Ajans Bakırçay
2023-07-10 21:14:11

Kritiki’den Moshonisia’ya torunların gözünden mübadele!..

Özgür Duygu Durgun

10 Temmuz 2023, 21:14

Bundan tam bir asır önce 1923 yılında 1 milyonu aşkın Anadolulu Rum’un Yunanistan'a, Yunanistan ve adalarında yaşayan yarım milyona yakın Müslüman Türk’ün Anadolu’ya zorunlu göçünden etkilenen kentlerin başında Ayvalık geliyor. Ayvalık Cunda’dan bir mübadil ailenin hikâyesi…

Mübadele ile Girit’ten Türkiye’ye göç eden Türklerin Girit özlemini bahçelerine diktikleri limon ağaçları ile giderdikleri söylenir. Özellikle İzmir’in Karşıyaka ilçesine yerleşmiş olan Girit mübadillerinin evlerinin bahçesinde mutlaka bir limon ağacının bulunması işe bu yüzdendir.

Kimi zaman bir limon ağacının gölgesinde sallanan yapraktır kalpteki sızıyı artıran kimi zaman da mandolinle eşlik edilen özlem dolu, eski bir ada şarkısı.

Aile büyükleri Girit’ten Cunda’ya getirilen 2.kuşak mübadillerden Nazife Şakar Anbarcı ve ailesinin hikayesi de işte bu ince sızı ile hayata neşe ile tutunmak arasında gidip gelen çizgide ilerlemiş. Bu hikâyeye geçmeden önce Ayvalık Giritliler Derneği Başkanı Coşkun Tunçmen’e kulak veriyoruz;

FOTO: NAZİFE İBRAHİM ŞAKAR ANNEANNESİ VE AKRABALARI 1940'LAR

İkinci kuşak mübadillerle birlikte mübadele hafızamızı da kaybediyoruz

2014’te Ayvalık’ta kurulan Giritliler Derneği’nin Başkanı Coşkun Tunçmen, günümüzde Ayvalık’ta yaşayan 2. ve 3. kuşak mübadillerin olduğunu ancak özellikle 2. kuşağa mensup mübadillerinin birer birer aramızdan ayrıldığını belirtiyor. 1923 ve sonrasında Ayvalık ve Cunda’ya yerleşen ilk kuşak mübadillerin, savaşlar, çatışmalar ve göçlerle geçen yıllara dair suskunlukları nedeniyle bu kuşağın neler yaşadığının ne yazık ki kayıt altına alınamamış olduğunu anlatan Tunçmen, "Ben kendi babamdan hatırlıyorum. Girit’e olan özlemi hiç bitmedi ama bize de hiçbir şey anlatmadan bu dünyadan göçüp gitti. Seneler sonra Girit sokaklarında dolaşırken, babamın yaşadığı mahalleyi bulunca oturup hüngür hüngür ağladım. Bizim kabahatimiz, büyüklerimizi bu konuda çok fazla konuşturamamak oldu. Şimdi 2. kuşak büyüklerimizden hayatta olanlar da aramızdan ayrılıyor yavaş yavaş. Bize düşen en büyük sorumluluk, bu döneme dair anıları, anlatıları kayıt altına almak. Derneğimiz bünyesinde Mübadelenin 100. yılı nedeniyle bu konuda bazı projelerimiz olacak. Paneller, konferanslar, sergiler ve konserler düzenleyerek bu konuyu gündemde tutmak istiyoruz" diyor.

FOTO: Coşkun Tunçmen

Girit’e duyulan özlem

Bahçeleri limon kokan Karşıyaka’da bir zamanlar kordon boyunda sıra sıra cumbalı evlerin olduğunu anlatan Nazife Şakar Anbarcı Girit mübadili bir ailenin kızı. Bugün 80 yaşında olan Nazife Hanım’ın annesi Sıdıka Şakar henüz beş yaşındayken Girit’in Resmo kentinden mübadele ile gelmiş. Sıdıka Hanım, büyüyüp evlenme çağına geldiğinde kendisi gibi Girit mübadili olan Halil Şakar ile tanışmış. Bu evlilikten doğan Nazife Hanım ve erkek kardeşi İbrahim Şakar bugün Cunda’nın 2. kuşak mübadillerinden. Büyük anne ve büyük dedelerinin 1924’te mübadele ile ayak bastığı Cunda’da büyüyen Nazife Hanım anlatıyor:

