Kapital cilt 1 sayfa 423
(7) Semiha Durak BirGün 18 Eylül 2022
Doru 2 Yıl Önce
Kalemine sağlık, umarım yakın tarihimizde ki düzeltmeler için yüzyıllar beklenmez
Bekir Hoca 2 Yıl Önce
Sayın öğretmenim kaleminize sağlık. Zevkle okudum. Teşekkürler.
Mustafa Berkay 2 Yıl Önce
Herzamanki gibi zevkle okudum.