FOTO: SIDIKA ŞAKAR VE EŞİ - 1940

"Yaşlılarımız yani mübadele ile gelen ilk kuşak burada hiç burada mutlu olmadı hep memleket hasreti çektiler. Kolay değil, yolculukta çok zorluk çektiler. Kimisi hastalandı, kimisi doğum yaptı, kimisi gelirken vefat etti. Ölenler denize atıldı. Giritli Türkler, mübadele öncesinde adada çok zulme uğradı. Sağlam erkeklerin çoğu sakat bırakıldı veya yaralandı. Ama benim annem ve babam, büyüklerin tersine çok neşeli, çok canlı insanlardı. Giritliler müziğe ve dansa düşkündür. Dedem iyi kemençe çalardı. Evlerimizden müzik sesi eksik olmazdı. Annem, kendi anne ve babasının aksine dansı ve eğlenceyi çok severdi. Cunda’da bir düğün olacaksa mutlaka anneme göre tarih belirlenirdi çünkü düğünü neşelendiren oydu. Anne ve babam her zaman Avrupai bir yaşam tarzı benimsediler. Birlikte oturup rakı içerlerdi".

Manilerle konuşan bir toplum

Sözü bu noktada Nazife Hanım’ın kardeşi İbrahim Bey alıyor ve başlıyor bir Girit manisine. "Maniler Giritli Türkler arasında çok yaygındır. Giritliler söz sanatlarına meraklıdır ve her konuda bir mâni söylenebilirler. Kimi zaman konu evlilik olur kimi zaman farklı bir kutlama veya bayram. Ayrıca bizde bir gelenek vardır, dargın olanlar danse marşe denilen özel bir oyun ile barıştırılır. Dans öyle bir planlanır ki, dargın olan iki kişi dans ederken kol kola girer ve böylece dargınlık biter".

Nazife Hanım ise Girit manileri söyleyen kardeşine mandolini ile eşlik etmeye başlıyor. Çocukluğundan başlayarak müziğe ilgi duyan, mandolin, piyano, keman dahil olmak üzere pek çok enstrüman çalabilen Nazife Hanım, ünlü bir ada ezgisi olan Samyotisa ile mandoliniyle eşlik ediyor sohbete.

"Ben evlendikten 10 yıl sonra eşimi bir trafik kazasında kaybettim. Ondan sonra uzun süre mandoline dokunmadım. Çok seneler sonra yeniden çalmak istediğimde Ayvalık’ta bir dükkâna girip mandolin bakmaya başladım. Satıcı, torununuza mı alıyorsunuz?, diye sordu. Hayır efendim, dedim. Kendime alıyorum. Girit mübadilleri Batılı kültürle yetişmiş oldukları için diğer mübadillerden biraz farklıdır. Karşıyaka’da 1960’larda hemen her evden piyano sesi gelirdi. O zaman anlardınız o evde bir mübadil oturuyor. O hanımlar en güzel kıyafetleriyle Karşıyaka sahiline çıkarlardı. Şimdi gidip görün Karşıyaka’yı. Ne o güzel cumbalı evler kaldı ne de o zarif insanlar?".

FOTO: 1935 SIDIKA ŞAKAR VE ABLASI

Giritçe konuşanların sayısı hızla azalıyor

Nazife Hanım ve İbrahim Bey, Türkiye’deki pek çok Girit mübadili gibi kendi aralarında Giritçe adı verilen ve günümüz Yunancasından farklı bir lehçe olan dili konuşabiliyor. Bu sayede seneler önce yaptıkları bir Ege adaları seyahatinde günlük dilde kendilerini çok rahat ifade edip, yerel halkla konuşabildiklerini anlatan Nazife Hanım, "Giritçe çok ayrı bir lisan ama maalesef o da ölmek üzere. Giritçeyi konuşabilen bizim kuşak kaldı, bizim çocuklarımız, torunlarımız ne yazık ki bu dile yabancı" diyor.

FOTO: İBRAHİM VE NAZİFE ŞAKAR KARDEŞLER 2023

Şakar’ların müzik ve muhabbetle dolu evlerinden ayrılırken şu sevimli Girit manisi (madinades) kulaklarımızda;

Ağapi den e kateha,

Ğlikena ya priçena

Tora pu tin dokimasa,

Monadiki ya ‘sena

-

Aşkı tanımamıştım,

Acı veya tatlı.

Şimdi ki onun tadına baktım

Tam bana göreymiş.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.